İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, ÜLKE TV canlı yayınında gündeme dair önemli açıklamalarda bulunuyor.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, ÜLKE TV canlı yayınında Turgay Güler, Hasan Öztürk ve Yusuf Alabarda'nın sorularını yanıtlıyor.
Bakan Soylu'nun açıklamalarından satır başları şu şekilde:
BAKAN SOYLU 'İLLEDE ROMAN OLSUN' PERFORMANSI HAKKINDA KONUŞTU
"Kaptanpaşa'ya giderken, roman mahallesinden geçerken oldu. Çok duygusal bir toplantıydı. Güzel bir toplantıydı. Her birisi Sayın Cumhurbaşkanımıza selamlarını iletmemizi söyledi. Biz de üzerimize emanet aldık."
"14 MAYIS'TA MİLLET BEN BU PARLAMENTER SİSTEMİ GÖRMEK İSTEMİYORUM DEDİ"
"Bir kere birinci turun analizini yapmak lazım. Birinci turda bu millet ne dedi. Birinci turda milletimizin söylediği birinci tespit şudur. Bu ülkede Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi başladı. Muhalefet biz bunu kaldıracağız dedi. Hatta ben Başbakan olacağım diyen birisi de çıktı. Görünürde olanlar var, olmayanlar var. Biz bunların aslı nedir hiçbir şey bilmiyoruz. Bildiğimiz tek bir şey var. Başkanlık sistemi kalkacak, parlamenter hükümet sistemi gelecek. Güçlendirilmiş onun fiyakası. Cumhurbaşkanı yine formal bir cumhurbaşkanı olacak. Ama esasında Başbakan yönetecek. 1961'den, 2002'ye kadar hükümetlerin ortalama görev süresi 1 yıl ortalama. Bundan Demirel'in 6 yılını ve 1983-1990 Özal dönemindeki 7 yılı çıkarın aslında 1 yıllık süreçler var. Meral Akşener çıktı dedi ki devletin 7 bakanlığı var. Sonra 8, 9, 10 oldu. Kendisi 5.5 ay bakanlık yaptı ben 8 yıldır bakanlık yapıyorum. Siz ülkenizin bir ilinin bir tarafındaki eksikliği giderebilmek için Aile ve Sosyal Hizmetler, orayı çevirebilmek için Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'na gerek var. Şimdi af edersiniz Kültür Bakanlığı olmadan bir devleti şekillendirebilir misiniz? Netflix'teki filmlere göre şekillendirecekseniz o zaman tamam. Burada böyle sakat bir bakış açısı var. Bu eski Türkiye'nin bakış açısıdır. Bireysel standardı sürekli yükselen ve ihtiyaçları artan toplum, kendine ait ihtiyaçları değil çevresel ihtiyaçları da düşünen bir devletten bahsediyoruz. Yeri geliyor İngiltere'deki bir sağlık problemine müdahale etmek zorunda kalıyorsunuz. Yaptık bunu. Şimdi Kuzey Suriye'de bu güvenli hale getirdiğimiz bölgede olmayan bakanlık yok. Siz hangi biriyle bu işi yapabileceksiniz."
"TAYYİP ERDOĞAN 21. YÜZYILDA ÜÇ ŞEYİ YAPTI"
"2012'ye sizi geri götürmek istiyorum. O zaman FETÖ var. Doğu ve Güneydoğu'da bir ilgisi var. Hükümete diyor ki, eğer siz bunlarla el sıkışmazsanız önümüzde gelecek nesil yumruk sıkılı olacak. Bütün bunları Türkiye'nin zihnine akıttılar. Bizi aslında Ahmet Türk'ten, Pervin Buldan'a kadar, Selo'ya kadar her birine siz bunlara muhtaçsınız, bunlar sizle beraber kadife eldivenle el sıkışabilirler. Aslında Türkiye Cumhuriyeti'ni bir müzakere masasına oturtmaya çalıştılar. Bunun içinde birçok şey ortaya koydular. Gezi olaylarını tırmandırdılar, 17-25 Aralık, 6-8 Ekim olayları ve ardından da 15 Temmuz geldi. Aslında 15 Temmuz ondan önceki tüm sıkıştırmalarında elde edemediklerini darbe ile elde etmeye çalıştıkları bir süreçtir. Bu süreçte 1960'dan itibaren bizi böyle dilim dilim yaptıkları her 10 yılda bir darbeyle, ekonomik saldırılarla yaptıkları, yapmanız gerekenleri yapamıyorsunuz. hükümetler gidiyor, hükümetler geliyor, gazetelerden iftiralar, ABD'den Avrupa'dan parmak sallamalar. Bunlar uzakmış gibi geliyor ama bunların hepsi yakın zamanda oldu. Tayyip Erdoğan Türkiye'nin başından gitsin, ertesi gün bu saydıklarımız bir bir başlar. Çünkü 1960'dan itibaren Türkiye'nin bütün sistemine batı dahil olmuştur. Bütün karar mekanizmalarının içinde vardır. İstediği sistemi kıyıya alan, uyutmuştur. Bütün bunları istediği gibi parsellemiştir. Yapacağı tek bir şey var halkın sevdiği liderleri itibarsızlaştırmak. Demirel'in yerine kendinizi bir koyun. Elinden iktidarı almışlar, 1971'den 1980'e kadar çaba harcamışsın seni zincirbozana koymuşlar. Demirel pür anti Amerikan'cıydı. Pür demokrat, pür muhafazakar. 21. yüzyıldan itibaren Tayyip Erdoğan 3 şeyi yaptı. Tayyip Erdoğan iktidara gelir gelmez Türk tarihinin yazılması gereken en önemli üç fay hattını (Dindar-Laik, Sünni-Alevi, Kürt-Türk) nasıl ortadan kaldırırım ve bu milleti bir araya getiririm."
OY VE ÖTESİ DERNEĞİ HAKKINDA: YSK ACİLEN MÜDAHALE ETMELİDİR
"Sandık ve seçim kurulana bir dernek girip müdahale edemez. Gayri kanunidir. Ben polis olarak sandığa giremem. Ancak müşahit çağırırsa güvenliği sağlamak için girer. Siyasi partiler vesayeti dışında kimse olamaz orada. Sen buna bir derneği veya başka bir şeyi koyamazsın. Bunları ömrümde ilk defa görüyorum. Buna YSK müdahale etmelidir. Bu PKK'nın oluşturduğu seçim vesayetine benzer. Böyle bir demokrasi yoktur. Vatandaşların kendi iradesiyle beraber oy kullanmasını önlemektir. Dünyanın hangi demokrasisinde bu olabilir? Sanane benim seçimimdeki olaylardan. 1 milyon 346 bin lira 2013'te İsveç Konsolosluğu üzerinden para gelmiş. 85 bin Euro Belçika'dan gelmiş. Bunların hepsi iç içe dernekler. Böyle bir kakafoni olur mu? Bir sandığın başında 150-200 kişi olabilir mi?"
Kaynak:haber 7
Yorum Yazın