Fransa’nın France5 kanalında 27 Mart günü yayınlanan C Dans l’Air adlı programda Türkiye ve AB arasındaki ilişkiler konuşuldu. Programa katılan konuklar her zamanki gibi Cumhurbaşkanı Erdoğan'a iftiralar atarken, bazı gerçekleri de bülbül gibi şakıdılar. Konuklardan Jean-do Merchet, Türklerin Müslüman oldukları için AB'ye alınmadıklarını söyledi.
Fransa’nın France5 kanalında 27 Mart günü yayınlanan C Dans l’Air adlı programda Türkiye ve AB arası meseleler konuşuldu.
Programda umumi hava tipik batılı herze suçlamalarıyla Erdoğan ve Türkiye’yi itham etmek şeklindeydi. Konuklardan Francois Clemenceau, “Erdoğan’dan beri problem şu ki; Müslüman bir ülkeyi siyasi bir İslam’ı savunan parti için oy veren bir ülkeye çevirdiler” ifadelerini kullandı. Böylece zımnen, İslam’ın Müslümanlara yüklediği ve asıl Müslüman olmalarını sağlayan temel vazifelerden hakkı hak, doğruyu doğru bilip yayma ve batıl ile muzır olanın ise bertarafı için çalışma vazifesini müdrik Müslüman istemediklerini, ancak “cami sınırları içinde” kalıp bir şeye karışmayan ve hakkını savunmayan Müslümandan memnun olduklarını açığa vurmuş oldu.
CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN'A VE MÜSLÜMANLARA ÇİRKİN SALDIRI
Diğer Fransız gazeteci Ariane Bonzon ise Cumhurbaşkanı Erdoğan ve icraatı için, “Türkiye’ye gelen şey Nasyonal-İslamcılıktır. Bu, faşist temayülleriyle bir diktatördür” demek suretiyle Nazilerle benzerlik kurmak çirkinliğinde bulundu.
Bonzon’un Türkiye’yi yakından takip ettiği, devamlı Türkiye hakkında paylaşımlar yaptığı görülmektedir. 19 Mart’ta Slate’de yayınlanan yazısında Cübbeli Ahmed Hoca’nın DAEŞ hakkında 2014’te televizyonda yaptığı konuşmadaki sözlerine dahi yer verip bunun üzerinden analiz yaptığı ve “Türk imamlarının İslam devleti(DAEŞ) cehennem köpeklerinin sahte-cihadına karşı olduklarını” yazdığı görülmüştü. Fakat, “faşistlikten” söz edip Afrin’den şutlanan teröristler için ise katiyen “terörist” demediği görülen Bonzon, Suriye’de DAEŞ’e karşı mücadelenin öncüsü olarak lanse etmek suretiyle bir terör örgütü üzerinden diğerini kahramanlaştırmaya kalkmış, Batı’nın gerekli desteği vermemesinden hayıflanmıştı…
"TÜRKLER MÜSLÜMAN OLDUKLARI İÇİN AB'YE ALINMIYORLAR"
Programda tek telden çalınıp klişe zırvalar tekrarlansa da L’Opinion’dan diğer bir gazeteci Jean-do Merchet’in sözleri dikkat çekti. Merchet, “Türkiye ile ilişkilerin kötüleşmesinde biz de tamamen masum değiliz. Kimsenin üstlenmek istemediği bir hakikat: Neden Türkiye’nin reddedilmesi mevcut bulunuyor? Çünkü onlar Müslümanlar” dedi.
"ERDOĞAN İMPARATOR OLDU"
C Dans l’Air adlı program yakın zamanda üst üste Türkiye gündemli yayın yapmasıyla dikkat çekiyor. 19 Martta yaptıkları yayında ise “Putin, Xi Jinping, Erdoğan: Yeni İmparatorlar” başlığını öne çıkarmışlardı.
Programda konuşan Le Figaro muhabiri Laure Mandeville, “bu üç liderin pek kötü bir fikre/telakkiye istinat ettiklerini” söylemiş, bununla birlikte Batı’nın da, onların arkasından komplo kurması hasebiyle tavırlarında etkili olduğunu ifade etmişti.
Diğer konuk Alain de Chalvron ise, “Biz Batılılar Kürtleri harcanabilir erler gibi kullandık. Rakka’daki zafer Kürtlerin zaferidir. Ve korkarım ki 20.yüzyıl boyunca devamlı yaptığımız gibi, onları yine yüzüstü bırakacağız” diyerek hem Kürt halkına doğru düzgün ehemmiyet vermeyip sadece kullanabildiklerini kullanıp attıklarını açığa vurmuş, hem de küstahça tüm “Kürtler” için temsilci olarak lanse etmeye kalktığı teröristlerin Afrin hezimetinden üzüntüsünü izhar etmişti.
Yorum Yazın