© Ak Gazete 2015

Uzman isim açıkladı! İşte depremde hayat kurtaran 3 detay

AKUT Kurucu Başkanı, Acil Tıp Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Mustafa Ferudun Çelikmen, deprem anından hayat kurtaran 3 önemli detayı açıkladı. 'Deprem çantası ayağınıza takılan prangadır' diyen uzman isim, ''Cenin pozisyonu, cep telefonu ve su hayat kurtarır'' dedi.

Türkiye'yi derinden sarsan Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından 11 gün geride kaldı. Büyük felakette hayatını kaybedenlerin sayısı 35 bini geçti. Onlarca vatandaş yaralanırken binlerce bina yıkıldı. Depremlerden, yaşanan acı afetlerden sonra deprem çantaları tekrar gündemde. Peki, deprem çantası gerçekten hayat kurtarır mı? Yoksa deprem esnasında ve sonrasında hayatta kalmayı sağlayan temel detaylar başka mı? AKUT Kurucu Başkanı ve Acil Tıp Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Mustafa Ferudun Çelikmen, merak edilenleri cevapladı.

''DEPREM ÇANTASI AYAĞIMIZI BAĞLAYAN BİR PRANGADIR''

Hürriyet'e konuşan AKUT Kurucu Başkanı, Acil Tıp Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Mustafa Ferudun Çelikmen, şu ifadeleri kullandı; ''Yıllardır bize 'Depreme hazırlıklı olmak için her evde mutlaka bir deprem çantası olmalı' deniyor. Peki deprem çantasının mantığı nedir? Amacı bir deprem sonrasında enkaz altında kalırsak hayatta kalmamızı sağlamak mıdır yoksa depremden sağ salim kurtulduğumuzda dışarıda işimizi kolaylaştırmak, yardım gelene kadar ihtiyaçlarımızı karşılamak mı?Dolayısıyla deprem çantasını nerede tutacağız? Evde mi aracımızda mı? Bu çantaları aracınızda nasıl tutacaksınız?. Şu anda deprem bölgelerinde kişisel araçların neredeyse hepsinin enkaz altında olduğunu, gelecekteki depremlerde de durumun bundan farklı olmayacağını, yeni yapı yönetmeliğine göre bina altındaki otoparklarda tutulması gereken araçların deprem esnasında bina yıkılırsa enkaz altında kalacak.

Deprem çantası hazırlayıp araçlarda saklamanın bir diğer dezavantajı da içine koyduğumuz şeylerin bozulmasıdır. Arabanın içi sağlıklı bir saklama ortamı değildir. Deprem çantası, çok kısa sürede çok hızlı bir şekilde uygulayacağımız bir eylem planımızın olması gereken yerde ayağımızı bağlayan bir prangadır. Deprem esnasında alacağınız pozisyon bundan çok daha önemlidir. Deprem çantası, ilk sarsıntıyı hissettiğinizde, sevdiklerinizle enkaz altında kalmamak için önceden tasarladığınız acil durum eylem planını uygulamanız gerekirken ayağınıza takılan bir prangadır. Hayatınızı kurtaracak olan ve ilk yapmanız gereken şey, içeriği itibarı ile bavul haline gelmiş çanta değil, gece dahi olsa yakınınızda, şarjda olan bir cep telefonu ve bir pet şişe su bulundurmaktır.''

''DEPREM ÇANTASI RANT HALİNE DÖNDÜ''

''Deprem çantası dediğiniz şey içine doldurulacaklar ile birlikte resmen bavul gibi bir şeye dönüşüyor.'' diyen Çelikmen, ''Bu çantalarda mücevher gözü, para gözü, pasaport gözü ve kıymetli evrak gözü var. Bu çantayı evde en yakınınızda tutmanız lazım ki hırsız çalıp götürmesin. Diyelim ki deprem çantanız evde. Bir sallantı hissedildiği anda çoluğu çocuğu bırakıp bu çantaya mı sarılacaksınız? Deprem çantası diye lanse edilen şeyin kökenini, nereden geldiğini bilmemiz gerekir. Deprem çantası, İkinci Dünya Savaşı sırasında Londra’nın bombalanması sırasında metroda sığınakta kalan insanların mama ihtiyacı, haberleşmek için radyo ihtiyacı, beslenmek için konserve, aydınlanmak için ışık, ısınmak için battaniye ihtiyacı nedeniyle ortaya çıktı. Sonradan rant haline döndü. Enkazdan kurtulmayı başaranlar emin olun bu yiyeceklere ihtiyaç duymaz. Enkazdan çıkan insan, en fakir ülkelerde bile (Çin, Pakistan, Hindistan) bir kuru ekmek, bir tas çorba bulur.” ifadelerini kullandı.

"DEPREM ÇANTASI İŞE YARAMAZ''

Çelikmen, "Siz kurtulanların yanında deprem çantası gördünüz mü?" sorusuna şu yanıtı verdi; ''Bugüne kadar bir tek kişi dahi yanında deprem çantası var diye enkazdan kurtarılmadı. İnsanlar enkaz altında kıpırdayamıyorlar bile. Çanta önünde olsa bile kolunu uzatıp alamayabiliyor. İşte bu yüzden 'Deprem çantası işe yaramaz' diyorum. Önemli olan deprem olduğunda enkaz altından bir şekilde kurtulmak" 

''CEP TELEFONLARI TAM BİR DEPREM ÇANTASI''

"Bana göre ateşten ve tekerlekten bile daha önemli bir icat yani cep telefonları ulaşabilir yerde ve şarjının dolu olmasının en önemli şey. Sadece su ve telefon deprem sonrasında yeterli olur. Cep telefonları, düdük, fener gibi özelliklere sahip. Hem konum atarak kurtarma ekiplerine yer bildirimi yapmanıza hem de dışarı ile irtibat kurmanıza yardımcı olacaktır. Kısacası telefonlar adeta birer deprem çantası.

Yıllardır deprem sırasında yere çöküp masa gibi bir cismin ayağına tutunmayı tavsiye eden Çelikel, 'Çök-Kapan-Tutun' tekniği yerine hayat kurtaran cenin pozisyonunun uygulanması gerektiğini vurguladı.

ÇÖP-KAPAN-TUTUN TEKNİĞİ DOĞRU MU?

Çök-kapan-tutun tekniğini savunan uzmanların olduğunu ancak bugüne kadar yıkılan bir binada çök-kapan-tutun yöntemi ile kurtulan bir tek vaka olmadığını belirten Çelikel, sözlerine şu şekilde devam etti; ''Soğuk Savaş yıllarında Sovyetler Birliği, ABD hidrojen bombası patlattığı için vatandaşlarına camdan geçen ama tuğladan geçemeyen gama radyasyonuna karşı cam seviyesinin altında durmayı amaçlayan bu yöntemi öğretmiştir. Yani bu 1950’lerin bilgisidir ancak maalesef zaman içinde yaygın bir korunma tekniği haline geldi. Yıkılmayacak binada bu teknik kullanılabilir ama yıkılan binalarda bu teknik kullanılamaz. Japonya’da ABD'de geçerli olabilir çünkü onların derdi bina yıkılmasın değil, başlarına bir şey düşmesin. Onların sorunu ile bizimki bir değil. Bugüne kadar bu pozisyonda hayatta kalan olmadı."

''CENİN POZİSYONU HAYAT KURTARIR''

Çök-kapan-tutun pozisyonunda istenen yüksekliğin 80-100 santimetre olduğunu, kendi önerdiğinin ise sağlam bir eşyanın yanında yere yatıp cenin pozisyonunu almak olduğunu belirten Çelikel, kurtardıkları insanların hep bu pozisyonda olduklarını, bu pozisyonun hedef küçülttüğünden dolayı hayatta kalma şansını artıracağını belirtirken şu ifadeleri kullandı; 

“Özellikle bu soğuk havalarda hipotermi riskine karşı en sağlıklı pozisyonun cenin pozisyonudur. Üzerinizden yorgan çekildiğinde istemsiz olarak ne yaparsınız bir düşünün. Küçülür ve cenin pozisyonunu alırsınız ve bu sizi korur. Neden enkaz altından en çok bebek ve çocuklar çıkarılıyor? Küçük oldukları, içgüdüsel olarak bu pozisyonu aldıkları ve yaralanma riskleri azaldığı için. Bu İzmir Depremi'nde de böyleydi, bu depremde de böyle. Küçük oldukları için yaralanma riskleri de azalıyor."

''BU DEPREM 250 KİŞİYİ KURTARDIK''

Bu depremde 250’ye yakın kişiyi kurtardıklarını, bu kişilerin enkaz altında cenin pozisyonunda yattıklarını, bunun teorik bir bilgi olmaktan ziyade kurtulanların gerçeği olduğunu ifade eden Çelikel, ''Yıllarca ‘Deprem anında sıranın, masanın altına girin’ bilgisinin öğretildi ama bu uygulamanın yanlış. Yıkım kararı alınan iki binada cansız mankenlerle bu durumu simüle ettik. Ezilse bile yok olmayan eşyaların yanında olabildiğince hedef küçültmenin yani cenin pozisyonunun daha koruyucu olduğunu gördük. Bina yıkılırsa ve enkaz altında kalınırsa bu şansı iyi kullanmak lazım” dedi.

YAŞAM ÜÇGENİ: KİTAP SAYFASINDAKİ KALEM GİBİ 

''Bina yıkılsa dahi binayı ayakta tutan kolonlar ve kirişler tıpkı kitap sayfalarının arasındaki kalemin yarattığı boşluklar gibi yaşam üçgeni oluşturur” diyen Çelikel, şunları kaydetti; “Yatakların altındaki bazaya kitaplarınızı doldurun ya da nevresimlerinizi koyun yani altı dolu olsun. Kafanıza düşebilecek olan eşyaların sabitlenmiş olması gerekir. Yatağın yanına uzanıp cenin pozisyonunu alın. Ya da içi dolu çeyiz sandığı da yine sizi koruyabilecek sağlam bir eşyadır. Buzdolabı, çamaşır makinesi gibi eşyalar iri eşyalardır ama içleri boştur, sactan yapıldığı için incedir, bu nedenle onlara güvenemeyiz.”

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER