© Ak Gazete 2015

Washington'da giydiriyorsun, ses 'Vaşinkton Portakalı'ndan geliyor!

Hikmet Genç'in köşe yazısı

Bunların yaptığı eleştirel gazetecilik falan değil, bunlar bildiğin düz manyak!.. 

“Trump mektup yazdı, kerih sözler söyledi” deyip ortalığı ayağa kaldırdılar. Erdoğan mektubu bizzat kendi iade edince, Babıali’nin zırtapozları: “iade etti ama ‘takdim’ kelimesini kullandı” deyip çemkirdiler. Nasıl iade edecekti?.. Mektubu kafasına mı geçirecekti?.. Ya da rulo yapıp Pompeo’ya mı verseydi?!.. Neticede Erdoğan mektupla ilgili soruyu cevapladığında Trump ağzını bile açmadı. 

Hasılıkelam bu kritik görüşme sonucunda diplomasi bir kademe daha ileri götürüldü… 

“Anlaşma süreci” zarar görmedi. Türkiye konumunu korudu… 

Erdoğan Türkiye’de söylediklerinin aynısını söyledi, Washington’dan tüm dünyaya seslendi… 

Abdi’nin terörist elebaşlarından biri olduğu hatırlatıldı. Hakkındaki bilgiler CIA belgeleriyle birlikte “takdim” edildi!.. 

Trump; “Ben Erdoğan’ın ‘fan’ıyım (hayranıyım)…” dedi. (Trump da yandaşmış meğer?!.. Artık ona da giydirirsiniz!..) 

ABD ve dünya basınından birkaç başlık da görelim; 

CNN; “Hiçbir lider, Erdoğan kadar, Trump’tan istediğini elde edemedi.” 

Financial Times; “Türkiye’nin gücünden övgüyle bahseden Trump, Erdoğan’a hayran!” 

Haaretz; “Erdoğan istediğini aldı ve Trump resmen Erdoğan’a teslim oldu” 

Die Welt; “Erdoğan mektubu iade etti, Trump sustu” 

Lakin içimizdeki “dış mihraklar” yine rahatsız oldu. 

Mesela Hilal Kaplan Trump’a sordu!.. 

(Özetle); “YPG’li terörist elebaşı kod adı Mazlum Kobani’yi Beyaz Saray’a davet ettiniz. Türkiye’de şu kadar katliamın sorumlusu. Bugünkü toplantıdan sonra hala onu çağırmayı düşünüyor musunuz?..” 

Valla çatır çatır sordu o soruyu… 

Trump, Helenistik Çağlardan başladı, kovboy filmiyle devam etti, uzaylılarla bitirdi!.. 

Yani hiçbir şey demedi. Soru ağır geldiği için; “Gazeteci olduğunuza emin misiniz, Türkiye için mi çalışıyorsunuz” diyerek güya esprili bir savuşturma yapayım derken ağır saçmaladı. 

Bir de baktık ki, hepimizin sormak istediği o soru, nereye ait olduğunu bilemediğimiz “içimizdeki dış mihraklara” çok koymuş. 

Efendim Trump, Hilal Kaplan’a haddini bildirmiş… 

Özür dilerim ama çüşş yani… 

Dünya basını Washington’daki görüşmeyi yorumlarken Erdoğan’dan övgüyle bahsediyor. 

Bir de bizimkilerin hali perişanına bakın. 

Bir diğeri de, “diplomatik rezalet” demiş… 

Ulan “Washington’da diplomatik giydiriyorsun, ses bizim ‘Vaşinkton Portakal’ından geliyor… 

Çok özür dilerim ama çüşş yani, ve hatta ohaa!.. 

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER