2011 başlayan Suriye iç savaşı ile nüfusu 4 milyona ulaşan İdlib,2015'te muhaliflerin
kontrolüne geçtiği günden beri rejimin en yoğun hedef aldığı bölgelerin başında
geliyor.Rejimin sivillere uygulamış olduğu zülüm ve ölümlerin önüne geçmek için
Türkiye,Rusya ve İran Soçi ve Astana Mutabakatlarını yaptı.Taraflar mutabakat çerçevesinde
İdlib bölgesinde gözetleme ve kontrol noktaları tesis ettiler.Suriye rejim ordusu Esed’in
talimatı ile yapılan anlaşmaları hiçe sayarak İdlib’i sürekli bombalamış, 10 binlerce insanı
öldürmüş ,2 milyona yakın insanı ise Türkiye sınırına doğru göçe zorlamıştır.Astana ve Soçi
anlaşmaları sonrasında Türkiye'nin gerginliği azaltma ve çatışmaları engellemek için
bölgedeki kurduğu 12 gözlem noktalarındaki 5 gözlem noktası Rusya'nın hava desteği, İran
destekli teröristlerin yardımıyla Suriye ordusunun kuşatması altında kalmış ve 14 askerimiz
ŞEHİT olmuş,bu olay karşısında Türk Silahlı Kuvvetleri rejim ordusuna gerekli cevabı misli
ile vermiştir.Türkiye İdlib bölgesine çok sayıda askeri personel,zırhlı araç,tank,top ve askeri
lojistik malzemesi sevkiyatını gerçekleştirerek olası bir harekat için hazırlıklar en üst
seviyeye çıkarmıştır.Rusya rejimin Türk askerine saldırısına karşı sessiz kalmış,ABD ve
NATO’dan taziye mesajları gelmiştir.Türkiye’nin sahada rejime,masada ise uluslararası
muhataplarla yaptığı diploması trafiği ile Rusya Türkiye’ye, İdlib'deki duruma ilişkin
görüşmeler yapmak için heyet göndermiş lakin 8-10 Şubat tarihlerinde bir araya
gelen heyetler somut bir adım atamamıştır.İdlib sahasında bir an önce sükunet sağlanması ve
siyasi sürecin ilerletilmesi için atılabilecek tüm adımlar deneyen Türkiye diğer taraftan da
Suriye ordusunun İdlib’deki ilerleyişini durdurmak üzere TSK binlerce asker ve zırhlı araçla
bölgeyi hilal kuşatmasıyla çevrelemiş durumda.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İdlib'de Türkiye ve Suriye ordularını karşı karşıya
getiren süreçle ilgili olarak net mesajlar verdi.”Verilen sözlere riayet edilmesini bekledik bize
verilen sözler yerine getirilmediği gibi anlaşmalara da kimse uymuyor. Bu saldırılar
doğrudan askerlerimizi hedef almaya başladı.Madem durum bu biz de lafa değil sahadaki
gerçeklere bakarak hareket edeceğiz. Şubat ayı sonuna kadar rejimi gözlem noktaları gerisine
çıkartmakta kararlıyız.Havada karada ne gerekiyorsa tereddüt etmeden bunu yapacağız.
İdlib’deki askeri gücümüzü tahkim ettik. Artık kimsenin taşkınlığına, satılmışlığına göz
yumacak değiliz.Herkes gözünü kapasa sırtını dönse de Türkiye bu duruma seyirci
kalmayacaktır. İdlib'de rejim ve Ruslar ile rejimle birlikte hareket eden güçlerin doğrudan
sivil halkı hedef aldığı gerçeğinin altını çizmek istiyorum. Amaç bölge halkını sınırlarımıza
doğru harekete zorlayarak sahayı boşaltmaktır.Bir süredir bu saldırılar doğrudan
askerlerimizi hedef almaya başladı. Madem durum bu öyleyse biz de artık lafa değil sahadaki
gerçeklere bakarak hareket edeceğiz. Şubat ayı sonuna kadar rejimi gözlem sınırlarımızın
gerisine çekmekte kararlıyız.Hiçbir oyalanmaya meydan vermeden bunu yapacağız. Bitmez
tükenmez toplantıların sonuçlarını beklemeden hemen ne yapmamız gerekiyorsa onu
yapacağız. Bölgedeki muhalif gruplardan başı bozuk hareket ederek rejime saldırı muamelesi
verenlere de artık tavizsiz davranacağımızın mesajını verdik. Artık kimsenin
provokasyonlarına göz yumacak değiliz.Gözlem noktalarındaki ve diğer yerlerdeki
askerlerimize en küçük bir zarar gelmesi halinde İdlib ve Soçi muhtırası sınırlarıyla bağlı
kalmadan rejim güçlerini her yerde vuracağımızı ilan ediyorum.”
Suriye rejimi ile birlikte Astana Süreci ortakları İran ve Rusya'yı da bu yapılan saldıralardan
sorumlu olduğu mesajı net şekilde verilmiş ve Türkiye’nin kararlılığı bir kez daha bütün
uluslararası arena bu mesajlarla duymuş oldu.
Dr.İmbat MUĞLU
Güvenlik ve Terör Uzmanı
Yorum Yazın