Son günlerce CHP'lilerin açıkça darbe imasında bulunmasını eleştiren gazeteci Engin Ardıç, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun 15 Temmuz'da Bakırköy Belediye Başkanı'nın evine kaçışını hatırlatarak, "Bu sefer belediye reisinin evinde terlikleri giyip çayınızı içerken maç izler gibi televizyondan izleyemezsiniz ama... Sizi o kadar rahat bırakmazlar" dedi.
CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel'in, "Saray rejimi devrilecek" şeklindeki tehdidi, CHP'li İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun çocuklara dağıttığı kitapçıkta, "Başkan şaşırma, sabrımızı taşırma" ifadesini kullanması ve aynı kitapçıkta, "Demokrasi için sandık yetmez" ibaresini kullanması, tüm bunların üstünde CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu'nun, "iktidarın erken seçim veya başka bir şekilde devrileceğini" savunması kamuoyunda büyük infiale neden oldu.
CHP'lilerin AK Parti iktidarını açıkça darbeyle tehdit etmesinin ardından Sabah yazarı Engin Ardıç da sert tepki gösterdi. Bugünkü köşesinde CHP'lileri uyaran Ardıç, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun 15 Temmuz'daki görüntüsünü de hatırlatarak, "Bu sefer belediye reisinin evinde terlikleri giyip çayınızı içerken maç izler gibi televizyondan izleyemezsiniz ama... Sizi o kadar rahat bırakmazlar" ifadesini kullandı.
Engin Ardıç'ın bugünkü yazısı şu şekilde:
Son günlerde bir kısım muhalefet, deyim hoş kaçmayacak ama, gemi azıya aldı.
Çok sertleştiler.
Hatta zıvanadan çıktılar. Kafayı yediler.
Bayram değil seyran değil, seçime de üç yıl var.
Bunda, virüs salgınından umdukları felaketi elde edememiş olmanın hayal kırıklığı ve öfkesi mi rol oynuyor?
Yoksa bir yerlerden bir "işaret" mi aldılar?
Hani, kodesteki FETÖ'cülere moral vermek için atılan "hocaefendi istihareye yatmış, rüyasını görmüş, önümüzde hafta çıkıyorsunuz" kıtırları gibi mi?
Sertleşenlerden bazıları, CHP'yi ele geçirmiş olan siyasi çetenin (deyim Muharrem İnce'ye aittir) elemanlarından Engin Özkoç, Özgür Özel ve Canan Kaftancıoğlu.
"Saraydakini devireceğiz" gibi beylik abuklamalarıyla Özkoç ve Özel ciddiye alınacak adamlar değil ama Canan Hanım tehlikeli bir kadın.
Fahrettin Altun'a kurduğu kumpasla da bunu kanıtladı.
***
Canan Hanım, savcılıkta ifade verdikten sonra ayağının tozuyla çıktığı bir amigo kanalında söyledi, "erken seçimle veya başka bir şekilde" iktidar devrilecekmiş.
Bu yalnız bir iktidar değişikliği değil, bir sistem değişikliği olacakmış.
Yani seçimi kazanacaklar, anayasayı değiştirecekler, parlamenter sisteme geri dönecekler. Tamam, anladık. Haklarıdır, söylerler. Kazanırlarsa yaparlar.
Tayyip Erdoğan onların istediği zaman ve zeminde erken seçime gider (umutlarından biri de bu), kaybeder, onu da anladık. Hayal kurmaktan vergi almıyorlar, istedikleri gibi düşlesinler.
Fakat ne demektir "veya başka bir şekilde"?
Ne demektir Canan Hanım?
Hangi şekilde?
Kimsenin tanımadığı "Althusserci" entellerimizin satmayan dergilerinde söylemiş oldukları gibi "gerekirse demokrasi dışı yollardan" mı?
İşe bakın, tam da aynı sıralarda İstanbul Belediyesi dergimsi-kitabımsı bir şey yayınlıyor ve demokrasinin sandıktan ibaret olmadığını söylüyor...
Nedir hesabınız?
Yalnızca kendi tayfanıza moral vermek için mi yapıyorsunuz bunu?
Yoksa usul usul bir şeyler mi hazırlanıyor?
Yeni bir Gezi ayaklanması mı?
Ezilirler ve bu da muhalefete yeni bir yaygara fırsatı sağlar. Çoluğu çocuğu bunun için mi yakacaksınız?
Ordudan yeni bir hareket mi bekliyorsunuz?
Devlet Bahçeli "bu sefer sağ kurtulamazlar" demişti...
Yoksa amacınız, geçen sefer çıkaramadığınız iç savaşı bu sefer sağlama almak mı?
Bu sefer belediye reisinin evinde terlikleri giyip çayınızı içerken maç izler gibi televizyondan izleyemezsiniz ama... Sizi o kadar rahat bırakmazlar...
Halkın virüsten korkup bu sefer sokağa dökülemeyeceğini mi hesaplıyorsunuz?
FETÖ'nün bombasından korkmayan halk bundan mı korkacak?
***
Basında dikiş tutturamayınca kapağı Internet sitelerine atmış gazeteci arkadaşlar var.
Vargüçleriyle Canan Hanım'ı aklamaya çalışıyorlar.
Görmemeye ve üstünde durmamaya çalışıyorlar ama şu "veya başka bir şekilde" sözünden ne anladıklarını açıklamak zorundadırlar.
Yorum Yazın