PKK, 3 yıl önce Leyla’yı dağa kaçırdı. Annesi kızını kurtarmak için oturma eylemi yaptı, Cumhurbaşkanı’na çıktı. 3 ay önce Leyla teslim olmak isteyince PKK’lı hainler bomba atıp Kalaşnikof’la taradı. ‘Öldü’ diye morga kaldırılan Leyla mucize eseri hayata tutundu. Anne Güneş ise sonunda huzura erdi: Yaralı da olsa, tutuklu da olsa kavuştum. Yaşaması bana yeter. Allah Cumhurbaşkanımızdan razı olsun
Terör örgütü PKK, 3 yıl önce yaşları 12-16 arasında değişen 47 okul çağındaki çocuğu, "Sizi pikniğe şelalelerin olduğu yerlere götüreceğiz" diye kandırıp Lice kırsalına götürdü. Dağa kaçırılan çocuklar, kısa bir eğitimin ardından, bir kısmı Kandil'e, bir kısmı Suriye'deki YPG saflarına, bir kısmı da Güneydoğu kırsalına gönderildi. Yıllardır yürekleri yanan anneler, o dönemde ilk kez, tehditlere aldırmadan örgüte tepki göstererek, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi önünde 3 ay boyunca oturma eylemi ve açlık grevi yaptı.
O annelerin en önünde ise 15 yaşındaki Leyla Güneş'in annesi Ayfer Güneş vardı. Evlat acısı yaşayan anneler şu anda cezaevinde olan HDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ile Büyükşehir Belediye Başkanı Gültan Kışanak'tan yardım istedi. Ancak her ikisi de ailelerin çığlıklarına kulaklarını tıkadı. Zabıtalarca zor kullanılarak belediye binası önünden darp edilip küfür edilen anneler bunun üzerine çareyi Ankara'ya Cumhurbaşkanı'yla görüşmeye gitmekte buldu. Anneleri kabul eden Cumhurbaşkanı Erdoğan tek tek görüştü. Elinde kızının fotoğrafıyla gözyaşlarına hâkim olamayan Ayfer Güneş'le ayrıca ilgilenen Erdoğan, kızının kurtarılması için devletin bütün imkânlarının seferber edileceği sözünü verdi.
Bölgedeki operasyonlarını aralıksız sürdüren güvenlik güçleri, geçen 29 Nisan'da, bir terörist grubunun, Tunceli kırsalındaki Aliboğazı mevkisindeki 2 mağarada gizlendiklerini belirledi. Gruptakiler arasında örgütte zorla tutulan Leyla Güneş de vardı. Bunun üzerine Şahinler adı verilen Jandarma Özel Harekât Timleri nokta operasyon gerçekleştirdi. 2 gün süren çatışmaların sonuna doğru Leyla, teslim olmak için yerinden fırlayıp, askerlere doğru koşmaya başladı. Durumu fark eden diğer teröristler ise hiç acımadan Leyla'ya el bombası atıp Kalaşnikof'larla taradı. Yaralanan Leyla kanlar içinde yere düşerken, JÖH timleri de teröristlerin ateş açtığı mağarayı yoğun ateş altına alarak, 11 teröristi öldürdü. 6 terörist ise teslim oldu. Ateş kesilince Leyla'nın bulunduğu yere giden askerler kafasına şarapnel parçası saplanan, çene, omuz ve bacağından yaralanan genç kızı hareketsiz halde buldu. Öldüğü düşünülen Leyla da diğer teröristlerle birlikte helikopterle Elazığ Adli Tıp Kurumu'na götürüldü. Morg görevlileri, Leyla'nın bulunduğu ceset torbasının hareket ettiğini görünce hemen doktorlara haber verdi. Nabzı attığı belirlenen genç kız, hemen Beyin Cerrahisi'nde ameliyata alındı. Teröristlerin attığı el bombasının şarapnel parçası kafatasından çıkarılan Leyla'nın çenesi, omzu ve bacağındaki yaralara da müdahale edildi. Bir ay süren tedavisinin tüm masrafları da devlet tarafından karşılandı. Ancak beyin travması geçirdiği için, kısmen hafızasını kaybetti. Kızının örgütten kurtulduğu haberini alan Ayfer Güneş ise kızıyla hastanede buluştu.
BU FOTOĞRAF ÖRGÜTÜ ÇİLEDEN ÇIKARDI
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile çocuğu dağa kaçırılan annelerin buluşması sırasında çekilen bu fotoğrafı ve sonrasında yaşadıklarını anlatan anne Ayfer Güneş, "Diyarbakır Belediyesi önünde oturma eylemi yaptığımız dönemde terör örgütü beni ve ailemi, 'siz hainsiniz, işbirlikçisiniz. Çocuğunuzla gurur duymanız gerekirken devletten medet umuyorsunuz. Eylemi bitirin ve Diyarbakır'ı terk edin' diyerek tehdit ettiler. Cumhurbaşkanıyla tokalaşırken çekilen fotoğraflarım basında çıkınca tehditler daha da arttı ve can güvenliğimiz olmadığı için Diyarbakır'ı terk edip İstanbul'a göç etmek zorunda kaldık. Ama tehditler bizi yıldırmadı" dedi.
'YETER Kİ YAŞASIN'
SABAH'a konuşan anne Ayfer Güneş "Ankara'ya gittiğimde Cumhurbaşkanımız elimi tutarak kızımın kurtarılması için her türlü imkânı sağlayacağı sözünü vermişti. Rabbime şükürler olsun ki, kızıma yaralı da olsa, tutuklu da olsa kavuştum. Yaşaması bana yeter. Allah Cumhurbaşkanımızdan, Başbakanımızdan ve kızımı bana sağ salim ulaştıran askerlerimizden bin kere razı olsun. Kızımın tedavi sürecinde de devletimiz yanımızda oldu. Ancak beyin travması geçirdiği için bazen kimseyi tanımıyor. Avukatlar 30 bin lira para istedi. Ama benim kızımı ziyarete gidecek param bile yok. Haftada bir telefonla görüşebiliyoruz ve çok ağlıyor. Bir an önce evine dönmek istiyor. Devlet büyüklerimiz kızımla bizi tamamen kavuştursun" dedi.
ETKİN PİŞMANLIK BEKLİYOR
Psikolojik destek de verilen Leyla ifadesinde, dağa kaçırıldığı günden beri kaçmak için sürekli plan yaptığını ve fırsat kolladığını, durumu fark eden örgüt üyelerinin de kendisine güvenmediğini ve bu nedenle hiçbir silahlı eyleme katılmadığını anlattı. Çatışma yaşanırken saklandığı mağaradan askerlere doğru koştuğunu ancak teröristlerin ateşiyle vurulduğunu söyleyen Leyla, etkin pişmanlıktan yararlanma talebinde bulundu. Elazığ Cezaevi'nde tutuklu bulunan Leyla hafıza problemi yaşadığı için haftada bir kez annesiyle telefonda görüşebiliyor.
Yorum Yazın