Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 12 yıl aradan sonra 22 Nisan’da Irak’a gidiyor. Türkiye Cumhuriyeti'nin 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın 1980'lerin sonundaki Bağdat ziyaretinden bu yana ilk defa bir Türk cumhurbaşkanı Irak’ı ziyaret edecek. Erdoğan, 2008 ve 2011'de Irak Başbakanı Nuri el Maliki döneminde Başbakan sıfatıyla Irak'ı ziyaret etmişti. Irak ve Türkiye için bu ziyaret oldukça önem arz etmektedir. Ortadoğu’daki sıcak gelişmelerin göbeğinde olan Irak kuruluşundan bu yana neredeyse hiç huzur bulmamış, sürekli kan, ölüm, gözyaşı ve savaşlarla bugünlere gelmiştir. Onun için bu görüşmede; terörle mücadele, askeri işbirliği, güvenlik stratejileri, bürokratik görüşmeler, Kalkınma Yolu Projesi, ticari işbirliği ve su sorunu gibi oldukça önemli konular masada olacak. Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Irak'a yapacağı ziyaretin "gelir geçer türden bir ziyaret" olmayacağını belirterek, iki ülke arasında meselelere karşı çözüm iradesinin bulunduğunu söyledi. Erdoğan hem Bağdat’ta hem de Erbil’de terör örgütü PKK’nın Irak-Türkiye sınır bölgelerinde faaliyetlerini arttırmasından kaynaklı rahatsızlıklarını dile getirecektir. Erdoğan, Irak Hükümeti’nden ve Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’nden PKK'nin faaliyetlerine son vermeye çalıştığına dair güvence isteyeceği, bunun sağlanamaması halinde ise TSK’nın bölgede örgütün ana merkezlerine yönelik kapsamlı harekâta destek verilmesini talep edeceği belirtiliyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan aylar öncesinde Irak’ta ki terör yapılaşmasını bir kez daha gündeme getirmiş ve şu ifadeleri kullanmıştı. "Terörle mücadeleyi kararlılıkla sürdürüyoruz. Irak sınırlarımızı güven altına alacak çemberi tamamlamak üzereyiz. İnşallah bu yazın Irak sınırlarımızla ilgili meseleyi, kalıcı olarak çözüme kavuşturmuş olacağız. Suriye sınırlarımız boyunca 30-40 kilometre derinliğinde güvenlik koridoru oluşturma irademiz bakidir. Türkiye'yi güney sınırları boyunca kuracağı bir 'teröristan' ile dize getireceğini düşünenlere yeni kâbuslar yaşatacak hazırlıklarımız var." Irak’ın kuzeyinde otorite boşluğundan kaynaklı başta Hakurk-Zap-Metine-Avaşin-Basyan-Gara-Sinat-Haftanin-Kandil ve Süleymaniye terör örgütü PKK' nın eğitim ve lojistik üstü olmuş, bu bölgelerde eğitilen PKK'lılar Türkiye’ye karşı saldırılar yapmaktadır. Ayrıca eli kanlı terör örgütü buralardaki yerel halkı yıllardır istismar ederek adeta bu bölgelere çökmüş durumdadır. Türkiye Irak’ta yaşanan bu sorunu devletinin milli güvenlik meselesi haline getirmiştir. Bu milli güvenlik meselesinden dolayı bölgedeki terörist grupları kaynağında yok etmek için bu bölgelere büyük bir kara harekatı ile süpürme operasyonu yapılması elzemdir. 12 yıl aradan sonra Erdoğan'ın Irak'a ziyaret edecek olması bölgede yapılacak olan büyük bir kara harekâtının da habercisidir. Türkiye’nin hem askeri hem de kamu diplomasisinin baskısı sonucu Irak; artık terör örgütü PKK'yı, “yasaklı örgüt” olarak görüyor. Bu terörle mücadele açısından önemli bir gelişmedir. Yine bu bölgelerde bulunan PKK'nın tepe kadrosu başta Murat Karayılan, Cemil Bayık, Duran Kalkan gibi teröristlerin Irak istihbaratı ve MİT' in nokta operasyonları ile etkisiz hale getirilmesi kaçınılmazdır. Ayrıca Türkiye ve Irak kurdukları işbirliği vasıtası ile bölgede PKK’ ya kaynak sağlayan uyuşturucu, sigara ve silah kaçakçılığına ağır bir darbe vuracaktır. Terör örgütünün coğrafyamızda topyekûn temizlenmesi için tüm mali kaynakları kurutulmalıdır. Özelikle bu ikili görüşmede Talabani'nin PKK ile işbirliğinin önüne geçilmeli, Irak Kürt bölgesel Yönetimi Başkanı Neçirvan Barzani’ye destek verilmelidir.
Dr. İmbat MUĞLU
Yorum Yazın