15 Temmuz’da tankın üzerinde sırtından vuruldu, omuriliği parçalandı. Tekerlekli sandalyeye mahkûm olan Mardinli Halil Algan, 1 yıllık tedavinin ardından memleketinde kahraman gibi karşılandı
Mardinli 2 çocuk babası 46 yaşındaki Halil Algan, İstanbul'da ithalat ve ihracat yapan bir şirketin sahibiydi. 15 Temmuz hain darbe girişimi gecesi de İstanbul'daydı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın çağrısıyla sokağa fırladı. Esenlerdeki Atışalanı Köprüsü civarında darbecilere direnmek için bir tankın üzerine çıktı. Ancak, bu sırada halkın üzerine ateş açan hainlerin kurşunlarına hedef oldu. Bir mermi omuriliğini parçalamıştı. Hemen hastaneye kaldırılan Algan, 45 gün yoğun bakımda kaldı. İstanbul'daki tedavisinin ardından ise Ankara'da bulunan Gaziler Rehabilitasyon ve Fizik Tedavi Eğitim Araştırma Hastanesi'ne sevk edildi. Ancak, kurşun omuriliğini parçaladığı için tekerlekli sandalyeye mahkûm kaldı. Ankara'da bir yıldır süren tedavisi tamamlanan Algan, dün bir yılı aşkın süredir görmediği memleketi Mardin'e geldi. Havalimanında ellerinde Türk bayrakları ile "Kahrolsun FETÖ" sloganları atan kalabalık tarafından bir kahraman gibi karşılanan Algan, her şartta ve her şekilde Allah'a şükür ettiğini söyleyerek, "Gönül isterdi ki şehit olarak gelelim ama böyle gelmek naip oldu. Şükürler olsun ölmedik ama ölsem de kötü olmazdı. Vatanımız için bu hallere düştük. Bin kere şükürler olsun. Bin kere daha olsa aynı şeyi tekrarlarım. Vatanımızı seviyoruz. Vatanımız için bir kere değil, bin kere ölürüz. Beni hayatım boyunca tekerlik sandalyeye mahkûm eden FETÖ'cülere buradan mesajım var. Vatan için her zaman ölürüz, vatan bölünmez bir bütündür. Beni tekerlekli sandalyeye mahkûm ettiler, ama vatanı bölemediler, bölemezler de. Darbecilerin cezasını çekmesini istiyorum" dedi. Halil Algan, kontrollü darbe söylemlerine de tepki göstererek, "Ne kontrollü? Kontrollü diye bir şey yok, bunu söyleyenler yalan atıyor" ifadesini kullandı.
'VURULUNCA KENDİMİ KALABALIĞA BIRAKTIM'
O gece yaşadıklarını da anlatan Algan, "Atışalanı Köprüsü'nde tanklar olduğunu duyunca kalabalıkla birlikte oraya yöneldik. Tankların üzerine çıkarak, içerdeki darbeci hainleri çıkarmaya çalıştık. Ancak tanklar arabaları eze eze gitmeye başladı. Kalabalığı geçince daha da hızlandılar. Bu nedenle üzerindeki insanlar düşmeye başladı. Benim bulunduğum tankta 2 kişi kaldık ve bu şekilde birkaç kilometre gittik. Bu sırada tankın üzerinde bir takoz buldum ve onu alıp içerideki askerlerin kafalarına vurdum. O esnada silah sesi geldi, tankın içinden ateş açtılar. Vurulduğumu anladım ve Allah'a dua etmeye başladım. Biraz daha ilerledikten sonra kalabalığın arasına girdik. Orada kendimi bıraktım. Sonrasını hayal meyal hatırlıyorum" dedi.
Yorum Yazın