Ali Karahasanoğlu'nun köşe yazısı
Selahattin Demirtaş ile gözleri yaşartan ittifaka imza atan Trabzonlu Ekrem İmamoğlu’nun, seçim öncesi açıklamalarını, siyaset gereği değerlendirmek mümkündür..
“Seçim öncesi farklı, seçim sonrasında farklı açıklamalar yapsın” anlamında söylemiyorum.
Ama..
“Her siyasi partiliye kucak açıyorum” söylemi ile değişik kesimlerden oy isteseniz de..
Siyasetin de kabul edemeyeceği bazı vazgeçilmezler var..
Başkan seçilir seçilmez, Belediyenin kapısına “TC” harflerini ekleten Ekrem İmamoğlu, “Helal olsun uşağum.. Bu da senden beklenirdi” övgüsü ile Trabzonlulardan destek alsa da..
Şimdi geldiğimiz noktada..
İcraatların, belediyedeki tabelaya “TC” ekleme başlangıcından bambaşka yerlere savrulduğu, apaçık ortada..
Tabelaya TC eklersiniz, eklemezsiniz..
İkisini de tolere etmek mümkündür..
Ama..
Trabzonluların, “Biz uşağımıza güveniriz, HDP’nin kuyruğu olmaz” referansı ile koltuğa oturup, sabah akşam Selahattin Demirtaş güzellemesi yaparsanız..
“Çok beğeniyorsanız, CHP’den istifa edin, HDP’ye katılın” derler, adama!
Her kredinin bir sonu vardır..
Ekrem İmamoğlu da, Trabzonlulardan aldığı krediyi, bitirmek üzere..
Yakındır, “Bizim uşağımızdır, farklı partilerden de olsak, uşağımıza destek çıkalım” diyen Trabzonluların, Ekrem İmamoğlu’na ders verme vakti yaklaşmaktadır..
Ekrem İmamoğlu, İzmirli olsa..
Son tavırları, belki normal görülebilirdi..
Antalyalı olsa..
Kısa kısa geçelim. Egeli olsa, Akdenizli olsa.. Hatta Marmara’dan olsa..
Kendisine destek sürebilirdi.
Ama Trabzonlular..
PKK terörüne çocuklarını şehid verdikleri, hatta vermeye de devam ettikleri için..
Artık bu riyakarlığa destek vermeyeceklerini tahmin ediyorum..
Karadeniz çocuğu Süleyman Soylu’ya..
Karadenizlilerden, hakketmediği desteği alarak belediye başkanı seçilen Ekrem İmamoğlu..
“Erkek çeneleri az konuşsa, belki barış ve huzur ortamı oluşabilir!” tehdidi yaparsa..
“Tehdid de nereden çıktı” diye sormayın..
Cümlenin mefhumu muhalifinden yola çıkarsanız, “Çok konuşursan, silahlar konuşur” demeye gelen bir cümle kurarsanız..
Bunu hem de..
İki şehid verdiğimiz günün ertesinde yaparsanız..
Rezalete de tüy dikmiş olursunuz..
Gerçekten de..
Daha bir gün önce iki askerimiz şehid olmuş. Onun öncesinde dört şehidimiz daha vardı.
Kuzey Irak derken.
Kuzey Suriye derken.
Hatta Türkiye Cumhuriyeti toprakları içinden gelen saldırılar derken..
Şehid vermeye devam ediyoruz..
Ama “Trabzon çocuğuyum” diye ortalıkta dolaşan bir adam, “Erkek çeneleri az konuşsa, belki barış ve huzur ortamı oluşabilir” diyerek, teröristlere hak veren açıklamalar yapıyor..
Sanki bu denenmemiş gibi..
Sanki, büyük riskler alınarak, “çözüm süreci” başlatılmamış gibi..
Sanki, “Silahları bırakıp, sınır ötesine gidiyoruz” diye açıklamalar yapılırken, yolların altına bomba yerleştirilmemiş gibi..
Hem silahlarla saldırıp, askerlerimizi şehid ediyorlar.
Hem de..
Siyasi uzantıları aracılığı ile “Barış istiyoruz” diyorlar..
Düne kadar, siyasi uzantıları sadece HDP idi.
Şimdi bir de buna, CHP’yi eklediler..
Yakında, İyi Partililer de katılırlarsa..
Hiç şaşırmamak gerekir..
Çözüm sürecinde, AK Parti’yi yerden yere vuranlar..
Yani, görüntüde de olsa, PKK’lılar silah bırakma sözü verdiğinde, “PKK ile yapılan anlaşma, devletin iflasıdır” diye algı oluşturanlar..
Şimdi PKK’lılar ellerinde silah ile güvenlik güçlerimizi şehid ederlerken..
PKK’nın siyasi uzantısı ile seçim kazanmanın sarhoşluğunu yaşıyorlar..
Çözüm sürecinde “Barış” ümidi ile hareket eden AK Parti’nin ülkeye ihanet ettiğini iddia edenler..
O süreçte bir tane güvenlik gücümüzden kaybımız olmadığı halde.. O süreci kökten “yanlış” gibi mahkûm edenler..
Şimdi..
“(Güvenlik güçlerimize silah sıkmaya devam ederken) PKK ile barış yapılması” isteğinde bulunanlarla kol kola siyaset yapmayı sürdürüyorlar..
“Erkekler çenelerini tutacakmış.. Barış gelecekmiş!”
Bu ülkenin İçişleri Bakanı’na bu sataşmayı yapan Ekrem İmamoğlu..
“Patlamaları doğudan, batıya kaydırıyoruz. İstanbul çok uzak değil” diyerek terörü batı illerine yayma tehdidi yapan Murat Karayılan’lara, Cemil Bayık’lara tek laf edemiyorsa..
Bu devletin güvenlik güçlerinin başındaki bakana “Çeneni tut” tehdidi yapan Ekrem İmamoğlu, askerimizi şehid eden teröristlere, isim vererek, Murat Karayılan’ı ile Cemil Bayık’ı ile Mustafa Karataş’ı ile hepsine birden “Silahı bırak” çağrısı yapamıyorsa..
“Çeneler tutulursa, barış gelecek” de diyemez.. Diyememelidir..
Barışın gelmesi çok kolay..
PKK, silahı bırakacak..
PKK silahı bıraktığında..
Bakan çenesini tutsa ne olur, tutmasa ne olur?
Ama algıyı böyle oluşturuyorlar..
PKK’lılar suçlu değil..
Onların başının heykelini dikecek olan Selahattin Demirtaş’ın suçu yok..
PKK’ya övgü düzen, Türk askerine “mal mal bakacaksın” diyen adamın hiçbir kusuru yok..
Her şey..
Bakanın sözlerinden doğuyor..
Onlar, PKK’lıların adları ile oyunlar oynasınlar..
“Tiyatro bu.. Tiyatro. Tiyatroya da mı karışacaksın” diyecekler..
Tiyatroda bile, PKK’lıları anacaklar..
“Kitap bu kitap.. Kitapları da mı yasaklayacaksınız” diyerek, algı oluşturacaklar..
Bu arada, meydanı PKK’lılara bırakıp...
Onların ellerindeki silaha bir çift laf etmeyerek..
O silahlarla, devletin askerinin, polisinin şehid edilmesine, zemin hazırlayacaklar..
Bu oyunu, Trabzonlular, görmüyorlar mı?
Uşaklarına verdikleri oy desteğini geri almayacaklar mı?
Trabzon’dan sağ görüşte, sol görüşte; değişik partilere oy veren insanlar çıkar da..
PKK’ya böylesine zemin hazırlayan bir tane adam çıkmaz, çıksa da kabul görmez diye düşünüyor, en azından umut ediyorum..
Yorum Yazın