Deprem, bir İzmirli olarak hepimizi çok üzdü.
Millet olarak Canımız sıkıldı, endişelendik ve korktuk. Ama korkunun ecele faydası yok. Korkup, deve kuşu gibi kafalarımızı toprağa gömecek değiliz. Tefekkür etmek gerekiyor. Ben bu depremin sadece İzmir için değil tüm Türkiye için önemli bir uyarı olduğunu düşünüyorum. Birileri depremin Allah’ın (CC) İzmirlilere gazabı olarak düşünüyor. Ben hüsnü zan edip bunun bir şefkat tokadı olduğunu düşünüyorum. Çok daha büyük felaketler olmaması için düşünmek, ders almak ve tedbir almak gerekir. Hem devlet hem millet için bu doğrudur. En iyisini ve en doğrusunu Allah (CC) bilir.
Cabir Radiyallahu anhu’dan rivayet edildiğine göre Rasulullah Sallallahu Aleyhi Vesellem şöyle dediğini işitmiştir: “Biriniz Allah hakkında husni zan etmeden ölmesin” (Muslim 2877)
Mümin olan kimse Allah hakkında iyimser olması gerekir. Özellikle başına musibetler geldiğinde ve ölüm anında iyimser olmak daha da önem taşır.
(el Mevsua el fıkhiye 10/220)
Acil kentsel dönüşüm
Alınacak en önemli tedbir İzmir'de çok acil kentsel dönüşüme gitmektir. Zira İzmir’de kentsel dönüşüm gereken on binlerce bina var. Çok acil gereken yapılmalı. Devlete, Belediyelere ve vatandaşa iş düşüyor. Siyasete, maddiyata, popülizme takılmadan harekete geçilmelidir. Kararlılıkla, taviz vermeden, birlik ve beraberlikle ülke olarak bu işi inşallah çözeriz. Acil kentsel dönüşüm olmalı yoksa yarın bu işin dönüşü olmaz.
Fitne ve bozgunculuk yapanlar
Deprem sonrası dini yazılar yazıp fitne çıkartan insanlar oldu. Bu provokasyonu yapan bir fitneciyi polis yakaladı. Sosyal medya hesabında tesettürlü bir bayan resmi olan bu kişi erkekmiş. Sorgusundan sonra bakalım kimin nesi kimin fesi olduğu çıkacaktır. Ha bu arada kendince bunun Allah’ın gazabı olduğunu düşünenler de olabilir. Bu konuda yorum yapamam. Allah en doğruyu bilir. Tabiki her olaydan bir ders çıkarmak, tefekkür etmek, hem dünyevi hem manevi açıdan iyidir. Ama bunun bir yöntemi, usulü ve samimiyeti olması gerekir. Böyle şeyler konuşmadan önce kendimizi muhasebe etmemiz lazım. Sonra aranızdaki en günahsız olduğunu iddia eden kişi ilk taşı atsın. Böyle şeyler eğer samimi değilse büyük fitneler doğurabilir. Yeryüzünde fitne çıkarıp bozgunculuk yapanlar ne kötü insanlardır.
Depremde cep telefonları ve whatsapp
Depremden hemen sonra etrafı gözlemledim. Vatandaşta korku ve panik vardı. Herkes telefonlara sarıldı. Telefonlar kilitlendi. Ancak Whatsapp çalışıyordu. Böylesi durumlarda Whatsapp’ın kapanmadığını ve çalıştığını gördüm.
Depremde trafiğe çıkmamak
Bir anda herkes araçlarına binip yakınlarının yanına gitmeye çalışınca trafikte ciddi bir karışıklık yaşandı. Trafik felç oldu. Ambulanslar, itfaiye araçları ve kurtarıcı araçlarının dahi hareket edemediğini bizzat gördüm. Maazallah daha büyük bir deprem olsa hayat kilitlenebilir. Oysa böyle bir durumda çok elzem bir durum yoksa trafiğe bir süre çıkmamak gerekiyor. Bırakalım ambulanslar, itfaiye araçları, polis ve diğer görevliler görevlerini yapsın ve görev yerlerine gitsinler.
Deprem Turizmi ve deprem fenomenleri
Deprem sonrası “Deprem Turizmi” adında yeni kavram daha kazandık. İnsanımız çok meraklı ya, herkes deprem bölgesine gidip görmek ve fotoğraf çekmek hatta maalesef selfi çekmek istiyor. Daha da vahimi hatta bazı sözüm ona sosyal medya fenomeni Youtuber veya Tiktokerlar deprem bölgesinden şov görüntüler çekip tıklama sayısını artırmak istediler. Bunlar kabul edilemez, ayıp olmaktan öte günahtır, suçtur.
Deprem tatbikatları yapılmalı
Benim naçizane bir önerim olacak. Deprem bölgesi olan şehirlerde Belediyeler, polis eşliğinde zaman zaman deprem tatbikatı yapmalı. Tatbikatın yapıldığı alanda herkes bu tatbikata zorunlu olarak katılmalı. Her bölgede deprem iletişim görevlileri olmalı. Her mahallede sorumlu kişiler belirlenmeli. Deprem sonrası nasıl harekete edilir, trafiğe nasıl çıkılır veya çıkılmaz, arabasında deprem çantası nasıl hazırlanır, çantada neler olmalı (Şarj cihazı, yedek şarj pili, su, ilaç, kuru gıda, battaniye, düdük, giysi gibi v.s.) nerede toplanılmalı, ilk yardım bilgileri şeyler tatbikatta öğretilmeli ve uygulanmalı.
Namazda protokol olmaz
Bir gün şehit cenazesindeyiz. Arkamdan birileri beni dürttü ve biraz müsaade edebilir misiniz lütfen, belediye başkanı geldi öne geçsin, dedi. Ben de kendisine camide protokol olmaz, arkada kılabilir, dedim. Allah kabul eder inşallah. Aslında bu sözüm sadece Belediye başkanına değil. Bütün protokole. Geçen depremde vefat eden vatandaşlarımız için cenaze namazı kılınıyor. Belki bir veya iki cenaze sahibi var ya da yok. Gerisi hep protokol. Cenaze sahipleri ise arkada. Keşke her namazda böyle saf tutmak için yarışsak. Bence hiç uygun değil. Büyüklerimiz beni bağışlasın, namazda arka tarafta saf tutsunlar, halkın arasına girsinler, vallahi çok daha fazla olumlu karşılanırlar, puan toplarlar.
Muhalefet acılı durumlarda Sayın Cumhurbaşkanımızın yanında olmalı
Sayın Cumhurbaşkanımız, devlet büyüklerimiz, Ana muhalefet Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu, İYİ Parti Genel Başkanı Sayın Meral Akşener İzmir’e gelip İzmir halkına taziyede bulundular. Bu güzeldi. Bu birlik tablosu her zaman olmalıdır. Ancak kafama takılan bir şey var. Sayın Cumhurbaşkanımız İzmir il afet koordinasyon merkezinde açıklama yaparken Sayın Kemal Kılıçdaroğlu, Sayın Meral Akşener, Sayın Devlet Bahçeli de yanında olsalardı, birlikte açıklama yapsalardı nasıl olurdu? Böyle bir durum birlik beraberlik için ve de İzmir’e moral açısından harika olurdu. Aslında çoktandır yazmak istiyordum şimdi denk geldi. Yurdun dört bir yanında herkesi ilgilendiren açılış, taziye, kutlama seremonilerinde Bazen Sayın Cumhurbaşkanımız veya ilgili bakan ya da o ilin valisinin yanında neden sadece AK Partili vekiller var? Diğerleri davet mi edilmiyor yoksa gitmiyorlar mı? Böylesi ulusal yaslarda muhalefetin Sayın Cumhurbaşkanımızın yanında yer alması onlara puan kazandırır. Millet böyle şeyleri sever.
Böyle durumlarda siyaset yapılmaz
Sosyal medyada bazı duyurular yapıldı. Bazıları samimiydi. İzmir Bornova’da aktif olan bazı samimi genç kardeşlerimiz depremzede çadırlarını dolaşmışlar ve oradaki AFAD yetkilileri ile görüşüp, hava biraz serin battaniye var ama ilave daha getirilse daha iyi olur deyip bizi aradılar. Ayrıca çocuk bezi ve maması da gerekiyor dediler. AFAD ve İl Sosyal Yardımlaşma vakıf sorumlusu arkadaşı arayıp durumu sordum. İlave battaniyeler Uşak’tan geliyor, dağıtacağız, depremzedelere yemek te dağıtılıyor bir sıkıntımız yok ama yardım etmek isteyen vatandaşlarımız eğer isterlerse hiç kullanılmamış olmak şartıyla battaniye, çocuk bezi, mama veya diğer giysileri İzmir Fuarı Kültür park alanındaki hollerde oluşturulan saklama alanlarına götürebilip teslim edebilirler, dedi. Ancak bu arada bazı muhalefet milletvekillerinin hava İzmir’de buz gibi, devlet nerede, acil battaniye lazım gibi ajitasyon içeren ve devleti küçük düşürücü mesajları hiç hoş olmadı, yakışmadı.
Böylesi durumlarda siyaset yapmak çok iğrenç bir şey. Bu arada DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, “Bugün, devletin nasıl kötü yönetildiğini konuşmanın günü değil” diyerek hem çok komik duruma düşmüş hem de kendisiyle çelişkiye girmiş. Evet, gerçekten de bu acı günlerde böylesi laflar edilmez ama zaten ifadesinde söylemiş olmuş ve çaktırmadan üstelik “konuşmanın günü değil” demiş. Siyasi cinlik mi diyelim, ne diyelim bilemedim. Yakışmamış.
Deprem nedeniyle geçmiş olsun ve taziye için yurdun dört bir yanından ve Balkan ülkelerinden bizleri yüzlerce dostumuz aradı. Hepsine çok teşekkür ediyoruz. Onlardan tek isteğimiz dua etsinler. Geçmiş olsun İzmir, geçmiş olsun Türkiyem.
Yorum Yazın