Yeni kabinenin derdi, muhalefeti gerdi

Yeni kabinenin “coğrafi” özellikleri…

Politik dengeler açısından gerekliliği…

Siyasi ve ekonomik dengeler açısından maliyeti…

Bakan değişiklikleri konusunda CHP’nin sözde “Adalet Yürüyüşü”nün alçak basıncının etkisinde kalınması ihtimali…

Sosyo-psikolojik olarak siyasi kulisleri alabora etmesi…

Vıdı vıdı vıdı vıdı konuşuyorlar!

Tamam, ağzı olan konuşuyor diyelim ama…

Alan razı, veren razı…

Giden razı, gelen razı…

İyi de bunlara ne oluyor?

Erdoğan’ı günahı kadar sevmeyen, AK Parti’ye gıcık taife, giden bakanlardan çok dizine vuruyor. Eski kabine için resmen yas tutuyor.

İktidar cephesine bakıyorsunuz… Her şey süt liman olmasa da “kol kırılır, yen içinde kalır” felsefesinden hareketle, kimseye malzeme verilmiyor.

İktidarla ilgili teknik meseleler, el ağzına sakız edilmiyor.

Hülasa… İktidarın zirvesinin yeniden dizaynı konusunda bir sıkıntı söz konusu değil. 

Yani… Ortada, bu “uçan balonların” karnını şişiren FETÖ gazı dışında bir “gerilim” sezilmiyor!

Sıkıntı muhalefette… Çünkü muhalefetin alayı, dış istihbarat servislerinin algı operasyonlarına teşne…

Yeri gelmişken KK’yı anmadan geçemeyeceğim… 

Artık bir komedi fenomenine dönüşen Kemal Kılıçdaroğlu, bu manzaranın en trajikomik yerinde…

Böyle kifayetsiz muhteris, böyle müflis bir siyasetçi olunca el mecbur, ümitlerini sokağa bağlamış durumda!

Gezi Kalkışması, 17-25 Aralık, Kobani Kalkışması, MİT Kumpası, 15 Temmuz Darbesi…

Türkiye’yi türbülansa sokan her darbe teşebbüsünde Kılıçdaroğlu ille de darbecilerle ittifak halinde…

Mecliste elde edemediği zaferi, terör örgütlerini de peşine katarak, sokaklarda ele geçirme niyetinde.

Çünkü gerçek şu ki… 

CHP’nin başına gelen en büyük felaket olan bu adamın ipi BND’nin, CIA’nın, FETÖ’nün, PKK’nın elinde…

Eh her biri onu bir tarafa çekiştirince de şirazesini kaybetmesine şaşırmamak gerekir herhalde…

YAZININ TAMAMI İÇİN