Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun başdanışmanı Ünal Çeviköz, Kılıçdaroğlu’nun seçilmesi durumunda, Rusya’ya Türkiye’nin NATO üyesi olduğunun hatırlatılacağını söyledi. Ayrıca Selahattin Demirtaş ve Osman Kavala’yı serbest bırakarak Batı’ya mesaj vereceklerini açıkladı.
ABD merkezli Politico gazetesi, yaklaşan Türkiye seçimlerinin 2023’ün en önemli seçimi olduğunu savunan bir makale yayımladı. Nektaria Stamouli imzasıyla 17 Nisan’da çıkan yazı, “Avrupa ve Orta Doğu’da güvenlik açısından 14 Mayıs seçimleri çok önemli bir dönüm noktasıdır.” cümlesiyle başlıyor. Makalenin en çarpıcı bölümleri, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun dış politika baş danışmanı Ünal Çeviköz’ün görüşlerinin yer aldığı kısımlar. ABD yanlısı ve NATO’cu fikirleriyle bilinen Çeviköz, her mülakatta kendi Atlantikçi çıtasını aşmayı başarıyor. Politico’ya verdiği özel demeçte de bu geleneği sürdürdü.
TÜRKİYE’NİN DÜMENİNİ KIRMA SEÇİMLERİ
Politico, Batı’nın Erdoğan’ın olası seçim zaferinden sonra yapacaklarından “korktuğunu” söylüyor. Endişe başlıkları şunlar: Bölgesel çatışmacılığı artırması, daha büyük siyasi güçleri kendi etrafında toplaması, dini açıdan giderek muhafazakarlaşan bir modele yönelmesi.
Devamında Türkiye’deki seçimlerin, Batı’nın gözünü diktiği bir dizi siyasette belirleyici etki yaratacağı saptanıyor. Bunlar ise şöyle sıralanıyor:
- Türkiye’nin NATO ittifakındaki rolü;
- ABD, AB ve Rusya ile ilişkilerin seyri;
- Ankara’nın Ukrayna Savaşı’ndaki rolü;
- Doğu Akdeniz’deki gerilimlerin nasıl ele alınacağı.
Çeviköz, tam da Türkiye’nin bu siyasetlerde nasıl yön değiştirebileceğini göstermek için makaleye dahil ediliyor.
‘DEMİRTAŞ VE KAVALA’YI SERBEST BIRAKIP MESAJ VERECEĞİZ’
Varan 1: Çeviköz, açıkça terör tutuklusu Selahattin Demirtaş ve beşinci kol şefi Osman Kavala’nın Altılı Masa iktidarında serbest bırakılacağını ilan ediyor. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararlarını uygulayacaklarını belirten Çeviköz, “Bu, tüm müttefiklerimize ve tüm Avrupa ülkelerine Türkiye’nin demokrasi yoluna geri döndüğü mesajını verecektir.” cümlesini kuruyor. Bu teslimiyetçi yaklaşım, DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan’ın “Avrupa görecek, bize ‘aferin’ diyecek.” sözlerini hatırlatıyor.
Bu bağlamda Avrupa’nın Ankara’ya baskı yaptığı bir diğer konuya da değinen Çeviköz, Türkiye’nin göç politikasının da “AB ile tamamen koordineli” olması gerektiğini belirtiyor.
‘İSVEÇ’İN NATO ÜYELİĞİNİ ONAYLACAĞIZ’
Varan 2: Çeviköz, Türkiye’nin İsveç’in NATO üyeliğine koyduğu vetoyu kaldıracaklarını beyan ediyor. Üstelik de tarih vererek: “11 Temmuz’daki yıllık toplantıya kadar bu mümkün!” Çeviköz, devamında İsveç’in PKK/YPG terör örgütlerine desteğinin NATO’da gündeme getirilmesini “ikili sorunları NATO’ya taşımak” sözleriyle eleştiriyor. Türkiye’nin böyle yaparak “Diğer NATO üyeleriyle arasında bir kutuplaşma yarattığını” savunuyor.
Böylece Çeviköz, Kılıçdaroğlu yönetiminde bir Türkiye’nin, Finlandiya’nın üyeliğine ‘evet’ diyen Erdoğan’dan daha fazla NATO’cu olacağını ilan ediyor. Emperyalist savaş örgütü NATO’ya herhangi bir karşıtlık olmadığı gibi, İsveç’in PKK desteğine konulan çekinceler de kalkıyor. İşte Kılıçdaroğlu’nun seçim vaadi: Tam gaz NATO’culuk!
‘RUSYA’YLA İLİŞKİMİZDE NATO’YU HATIRLATACAĞIZ’
Varan 3: Çeviköz, Rusya’yla ilişkilerde “Türkiye’nin NATO üyesi olduğu gerçeğini daha fazla vurgulayacağını” açıklıyor. Kılıçdaroğlu, eşit bir ilişki kuracak, ancak “sürekli olarak Rusya’ya Türkiye’nin NATO üyesi olduğunu hatırlatacak”mış! NATO’nun namlularını Yunanistan’dan Türkiye’ye çevirmesini bir tarafa bırakalım. NATO tarafından kuşatılan komşumuz Rusya’yla ilişkilerimizi fazla göze batmadan bozmanın formülü nedir diye sorsak, herhalde bu yanıt verilebilirdi. Atlantik aklı, bu tür çözümlerde mahir!
Zaten CHP’nin en üst düzey dış politika kurmayı olan Çeviköz, daha önce S-400 füzesi alımına, Rusya’yla ortak nükleer santral yapımına da karşı çıkmıştı. Enerji güvenliğimiz ve ucuz enerji temini için vazgeçilmez olan komşumuz Rusya’ya karşı ABD’nin dayattığı yaptırımlara boyun eğilmesi gerektiğini savunmuştu.
Çeviköz’ün Politico demeci, Türkiye’nin Rusya’yla yakın ilişkilerinden rahatsızlığını sürekli vurgulayan Batı’nın, Kılıçdaroğlu’nda ‘aradığı tam uyumlu müttefiki’ bulduğunu gösteriyor.
‘ANKARA, KIBRIS’A MÜDAHALE ETMEYECEK’
Varan 4: Çeviköz, Ankara’nın, Atina’yla birlikte, Kıbrıs’ın iç işlerine müdahale ederek çözüm yolunu tıkadığını söylüyor. Daha önce Mavi Vatan’da teslimiyetçi açıklamalarıyla gündeme gelen Çeviköz, bu mülakatı da boş geçmiyor. Çeviköz’ün “iç işlerine müdahale etmeme” yaklaşımı, Kılıçdaroğlu iktidarının, Türk ordusunu Kıbrıs’tan çekeceği, garantörlükten vazgeçeceği gibi mantıksal sonuçlar taşıyor. Devamında “Adadaki halkın ikili sorunlarına iki taraflı bakılmasına müsaade etmek lazım.” cümlesi de “yavru vatanı Atlantik’e peşkeş çekme” projesi olan Annan Planı’nı yeniden gündeme getiriyor.
Çeviköz daha önce “Mavi Vatan” kavramının “saldırgan ve yayılmacı algılar yarattığını” savunmuştu. Ayrıca Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki milli çıkarlarını korumak için hayati önemde olan Libya Tezkeresi’ne de hayır oyu vereceklerini açıklamıştı.
Kaynak:aydınlık gazetesi
Yorum Yazın