Fransız TV’sine katılan Patrice Franceschi, yaptığı konuşma boyunca Türkiye’ye iftiralar atarak teröristleri savundu. Franceschi, “Eğer biz engel olmazsak, Erdoğan Irak’a kadar Suriye’nin tüm kuzeyini alacak.” dedi.
FRANSIZ TELEVİZYONU SORDU: SURİYE’DE TÜRKİYE İLE BATI ARASINDA BİR ÇATIŞMAYA DOĞRU MU?
4 Nisan günü Fransız kanalı Arte’de yayınlanan 28 Minutes adlı programda gündem maddelerinden biri olarak Türkiye ile Fransa arasında mesele olan Suriye’deki vaziyet idi. Program, Suriye’de Türkiye ile Batılılar arasında bir karşılaşma mı olacağı sualini masaya yatırdı.
“EĞER BİZ ENGEL OMAZSAK ERDOĞAN IRAK’A KADAR TÜM KUZEY SURİYE’Yİ ALACAK”
Konuşmacılardan Patrice Franceschi, konuyla alakalı baştan sona terörist destekçisi ve Türkiye’ye iftiralar yağdıran bir tutum takındı. Erdoğan’ın Suriye’ye saldırıp bütün hak hukuku ihlal ettiğini, “tiranlar gibi konuştuğunu” söyleyen Franceschi Erdoğan ve tavrı için, “en başından beri Suriye'nin kuzeyinden Irak'a kadar alacağını açığa vurdu, eğer ki biz engel olmazsak” ifadelerini kullanıp tehlikede olduklarını ima etti.
Konuşmasını ayrıca birçok palavrayla da doldurdu. Türk ordusunun tam bu konuşmayı yaptıkları sırada vagonlarında el-Nusra, el-Kaide ve DAEŞ'in geri kalanını Afrin bölgesine taşıyıp yerleştirdiklerini ifade eden Patrice Franceschi, “Kobani savaşlarında Türkiye'nin DAEŞ'e tüm vuruşmalarında devasa yardım yaptığını gördüğü” yalanını da söylemekten hicap duymadı. Teröristlere canhıraş şekilde sahip çıkan Franceschi, bunların katliamını ise, “Türkler ve Suriyeli cihadçılar tarafından şu anda Afrin topraklarında etnik temizlik gerçekleştiriliyor ki bu korkunç bir şey, dehşet verici bir şey” sözleriyle anarak PKK’lılar ile birlikte kahrolduğunu da açığa vurmuş oldu.
TÜRKİYE’YE YAPILAN HÜCUMLARI YETERLİ BULMADILAR
Türkiye’ye ve vakaya tamamen “Fransız kalmış” Franceschi’nin tüm bu rezalet ifadelerine rağmen programın diğer 2 konuğunun itirazları da gözlerden kaçmadı. Diğer konuk Agnes Levallois, “Türkiye ile sözlü olarak münakaşa devam etmeli. Fransa'nın çatışmaya girmekle kazanacağı bir şey yok” diyerek Türkiye’nin bölgesel önemine vurgu yaparken Profesör Betrand Badie ise PKK’nın bir terör örgütü olduğuna dikkat çekti.
Fakat, programda oluşan bu tablodan 28 minutes program yapımcıları herhalde rahatsız olmuş olacaklar ki, programın ardından Twitter hesaplarında haftalar önce yaptıkları başka bir programdan kesit paylaştılar. Videoda Özgür Gündem yazarlığı ve terör destekçiliğiyle malum Aslı Erdoğan’ın programlarında yapmış olduğu konuşmadan bir kesit mevcuttu. Aslı Erdoğan programda, Fransızlardan öte hücuma kalkışmış ve Erdoğan’ın toplum üzerinde büyük baskıda bulunup demokrasiyi önemseyen insanları izole edilmiş hissine soktuğunu söylemişti.
ZİHİNLERİNE NAKŞEDİLMİŞ OSMANLI KORKUSUNU İYİCE AÇIĞA VURDULAR
Görülmektedir ki Batı medyasının son dönemde iyice açığa vurduğu Osmanlı korkusu enteresan bir boyuta ulaştı. Batılılar, Türkiye’nin, kendisine onlarca yıldan beri bela olup on binlerce masum insanını çoluk çocuk demeden bir terör örgütünü tepelemekte oluşunu, adeta bütün dünyayı taht-ı tasarrufu altına alma girişimi olarak telakki edip buna göre yayınları arttırır oldular. Mart ayı sonunda evvela önde gelen İngiliz gazetelerinden Daily Express, Erdoğan’ın “İslam ordusu” ile 3. Dünya Savaşı başlatacağı konulu bir yayın yapmış, daha sonra bunu İsviçre gazetesi L’Observateur aynen paylaşıp ileri sürmüştü.
Şimdi ise bir Fransız televizyon programı, Suriye’de Türkiye ile Batı arasında bir fiili çatışma olup olmayacağını sorguladı. Zahirde bir terör örgütü için cihan harbi senaryolarına girmiş olmalarındaki devasa rezalet bir yana, bâtında Osmanlı’nın kendilerinde bıraktığı müthiş derin iz ve ona yaklaşan hiçbir şeyin hayata geçmemesi derdi kendisini de böylece en net surette göstermeye başladı.
GÜÇLENEN VE KORKULAN TÜRKİYE'Yİ "ATATÜRK DEVRİ" İLE DEĞİL DE OSMANLI İLE ANMALARI DİKKAT ÇEKTİ
Dğer yandan Batılıların her seferinde; güçlenen, geleceğinde söz sahibi, hakkını koruyan, zalime sille indiren, mazluma sahip çıkan, bütün kin ve garezlerine rağmen düşmanlarına dahi istemeden olsa ikrar ettirdiği birtakım başarılar elde eden Türkiye’yi, “Atatürk Türkiye’si geliyor” diye değil de “Osmanlı diriltiliyor” diye sunmaları da ayrıca dikkat çekti. Bütün bu acımasız, emperyalist, bir yanda sömürdüklerini mahvederken diğer yanda arızalı fikriyat ve düzeniyle kendisine de bir dünya problem açan Batılı kafanın korku ve telaş içinde “Osmanlı’yı canlandıracaklar” yayını yapıp bunu önlemeye çalışması ve üstelik de engellemek için “Atatürk devrine dönülüp o zamanki gibi bir Türkiye” istediklerini açıklıkla yazmaları, yaşanmakta olan tarihi süreç ve fecaat dünyaları için asıl korkulu rüyalarının ne olduğunu göstermesi açısından da pek manidar bulundu.
Yorum Yazın