Murat Bardakçı'dan çocuk tacizcileri için öneri: Tacizciler dövülsün!

  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Yorumlar
Murat Bardakçı'dan çocuk tacizcileri için öneri: Tacizciler dövülsün!
Tarihçi yazar Murat Bardakçı: Eskiler zamanı böyle çarçur etmezlermiş… Böylelerini hapishanede öyle tecrid etmeye falan hiç lüzum görmezlermiş! Âdî suçluların koğuşuna verirler ve ilâhî adalet bir şekilde hemen tecellî edermiş!

 

Murat Bardakçı'dan çocuk tacizcileri için öneri: Tacizciler dövülsün!

 

HaberTürk yazarı tarihçi Murat Bardakçı, bugünkü yazısında son günlerde medyada sıklıkla gündeme gelen 'çocuk tacizleri' konusuna değinerek  dikkat çeken öneride bulundu. Bardakçı, ''İlâçla hadım etme mi, yoksa ilâhi adalet mi?'' başlıklı yazısında şunları kaleme aldı.

Çocuk istismarlarının, tecavüzlerin ve cinayetlerin son günlerde nasıl arttığı mâlûm…

İnsanlıkla hiçbir alâkası bulunmayan bu cürümlerin gündemi artık eskisine göre daha fazla meşgul etmeye başlamasının sebebi suçtaki artış değil, eskiden buyana maalesef vârolan bu sapıklıkların şimdilerde daha sık işitilip haber olmasıdır. Yani facialar ve cinayetler eskiden beri mevcuttur, geçmiş asırlardaki ceza kanunlarının maddeleri de bunu apaçık göstermektedir ama asırlar boyunca çeşitli sebeplerden dolayı gizli tutuldukları için şimdiki kadar bilinmemişler, olup bitenelerden pek haberdar olunamamıştır.

Yani, bugün “Böyle birşey nasıl olur?” dedirtip hayrete düşüren ve tiksinti ile bakılan cürümler aslında yeni değildirler, sadece günyüzüne çıkmışlardır ve bu hadiselerin arttığının zannedilmesinin sebebi de bilinir olmalarıdır.

Şimdi bu cürümleri işlemiş olanlara verilmesi gereken cezaları tartışıyoruz ve ortaya câniyi kimyasal yolla hadım etmekten ipe çekmeye kadar çeşit çeşit fikirler atılıyor…

Sapığı hadım etme fikrinin yeni olduğunu zannetmeyin. Geçmişte bazı memleketler sadece çocuk istismarında değil sıradan tecavüz suçlarında da hadım etme cezasını uygulamışlardı, cinsel fonksiyonları durduran ilâçların mevcut olmadığı devirlerde bu iş ameliyatla yapılmıştı, üstelik hadım etme mevzusu 1930’ların Türkiye’sinde de tartışılmıştı!

Türk adalet ve hukuk çevreleri, bu uygulamanın ilhamını Almanya’da 1932’den yürürlüğe konan bir kanundan, “İğdiş etme ve Kısırlaştırma Kanunu”ndan almışlardı! Verilecek ceza cinsel suçun ağırlığına göre değişiyor, suç idamı gerektirmeyen derecede ise cinsel organ kesiliyor, daha hafif suçlarda ise mücrimin ameliyatla kısırlaştırılması ile yetiniliyordu.

Almanya’da uygulanan bu kanun, kısa bir müddet sonra başka şekilde de yorumlanır oldu: Sadece sapıkların değil, zekâ seviyesi düşük olanların da kısılaştırılması, böylelikle de gelecek nesillerin tehlikelerden korunması fikri ortaya atıldı!

Bu düşünce üstelik yalnızca Almanya’da değil, Baltık ülkelerinde ve İsviçre’de de rağbet buldu! O devirde Almanya’da ve bazı Baltık memleketlerinde bu maksatla ameliyatların yapılmış olduğu yolunda bugün hayli iddia mevcuttur…

1934’TEKİ BİR KONFERANS

Türkiye de otuzlu senelerdeki bu tartışmaları yakından takip etti. Günümüzün “kimyasal metodlarla hadım etme” konusu o devirlerde “ameliyatla hadım etme”, yani “iğdiş” şeklinde ele alındı ve bıçaklı hadımın yasalaşmasına, Bakırköy Hastahanesi’nin kurucusu ve Türkiye’nin modern anlamdaki ilk ruh ve sinir hastalıkları uzmanı olan Ord. Prof. Dr. Mazhar Osman Usman mâni oldu.

Ord. Prof. Dr. Mazhar Osman Usman’ın 26 Aralık 1934’te verdiği konferansla ilgili haberin kupürü.

26 Aralık 1934’te İstanbul Üniversitesi’nde bir konferans veren Mazhar Osman Bey Avrupa’da ve Amerika’da devam eden hadım etme uygulamalarını anlattı, Almanlar’ın değişik metodlar kullanarak yaptıkları ameliyatlardan bahsetti, Amerikalılar’ın kısa bir müddet içerisinde 175 suçluyu iğdiş ettiklerini ve kısırlaştırma operasyonlarının cinsel suçlar dışında zekâ geriliği olanlara da uygulanması hâlinde gelecekte hiç de iyi neticeler alınmayacağını söyledi.

Konferansını iki dilde, Türkçe ve Fransızca veren Dr. Mazhar Osman’ın hem o gün, hem de sonraki günlerde  sık sık tekrar ettiği “Haremağası ordusu yaratmakta ne mânâ var?” şeklindeki sözü üzerine hukukçular ruhiyatın bu büyük hocasının tavsiyesine kulak verdiler ve kısırlaştırma ameliyatları Mazhar Osman’ın sayesinde Türkiye’de yasalaşmadı.

ULUNAY’IN ‘DAYAK’ TEKLİFİ

Bizde, kanunlarda alışılmışın dışında cezaların yeralması konusunda daha önce de fikirler de ileri sürülmüştü…

Meselâ, basınımızın büyük kalemi Ref’i Cevad Ulunay, “dayak” taraftarıydı! 1940’lardan vefat ettiği 1968’e kadar, sık sık, o senelerde İngiltere’de ve sömürgelerinde uygulanan dayak cezasından bahseder, yankesiciler ve hırsızlar için “Böylelerini hapishanede aylarca, senelerce beslemeye lüzum yok! Allah’ın sopası ne güne duruyor? Adam etmenin en iyi yolu, hâkim kararı ile atılacak dayaktır” diye yazardı!

Kimse kusura bakmasın ama, galiba haklıydı!

Bugün böyle cezalardan bahsetmiyoruz, geçmişteki “ameliyatla” kısırlaştırmanın yerini de “ilâçla” kısırlaştırma aldı. Şimdi bu usûlü bizim de uygulamamız gündemde ama doktorlar kısırlaştırılan suçlunun herhangi bir eczahaneye gidip ilâcın etkisini ortadan kaldıracak başka bir ilâç alabileceğini söylüyorlar ve dolayısı ile kimyasal kısırlaştırma, sapıklara engel olamıyor!

İLÂHÎ ADALETİ BİLİR MİSİNİZ?

O halde ne yapacağız?

Japonlar, geçen hafta aynı gün içerisinde altı katili birden idam ettiler; üstelik önceden haber vermeden, hattâ mahkûmlara bile idamlarına sadece bir saat kala “Biraz sonra öleceksiniz!” diyerek!

Japon Adalet Bakanlığı, Japonya’da 2012 ile 2016 arasında 24 kişinin idam edildiğini söylüyor ama idamdan hâlâ medet uman Japonya bizden fersah fersah geride kalmış bir memleket; biz ise ona nisbeten çok daha gelişmiş, çağdaş ve modern bir toplum olduğumuz için bu ceza Türkiye’ye yakışmıyor!

Ufacık çocuğa karşı böyle cürümler işlensin; facialara hergün yenileri ilâve edilsin ve biz hâlâ “Kimyasal hadım acaba nasıl olur?” yahut “İdam da edemeyiz ki şekerim, çok ilkel bir ceza!” muhabbeti yapalım…

Eskiler zamanı böyle çarçur etmezlermiş…

Herif söylemeye dilin, yazmaya da kalemin varmayacağı cürümleri hakikaten işledi mi? Suçu kesin şekilde belli oldu, bütün deliller bunu doğruladı, hattâ herif de bizzat itiraf mı etti?

Böylelerini hapishanede öyle tecrid etmeye falan hiç lüzum görmezlermiş! Âdî suçluların koğuşuna verirler ve ilâhî adalet bir şekilde hemen tecellî edermiş!


  • 0
    SEVDİM
  • 0
    ALKIŞ
  • 0
    KOMİK
  • 0
    İNANILMAZ
  • 0
    ÜZGÜN
  • 0
    KIZGIN
Fotoğrafçı, çocuk gelini görünce damadı dövdüÖnceki Haber

Fotoğrafçı, çocuk gelini görünce damadı...

Dikkat! Bunu yapana 250 TL cezaSonraki Haber

Dikkat! Bunu yapana 250 TL ceza

Yorum Yazın

Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar tutuklandı!
CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik hakkında soruşturma
Manavgat Belediyesi'nde rüşvet alırken suçüstü yakalanan şüpheli itirafçı oldu
MSB acı haberi duyurdu: Irak'ta şehit sayımız 12'ye yükseldi!
MSB acı haber duyurdu: Irak'ta şehit sayısı 8'e yükseldi!
Özgür hakkında soruşturma açıldı
Kuzey Irak'ta metan gazından zehirlenen 5 askerimiz şehit oldu
Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Böcek TUTUKLANDI !
Rüşvetin adı Tayland Çikolatası! CHP'li belediyenin 'baklava kutusundaki rüşvet' çarkında yeni detaylar...
Ahtapotun kolları Akdeniz'de! CHP'li belediyelere yeni dalga yolsuzluk operasyonu: İşte gözaltına alınan isimlerin oluşturduğu o rüşvet çarkı...
Adıyaman, Antalya ve Adana belediye başkanları gözaltına alındı
Son Dakika: Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı gözaltına alındı
CHP'yi karıştıracak mektup: Eski belediye başkanı cezaevinden yazdı!
İzmir'de yolsuzluk operasyonu: Tunç Soyer dahil 41 kişi tutuklandı
Belediye binasında rüşvet alırken kayda alındı! CHP'ye baklava operasyonu
Peygamber Efendimize hakaret eden Leman dergisi önünde protesto
Leman şerefsizi Doğan Pehlevan'ın sicili kabarık! Kirli geçmişi ortaya çıktı!
Adalet Bakanı Tunç duyurdu: Leman dergisi hakkında soruşturma
İzmir Büyükşehir Belediyesi'ne operasyon! Tunç Soyer gözaltına alındı Listede 157 kişi var
TSK'nın en büyük gücü: Türk Kara Kuvvetlerinin 2234. kuruluş yıl dönümü

Başka haber bulunmuyor!

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar