Yunan hukuk cahili!
DÜNYATürkiye’ye 2, kendi ana karasına ise 580 kilometre uzaklıkta bulunan Meis Adası üzerinden deniz yetki alanı talep eden Yunanistan’ın hayalleri suya düştü. Oruç Reis’in Akdeniz’e inmesinin ardından kuduran ve Türkiye’ye yönelik küstah tehditlerde bulunan Yunanistan’ın ada parçalarını “ana kara” olarak iddia etmesinin uluslararası hukukta karşılığı bulunmuyor.
Yüzölçümü 10 km olan Meis adasının 40 bin km’lik çevresini isteyerek ülkemizi Antalya Körfezine hapsetmeye kalkan Yunanistan’a rest çeken Türkiye’nin haklarını ispat eden tam 4 farklı mahkeme kararı bulunuyor.
Uluslararası Adalet Divanı, 1984 tarihli Maine Körfezi Davası’nda bir devletin yakınındaki deniz alanını bir başka devlete vermenin hakkaniyete uymadığını belirtti. İngiltere-Fransa arasında Manş Denizi’ndeki anlaşmazlığın görüldüğü tahkim davasında ise Fransa kıyılarına oldukça yakın konumdaki Birleşik Krallık’a bağlı adalarının kıta sahanlığına sahip olamayacağı, sadece karasuları hakkı kazanabileceği belirtildi.
Fransızlar hak iddia etti
Örnek olarak, Birleşik Krallık’a bağlı, 2011 nüfus sayımına göre 98 bin nüfuslu ve Fransa’nın Normandiya bölgesine sadece 25 kilometre uzaklıktaki Jersey Adası’nın sadece karasularına sahip olabileceği belirtildi. Söz konusu ada İngiltere’ye ise 150 kilometre uzaklıkta. Bu noktada, Doğu Akdeniz’de Türkiye’yi uluslararası hukuka aykırı hareket etmekle suçlayan Fransa’nın geçmişte kendisine yakın İngiltere’ye bağlı adalara karşı hak iddia etmesi ve bunun mahkemeler tarafından tescil edilmesi oldukça manidar.
Romanya ve Ukrayna, Eylül 2004’te, başarısız ikili müzakerelerin ardından deniz yetki alanlarının belirlenmesi konusunda Uluslararası Adalet Divanı’na başvurdu.
Romanya-Ukrayna davası
İki ülke arasındaki anlaşmazlığın başlıca sebebi 100 kişilik nüfusu bulunan ve Romanya’ya oldukça yakın konumdaki Yılan (Zmiinyi) Adası’ydı. Uluslararası Adalet Divanı’nın 3 Şubat 2009 tarihli kararında Yılan Adası’nın Ukrayna’nın iddia ettiği gibi kendi başına bir kıta sahanlığı ya da münhasır ekonomik bölge hakkı iddia edemeyeceği belirtildi. Kararla, Yunanistan’a benzer şekilde bir ada üzerinde kıta sahanlığı hayallerine kapılan Ukrayna’nın haksız taleplerde bulunduğu ortaya çıktı.
Sınır ada değil kara parçası
Libya ve Malta arasındaki anlaşmazlık, Uluslararası Adalet Divanı’na taşındı. Deniz yetki alanının belirlenmesinin değerlendirilmeye alındığı davada, Malta’nın ada devleti olması nedeniyle Libya’dan talep ettiğinden daha az deniz yetki alanına sahip olması gerektiği sonucuna ulaşıldı. Eritre-Yemen anlaşmazlığından çıkan sonuç da Türkiye’nin haklılığını ortaya koyuyor. Buna göre, iki ülke arasındaki deniz sınırının belirlenmesinde adaların ve kaya parçalarının mesafesi değil iki ülkenin karaları arasındaki mesafe dikkate alındı.
Doğu Akdeniz’de hakkı yok
Konuya ilişkin değerlendirmede bulunan Sakarya Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ebubekir Sofuoğlu, Yunanistan’ın Doğu Akdeniz’de hiçbir söz hakkı olmadığını belirterek şunları dile getirdi: “Yunanistan, Akdeniz’in en uzun kıyısına sahip Türkiye’yi denize ayağını bile sokamayacak dereceye getirmeye çalışıyor. Yunanistan, kendisine ait olmayan bölgeleri, münhasır ekonomik bölgesi diye ilan edip, şimdiye kadar hukuksuz bir uygulama yapıyordu. Yunanistan haklıysa uluslararası mahkemelere gidererek, Türkiye’yi bu konuda mahkemelere mahkum ettirebilir. Oldubitti tavrı açıkça haksızlığını ortaya koyuyor. Türkiye, kendi hakkının arkasındadır. Yunanistan, er ya da geç Meis adası açıklarını verecektir. Ancak Türkiye bunun üzerinden Ege adalarında da benzer haklarda bulunurlar korkusunu yaşıyor. Adalet Divanı’nın bu yönde birçok kararı da bulunuyor.”
İlginizi Çekebilir