2007 yılında Meclis'te Cumhurbaşkanı seçimlerini kilitleyen ünlü 367 krizinin mimarı Sabih Kanadoğlu, oldukça sembolik bir günde, 28 Şubat'ta can verdi.
ÖLDÜ
Eski Yargıtay Başsavcısı Sabih Kanadoğlu'nun Türkiye Müslümanlarıyla mücadelesi son buldu. İslamî değerlere karşı sarsılmaz nefretiyle bilinen Kanadoğlu, 84 yaşında öldü.
'Laik cumhurbaşkanı' Ahmet Necdet Sezer'in yerine AK Parti'li bir isim geçmesin diye 2007 yılında yapmadığını bırakmayan Kanadoğlu, TBMM'de cumhurbaşkanlığı seçimi yapılabilmesi için 367 milletvekilinin Genel Kurulda hazır bulunması gerektiğini iddia etmiş, dönemin CHP'sinin bu icadı sahiplenmesiyle seçimler kilitlenmişti.
Sabih Kanadoğlu
367'nın altında bir katılımla yapılan seçimlerde Abdullah Gül cumhurbaşkanı seçildi ancak TBMM'deki oylamayı Anayasa Mahkemesi iptal etti. Böylelikle Sabih Kanadoğlu imzalı '367 krizi' Türkiye'nin yeni bir genel seçime gitmesiyle noktalandı.
28 Şubat darbe döneminin yılmaz savunucusu, CHP'nin akıl hocası Sabih Kanadoğlu, Refah Partisi'ni kapatıp Fazilet Partisi hakkında da kapatma davası açmış Yargıtay eski Başsavcısı Vural Savaş ile AK Parti'ye karşı sayısız darbe planlayan 28 Şubat'çı eski Jandarma Genel Komutanı Şener Eruygur'un ardından son bir ayda mezarın yolunu tutan 3. 'sembol isim' oldu.
12 EYLÜL İDARESİNDE YARGITAY'A GİRDİ
Sabih Kanadoğlu, bir süredir Başkent Hastanesinde tedavi görüyordu.
Kanadoğlu, 20 Mayıs 1938'de Menemen'de doğdu. İstanbul Kabataş Erkek Lisesini bitiren Kanadoğlu, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesinden 1959 yılında mezun oldu.
Mesleğe Burhaniye hakim adayı olarak başlayan Sabih Kanadoğlu, sırasıyla Orhaneli ve Erzurum cumhuriyet savcılığı, Bingöl sulh hakimliği, Tokat ve Kırşehir ağır ceza mahkemesi başkanlığı, İzmir ceza hakimliği ile Bakırköy ağır ceza mahkemesi başkanlığı görevlerinde bulundu.
19 Temmuz 1984 tarihinde Yargıtay üyeliğine seçilen Kanadoğlu, 26 Aralık 1994 tarihinde Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nca 11'inci Ceza Dairesi Başkanlığı'na seçildi.
Sabih Kanadoğlu, 21 Ocak 2001'de Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı görevine başladı.
Kanadoğlu, evli ve üç çocuk sahibiydi.
367 KRİZİNDE NELER YAŞANDI?
2000 yılından beri Çankaya Köşkü'nde oturan 10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in görev süresi 16 Mayıs 2007'de doluyordu. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti'nin cumhurbaşkanı adayının Abdullah Gül olduğunu ilan etti.
'Cumhuriyet Mitingleri' adı altında tertip edilen sokak provokasyonları ve 'Ordu Göreve' pankartlarıyla süslü darbe çağrılarıyla geçen o dönemde CHP'nin akıl hocası Sabih Kanadoğlu, ilginç bir öneriyle gündeme geldi.
Anayasa'nın 102. maddesine göre cumhurbaşkanı seçilebilmek için, ilk iki turda nitelikli çoğunluk (367 oy), sonraki iki turda ise salt çoğunluk (276 oy) aranıyordu.
Eski Yargıtay Başsavcısı Kanadoğlu, 26 Aralık 2006'da Cumhuriyet'te yayımlanan yazısında, anayasada belirtilen 367'nin sadece karar yeter sayısı değil, aynı zamanda toplantı yeter sayısı olduğunu ortaya attı. Bu görüşe göre oylamalara en az 367 kişinin katılması gerektiği, aksi halde sonucun geçersiz olacağı iddia edildi.
Bu görüşü sahiplenen Cumhuriyet Halk Partisi, Meclis'te 27 Nisan 2007 günü gerçekleştirilen cumhurbaşkanlığı seçimi oylamalarına katılmadı. Böylelikle o dönem TBMM'de sandalye sayısı 354 olan AK Parti'nin tek başına kendi oylarıyla cumhurbaşkanı seçmesinin engellenmesi hedeflendi.
Tarihe '27 Nisan Bildirisi' olarak geçen E-Muhtıra'nın gölgesinde, bir darbenin ayak sesleri eşliğinde yapılan ilk tur oylamada Abdullah Gül 357 oy aldı. Oylamanın hemen sonrasında, CHP 367 iddiasıyla seçimi Anayasa Mahkemesine taşıdı. Konuyu jet hızla gündeme alan AYM, Sabih Kanadoğlu'nun 367 icadını yerinde bularak TBMM'de yapılan oylamayı iptal etti.
AK Parti hükümeti krizin çözümü için milletin hakemliğine başvurdu. Türkiye böylece 22 Temmuz 2007 tarihinde erken genel seçime gitti. Seçimlerde AK Parti yüzde 46'lık oy oranıyla 341 milletvekili sayısına ulaşırken, CHP yüzde 20'lik payla 112 vekile, MHP ise yüzde 14'le 71 sandalyeye sahip oldu.
Seçimlerin ardından MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Meclis'te yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimlerine katılacaklarını ilan ederek 367 tartışmalarını bir daha açılmamak üzere tarihe gömdü. TBMM'de yapılan seçimlerde Abdullah Gül, Türkiye'nin 11. Cumhurbaşkanı seçildi.
SON SÖZLERİ 'İSTANBUL SÖZLEŞMESİ' OLDU
Türkiye, 'kadın hakları' kılıfı altında LGBT merkezli cinsiyetsizleştirme projesine yasal zemin teşkil eden İstanbul Sözleşmesi'nden, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kararıyla çekildi. Sabih Kanadoğlu, İstanbul Sözleşmesi'nin iptaline geçtiğimiz yıl Halk TV'de bu sözlerle tepki gösterdi.
Kaynak:trhber
Yorum Yazın