Rifat Sait

Rifat Sait

Mail: [email protected]

Deprem’de kehanetler ve erken teşhis değil ....

 

 

 

 

Deprem’de kehanetler ve erken teşhis değil  ....  

Erken tedbir ve devlet baba hayat kurtarır.

 

Değerli dostlar, depremler gayet doğal birer doğa hareketidir. Dünyanın yer altında, çekirdeğinde oluşan enerjilerin hareketlenmesi ile yer üstündeki hareketlenmenin oluşmasıdır. Her şeyden önce Allah’ın taktiridir. Böylece göller, sıcak su kaplıcaları hatta doğal harikalar oluşur. Hatta depremler olmasaydı dünyanın çekirdeğindeki biriken enerji, dünyayı paramparça ederdi. Depremler tabiki olacak. Dünyanın bu doğal dengesine doğal olarak hazırlıklı olmak, ona göre şehirleşmek, yapılar kurmak, yaşantımızı ona göre ayarlamak gerekir. Böyle yaptığımızda bunlar felaket değil, hatta belki de doğal bir heyecan hareketleri olabilir.

Bulgar kâhin Baba Vanga ’nın deprem kehaneti mi?

Yerbilimci profesörlerimizin uyarıları mı? 

1996 yılında ölen ünlü Bulgar Kâhin Baba Vanga, 2020 yılında Türkiye’de deprem olacağını daha o yıllarda iddia etmiş. Şimdi bazı gazetelerde, Baba Vanga ’ya bak Türkiye’deki depremleri önceden bilmiş, diye yazıyor. Oysa Türkiye’de deprem olacağını söylemek için kâhin olmaya gerek yok ki. Kendisi de Elazığlı olan Profesör Naci Görür ve Prof. Dr. Şener Üşümezsoy Elazığ’daki bu depremi önceden bilimsel olarak haber verdikleri söylüyorlar. Bunlar medyum değil ama bilimsel araştırmalar bunu gösteriyor. Tıpkı birçok yer bilimci bilim adamının şimdiden söylediği, İstanbul’da 6,5-7,5 arasında bir şiddette olabileceği söylenen deprem gibi.

İstanbul neden önemli?

Türkiye’deki her vilayet ve her bölgemizin insanı değerlidir. Kimsenin kimseden farkı veya üstünlüğü yok. Ancak, İstanbul bambaşkadır. Neden biliyor musunuz? Çünkü orada 20 Milyon insan yaşıyor. Çünkü Türkiye’nin ekonomi merkezidir. Çünkü çok stratejik bir yerdir. Geçen gün bir televizyon kanalında uzman şunları söylüyor: “ Allah korusun İstanbul’da olabilecek bir depremde çok insan ölebilir. Ama daha tehlikelisi, yüzbinlerce insan yıkılan binaların altında kurtarılmayı bekler. Milyonlarca insan evlerinden çıkıp sokaklara geçer. Bu insanlara aylarca bakmak çok büyük maliyettir. Bütün Türkiye’nin iş merkezi olan İstanbul’da hayat durursa Türkiye’de işler durabilir.

Deprem; kanser gibi, önceden tedbir gerektirir

Diyeceğim o ki; deprem tıpkı kanser gibidir. Kanserde nasıl erken teşhis hayat kurtarırsa depremde de öyle hayat kurtarılabilir. Türkiye için özellikle de İstanbul için bir deprem teşhisi konmuş. Yarın, bir ay sonra veya bir yıl sonra. Ya da biraz daha sonra. Bu gerçeği bilerek, deve kuşu gibi kafamızı toprağa gömmek ile bu felaketten kurtulamayız. Her şer’ de (Şey ’de) bir hayır vardır. Elazığ depremi bize bir kere daha bekleyen gerçeği hatırlattı. Bundan ders almazsak hepimiz bundan sorumlu oluruz. Üstelik bu olay milli bir olaydır, beka meselesidir.

Neler yapılmalıdır?

Devlet’e, Belediyelere ve vatandaşlara büyük iş düşüyor. Çok geç kalmadan hemen yarından itibaren gerekenler yapılmalıdır. Özellikle Belediyeler bu konuda siyasi, duygusal, popülist, rantsal düşünmemelidir. İçişleri Bakanlığı ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Belediyelere bu konuda takip ve denetim yapmalıdır. Gerekenler acilen hayata geçirilmelidir.  Nedir peki onlar?

Türkiye acil deprem eylem planı

Türkiye, derhal bir acil deprem eylem planını hayata geçirmelidir. Öncelikle bu çalışmayı yönetecek devletin bir üst organı kurulmalıdır. En başta kentsel dönüşüm önemlidir. Yanlış, zayıf ve hasarlı binaların tespit edilip derhal yıkılması, bina ölçümlerinin derhal yapılması gerekiyor. Ülke genelinde bu konuda hiç kimseye tolerans tanınmamalı ve gereken neyse gerçekleştirilmelidir. Deprem acil durum eylem planında evleri yıkılacak olan ve ekonomik imkânı olmayan vatandaşlara ev sahibi olabilmeleri için faizsiz kredi imkânı sağlamak üzere bir ekonomik çözüm ve bütçe oluşturulmalıdır. Hazır Elazığ için yardım paraları toplanırken tüm Türkiye için böyle bir para toplanabilir. Camilerde, televizyon kanallarında, farklı vergi seçeneklerinde bu paralar toplanabilir.Deprem sonrası oluşacak olan kötü senaryolar istişare edilmelidir. Örneğin yoğun trafik ve acil ulaşımın kesintiye uğramaması için çözümler bulunması, deprem sonrası sokakta kalacak halkın sığınacağı barınakların şimdiden yapılması, iletişimin ve enerji kaynaklarının kesintiye uğramaması için alternatiflerin ve tedbirlerin öngörülmesi gibi çalışmalar önemlidir.

İstanbul tüm yumurtaların sepeti olmamalıdır

Yumurtaları tek sepete koymaya gerek var mı? Türkiye’nin hemen hemen tüm şirketlerinin merkezleri İstanbul’da bulunuyor. Oysa İstanbul bütün yumurtaları taşımamalıdır. Bu riskli şehirdeki ekonomik merkezler derhal Türkiye’nin farklı vilayetlerine dağıtılmalıdır.

Depremler ve Balkanlar

Hava durumlarını dinlerken Balkanlardan hep soğuk hava gelecek diye söylenirdi. Şimdi de depremlerin haberini aldık.  Kısa bir süre önce Balkanların küçük ülkesi kardeş Arnavutluk’ta bir deprem faciası yaşandı. Türkiye Cumhuriyeti kardeş Arnavutluk halkının yardımına koştu. Arnavutluk’ta depremzedeler için yapılacak bazı evleri Türkiye yapıyor. Elazığ’daki deprem sonrası Balkan ülkeleri hep birlikte bizlerle acılarını paylaştılar. Kosova, Arnavutluk, K.Makedonya, Yunanistan, Hırvatistan’dan üst düzey devlet yöneticileri geçmiş olsun dileklerinde bulundular ve yardıma hazır olduklarını bildirdiler. Kardeş Azerbaycan aynı anda bir uçak dolusu yardımı gönderiverdi. Hepsinden Allah razı olsun.

Bulgaristan Silistre’den Elazığ Sivrice’ye

Bu arada depremin olduğu Elazığ Sivrice ilçesinin 1930’lu yıllarda Bulgaristan Silistre’den göç eden Balkan göçmenleri tarafından kurulduğunu bu vesileyle duyduk. Balkan göçmeni, Türk, Kürt… Kim olursa olsun orada meydana gelen deprem hepimizi çok üzdü. Oradaki tüm vatandaşlarımız için dua ediyoruz. Allah yardımcıları olsun. Türkiye’m geçmiş olsun. Deprem sonrası devletimiz çok kısa sürede bölgeye ulaşarak gereken kurtarma ve yardım çalışmalarına başladı. Bu konuda herkes aynı fikirdedir. Türkiye Cumhuriyeti deprem sonrası çok güzel bir sınav vermiştir. Başta Sayın Cumhurbaşkanımız ve Bakanlarımız bölgeye giderek vatandaşların yanında yer aldılar. İnşallah bir daha böyle acılar yaşamayız. İnanıyorum ki Devletimiz olası yaşanacak deprem felaketlerine karşı acıları minimize etmek için gerekli tedbirleri şimdiden alacaktır. Unutmayalım ki biz kâhin baba Vanga ‘ya değil, önce Allah’a sonra da Devlet Babaya inanırız. O da Büyük Türkiye Cumhuriyeti’dir. 

 

Rifat Sait

[email protected]


24.Dönem İzmir milletvekili

BASAM (Balkan Stratejik Araştırmalar Merkezi) Başkanı

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar