İlim Yayma Vakfı Mütevelli Heyeti Başkan Vekili Bilal Erdoğan, “Karamsarlık işi Müslümanlara yakışmaz. Bu inceliği yaşatamıyoruz. Vefa göstermede sınıfta kalıyoruz. Makamın, mevkinin hakkını vermekte çok böbürlenebiliyoruz. Bu kadar kutlu yükün taşıyıcısı olma iddiasında olan bizler, bu konularda birbirimize hakkı ve sabrı tavsiye etmek zorunda değil miyiz? Birbirimizi uyarabilmek, ikaz edebilmek zorundayız” dedi.
"İlim Yayma Ailesi Geleneksel 1 Ocak Buluşması"nda konuşan İlim Yayma Vakfı Mütevelli Heyeti Başkan Vekili Bilal Erdoğan, vakfın son 2-3 yılda ciddi bir kurumsal dönüşüm geçirdiğini ve öğrencilere daha iyi şartlar altında, daha geniş ufuklar açmanın mücadelesini verdiklerini söyledi.
“Karamsarlık işi Müslümanlara yakışmaz”
İnsanlara ciddi bir karamsarlık pompalandığına şahit olduğunu anlatan Erdoğan, "Bu karamsarlıklar bazen eleştirel bir tezahürle, bazen yermeyle, bazen de ciddi zanlarla karşımıza çıkıyor. Son zamanlarda birisiyle ilgili olumlu bir zan işittiğimi hatırlamıyorum." dedi.
"Ufak gibi gözüküyor ama aslında büyük meselelerde ciddi ıskaları yaşıyoruz." diyen Erdoğan, "Allah 'zandan kaçının' diyor ama birisiyle ilgili ağır bir ithamı çevremizle paylaşır hale geldik. Bu nefsin hastalıklarından biri. Bunun temelinde kendimize bakmamak, öz eleştiri yapmamak için, nefis başkalarının hatalarını bize gösterip duruyor. Bu karamsarlık hastalığı." değerlendirmesini yaptı.
Erdoğan, "Karamsarlık işi Müslümanlara yakışmaz. Bu inceliği yaşatamıyoruz. Vefa göstermede sınıfta kalıyoruz. Makamın, mevkinin hakkını vermekte çok böbürlenebiliyoruz. Bu kadar kutlu yükün taşıyıcısı olma iddiasında olan bizler, bu konularda birbirimize hakkı ve sabrı tavsiye etmek zorunda değil miyiz? Birbirimizi uyarabilmek, ikaz edebilmek zorundayız. Şu zamanın hastalıklarından kaçınmada buna ihtiyacımız var." diye konuştu.
Moral, motivasyon ve umuda ihtiyacımız var
AK Parti'nin Türkiye'nin zorluklar içinde olduğu bir dönemde 16 yıl önce iktidara geldiğini hatırlatan Erdoğan, 5 sene öncesine kadar başörtüsü sıkıntısı yaşandığını fakat şimdi hiçbir alanda bu sıkıntının kalmadığını belirtti.
Toplumun dünyadaki egemen kültürün taarruzunun etkisinde olduğunu ifade eden Erdoğan, şöyle devam etti:
"Bunlara karşı koyabilecek fikir akımlarını maalesef yeşertebilmiş değiliz. İçimizden çıkartabilmiş değiliz. Bugün İslam dünyasına ümit verecek, mefkureyi ortaya koyabilmiş, koyabilecek fikir adamları açısından ciddi bir fakirlik içerisindeyiz. Birçok bölümde konusuna hakim, bize umut verebilecek, yetiştirdiği öğrencilere yeni bir yüzyılın aydınlık ufuklarını çizebilecek hocaları bugün bulamıyoruz. Böyle bir zamanda bu karamsarlık bizlere hayırlı bir son, gelecek getirebilir mi? Bardağın dolu tarafını konuşmak zorundayız. Yapılan güzel işleri övmek, onları anlatmak zorundayız. Bu güzel işler başka insanlara örnek teşkil edebilsin. Son 200 yılda ne türlü sıkıntılar içerisinden geçtiğimizi düşündüğümüz zaman umutlu olmak için elimizde çok veri var. Neden gençlerimize bu umudu yansıtmaya çalışmıyoruz? Morale, motivasyona, umuda ihtiyacımız var. Bugünün gençleri eğer bu karamsar çevrede yetişirlerse, onlardan ne umut, ne mefkure, ne ilimlerinden bize hayır gelir."
İlim Yayma Vakfının nice akademisyenler ve hocalar yetiştirdiğini aktaran Erdoğan, Türkiye'nin eriştiği siyasi başarıların fikir yönüyle desteklenemediğini bu yüzden öğrencilerin o ufukla yetiştirilmesi gerektiğine dikkati çekti.
Erdoğan, "Bizi geçmeye şartlanmış çocukları yetiştirmeye mecburuz. Bizim hocalarımızdan beklentimiz bu. Bu çocukları gerçek anlamda ilme kanalize etmeliyiz. Bizim gerçekten ilme talip olan çocuklara ihtiyacımız var. Büyük İslam düşünce adamlarından elde ettiğimiz birikim zaten dünyaya birçok açılımları sunacak potansiyele sahip ama daha onları da iyi tanıyan fikri çerçeve ürünü öğrenci yetiştirebilmiş değiliz." dedi.
"Ümmetin ayağa kalkmasının vakti geldi"
2018'de Türkiye'nin sınırlarının ötesinde güvenlik önlemleri almak için Zeytindalı Harekatı'nı yaptığını hatırlatan Erdoğan, bunun Türkiye'ye Suriye konusunda siyasi olarak önemli bir aktör olma imkanı sağladığını vurguladı.
24 Haziran seçimleriyle Tanzimat'tan beri Türkiye'deki en büyük yönetim reformunun yapılmaya başlandığını ifade eden Erdoğan, bu değişikliklerin zamanlama olarak Türkiye'yi dünyanın çalkantılı döneminde istikrar adası olarak korumak adına çok önemli olduğunu belirtti.
Cemal Kaşıkçı olayının Türkiye'nin tahammül edebileceği bir şey olmadığını ifade eden Erdoğan, bu olayın içinde bulunulan hastalıklı devrin bir yansıması olduğunu dile getirerek, Türkiye'nin bu konuda olması gereken duruşu sergilediğini söyledi.
ABD'nin Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak kabul etmesinin yine 2018 yılında gerçekleştiğini aktaran Erdoğan, "Müslümanların en zayıf, en dağınık, ümmetin en zelil olduğu bir anda Amerika bunu yapmaya cesaret edebildi. Bunu Amerika yaptı olarak görmemek lazım. Bunu biz yaptık. Bu maalesef Müslümanların bir rezilliğidir, Müslümanların kıblesine sahip çıkamamasıdır. İslam dünyasından bazı operasyonlar çevirdiler. Müslümanlar bunların karşısında uyudu. Oradaki kardeşlerimizi yalnız bırakmamak için Kudüs gezisi düzenledik. Oradaki kardeşlerimiz bu sayede moral buldu. İsrail yılda ikinci vizeyi vermemeye başladı. Kudüs'e gitmekten vazgeçmememiz lazım." diye konuştu.
Bilal Erdoğan, sözlerini şöyle tamamladı:
"Sorumluluğumuz büyük. Başka yerde hata ve sorun görmeye artık son verin. Her şeyi devletten, siyasetten beklemek... Bunları artık geçmiş olmamız lazım. Devlet de siyaset de bu toplumun huzuru için üstüne düşenleri yaptı. Artık toplumun, Müslümanların üzerine düşenleri yapması gerekiyor. Asıl büyük cihat kendi nefislerimizle olan cihat. Dönüp kendimize bakalım, hatalarımızı görmeye çalışalım. Artık ümmetin ayağa kalkmasının vakti geldi. 2019 yılın ümmete hayırlar getirmesini Rabbim'den temenni ediyorum."
VEFADER Başkanı Murat Mücahit Yentür de İlim Yayma Vakfının eğitim alanında büyük bir boşluğu doldurduğunu söyledi.
Bu yılki buluşmanın temasının "Minnettarız" olduğunu dile getiren Yentür, "İlmini, emeğini, duasını ve fikrini bu millete vakfedenlere minnettarız. İmkanlarımız ve bize emanet edilenler dünkü hayallerimizin çok ötesindedir. Bu yüzden Rabbimize hamd ediyoruz. Ancak sorumluluğumuz da bir o kadar fazladır." dedi.
Yentür ve İlim Yayma Cemiyeti Başkanı Yusuf Tülün, Erdoğan'a hediye takdim etti.
Programa, Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, AK Parti Grup Başkanvekili Muhammed Emin Akbaşoğlu, AK Parti Zeytinburnu Belediye Başkan Adayı Ömer Arısoy, üniversite rektörleri ile İlim Yayma Vakfı mezunları katıldı.
Yorum Yazın