Gazete, dergi, posta, faks, radyo, cep telefonu, çağrı cihazı, televizyon ve internet gibi basın, yayın, iletişim organları vasıtası ile aktarılması gereken bilgileri topluluklara ulaştırma amacıyla üretilmiş araçların bütünü medya olarak ifade edilmektedir. Son çeyrek asırda teknolojinin giderek kendini yenilemesi medya araçları içinde internet kullanımının yaygınlaşmasına sebep olmuştur. İnternetin bu döneme damgasını vurması sonucu yeni iletişim ve haberleşme kanalları ortaya çıkmıştır. Ortaya çıkan bu haberleşme kanallarından en önemlisi bir anda milyarlarca insan tarafında kullanılan sosyal medya platformlarıdır. Hayatın her alanına giren sosyal medya eğer bilinçli şekilde kullanılırsa çok faydalı bir araçtır. Lakin aşırıya kaçılması ve bilinçsiz kullanımı hayatın en değerli öğesi olan zamanı bilinçsizce tükettiği gibi bazı mecraların; suç, propaganda, terör, örgütsel faaliyet paylaşımları ve yalan içerikli sunumlarına da dolaylı yada dolaysız olarak aracı olunmaktadır. Teknolojideki bu hızlı gelişmeler ve değişimler insanoğlunun dünyanın bir ucundan diğer bir ucuna ulaşmasının artık parmaklarının ucuna yada ağzında çıkan sesli mesaja indirgenmiş durumda olması bir o kadar güzel iken bir o kadar da tehlike arz etmektedir. Medya aracılığıyla ulaşmada ki bu kolaylıklar ve gelişmeler hayatı kolaylaştırdığı gibi bir anda dünyanın diğer ucundaki bir olumsuzluğu kendi toplumunda görmene de neden olmaktadır. Günümüzde dünyanın karşı karşıya kaldığı en önemli sorunların başında güvenlik ve terör gelmektedir. Terörizme karşı devletler bölgesel tedbir almış olsalar da, bazen bu tedbirlerin yetmediğini onun için de terörizmin bertaraf edilmesi için bir çok devletin ortak hareket etmesi gerektiğine son 20 yılda özellikle yaşayarak görmüş olduk. 11 Eylül 2001 tarihinde Dünya Ticaret Merkezi ile Pentagon’a yönelik gerçekleştirilen terör saldırıların ardından başlayan "yeni dünya düzeni" ve "terörizmle mücadele" yeni güvenlik stratejilerini de beraberinde getirdi. Saldırılarla beraber sadece ABD'de değil tüm ülkelerde ulusal güvenlik algısı değişti ve terörizmle top yekun mücadele etme dönemi başladı. Her ne kadar küresel terörizm ve terörizmle mücadele bu dönemde gündemde olmuş olsa da kim kimin için terörist belli değil. En bariz örneğini an itibariyle Suriye’de ve bir çok ülkede yaşamaktayız. Yaklaşık 40 yıldır Türkiye’de 40 bin masum insanın ölümüne sebep olan bebek katili PKK terör örgütü Suriye’de aynı terörist kadro ile farklı isim kullanarak terör faaliyetlerine devam etmesine rağmen ABD tarafından terör örgütü olarak nitelenmemekte; hatta beraber çalışılabilecek gruplar olarak değerlendirilmektedir. Türkiye’nin NATO’da en büyük müttefiki konumunda olan ABD maalesef Suriye’de PKK/YPG terör örgütü ile işbirliği yapmış, her türlü desteği, silahı ve teçhizatı bu kanlı örgüte adrese teslim etmiştir. Durum bu iken küresel terörizm ile mücadele haliyle sekteye uğramaktadır. Silahlı unsurlar arasında olan bu çıkmaz yakın tarihte medya alanında ki mücadelede de benzer olaylara gebe olacağı kaçınılmazdır. Terör ve terörizm ile mücadele; sadece sahada silahlı kuvvetler, askeri araç ve gereçler gibi geleneksel yöntemler ile değil, aynı zamanda çok hızlı gelişen iletişim teknolojisi ve sosyal medya araçları alanında da teröre karşı savaşta etkin kullanılması zorunlu bir hal almıştır. Terör örgütlerin en büyük hedefi yaptığı eylemlerin bir anda çoğunluğa ulaşmasını sağlamak iken bu kitle iletişim ağlarının insanlık düşmanı olan bu kanlı örgütlerin eline geçmesi toplumların birlikte aynı kararı alarak engellenmesi mümkün olabilir. Terör örgütünün medya üzerinde gerçekleştirmek istediği bu hedefin en önemli gayesi toplumu psikolojik olarak çökertmeye çalışmak ve toplumun devlete karşı güven eksikliğini yaratmaktır.Hızlı ulaşımın eseri olan medya kanallarını kullanan terör örgütleri propagandaları için yakın zamanda gazete, radyo ve televizyonu yaygın olarak kullanırken günümüzde ise daha çok interneti kullanmaya başlamışlardır. Erişimin çok kolay olması nedeniyle internet terör örgütlerin gözdesi olmuş durumdadır. Örgüt militanları ve destekçileri sosyal medya kanalları içinde en etkin olarak Twitter, Facebook, Instagram, LinkedIn, Youtube kullanmaktalar. Çünkü bu sosyal ağlar vasıtası ile aynı anda milyonlarca hatta milyarlarca takipçiye ulaşma ve etkileme imkanına sahipler. Terör örgütleri tasarlanmış birçok teşvikler sunup gençlerin hassasiyetlerine sistemli bir şekilde hitap etmektedirler. İnternet, ucuz, kolay erişilebilir ve ucuz ve kimlik gizlemek için mükemmel bir yapıya sahiptir. Pek çok terör örgütü gençleri kendi taraflarına çekmek ve üyeleri yapmak için interneti bir araç olarak kullanmaktadır.[1] Günümüzde terör örgütleri bu sosyal ağlar vasıtaları sayesinde her türlü algıyı yaratma, devlet yöneticilerini eleştirme, propaganda, eylemsel faaliyetler için taraf toplama, elaman temini, maddi çıkar sağlama, araştırma, planlama ve koordinasyon gibi örgüte fayda sağlayacak şeklinde kullanmasıyla eline büyük bir güç geçirmiş olmaktadır. Ve gerçek şu ki; her türlü alt yapıyı yaparak sosyal medyaya kolay ulaşımı sağlayanda devletlerin kendisidir. Terörizmin amaçlarından biri de planladıkları eylemsel faaliyetlerin ardından hedefe verilen tahribatın büyüklüğü değil, eylemin medya araçları vasıtası ile toplum üzerinde oluşturacağı etki ve bu etkinin toplumun kaçta kaçına ulaştığı amaçlanmaktadır. Terör örgütleri eylem tercihlerinde öncelikli olarak gerçekleştirdiği eylemlerin medyatikliğine dikkat etmektedirler. Çünkü kendi kitlelerine ne kadar güçlü olduklarını ve ne kadar büyük eylem yapabildiklerini, istihbarat teşkilatı başta olmak üzere polis, asker ve asayişi kurmak ve korumakla yetkili bütün unsurlara rağmen eylemlerini yapabildiklerini gösterip, kanıtlamaları çok önemlidir. Hiç şüphesiz bu eylemler tarafları nezdinde büyük bir moral etkisi yaratmaktadır. Bunlar dışında terör örgütlerinin kendilerinden olmayan kitleler üzerinde büyük bir bıkkınlık, korku, panik, ortamı yaratmak ve bu ümitsizlik ve çaresizlik ortamından güçlerine güç katarak çıkmayı hedeflemektedirler. En önemli hedefleri ise, insanlar üzerinde bu etkileri yaratma arzusudur.[2] Kitle iletişim araçlarının olmadığı dönemlerde de terör olayları vardı. Ancak şimdi olduğu gibi kısa bir sürede eylemlerini ve taleplerini dünya kamuoyuna duyurabilme imkânları yoktu.[3] Medya ile terör arasındaki ilişki, her iki tarafın birbirinden menfaatleri doğrultusunda faydalandığı, dönemsel politikalara ve şartlara göre kurulduğu ayrıca bu çıkar ilişkisinin devamlılığının olmadığı, ancak çıkarın varlığı süresince devam ettiği bir ilişki türü olarak ifade etmek doğru olacaktır. Bu tanımın doğrultusunda hareket ettiğimizde terör örgütleri, yaptıkları eylemleri ve propaganda faaliyetlerini yaymak, geniş kitlelere duyurmak amacıyla medyayı araç olarak kullanırken; medya ise bu faaliyetlerin izlenmesi ve takip edilmesi sonuçu elde ettiği sayısal tiraj oranların karşılığın maddi kazanımlar ve kuruluşunun ismini ön plana çıkmasını sağlamaktadır. Terör örgütleri daha önceleri ideolojisini duyurmak için zor şartlar altında yazılı basın, kaset ve video üzerinde sınırlı sayıda bir iletişim ağı kurarken bugün az emek ile çok büyük kitlelere ulaşma imkanına sahipler. Bugün sadece terör örgütleri değil yasa dışı örgütlerin tamamı neredeyse medyada yer almaktadır. Medyada en çok takip edilen yada tıklanan haberlere bakıldığında ölüm, şiddet, terör, kan ve savaş haberleri ilk sıraları almaktadır. Bu nedenle medya şiddet ve terör haberlerine kayıtsız kalmamaktadır. Hangi medya aracı olursa olsun hemen hepsi bu tür haberleri sıcak gelişme olarak verilirken, örgüt yöneticilerinin mesajları da önemli bir haber olarak duyurulmaktadır.Bu yaklaşımla terör örgütlerin dolaylı olarak propagandası yapılmakta ve katkıda bulunulmaktadır. Terör ile mücadele konusunda devletler ciddi bir iş birliği yapması gerekir. Bununla birlikte tüm dünyada geçerliliği olacak şekilde Birleşmiş Milletler çatısı altında terörle mücadele anayasası yazılmalıdır. Terörün küresel bir boyut kazandığı günümüzde terör örgütlerin medya araçlarını bu denli kullanmaları ile ilgili gerekli tedbirler alınmasa, dünya büyük bir tehdit altında demektir. Onun için terörle mücadele noktasında uluslararası işbirliği sadece silahlı kuvvetler arasında değil medya araçları alanında da olması hayati önem taşımaktadır .
Dr. İmbat MUĞLU
[1] TAŞDEMİR, E. (2017). ‘‘Sosyal Medyada Terör Propagandası: DEAŞ Örneği’’, sf.735, Gümüşhane Üniversitesi İletişim Fakültesi Elektronik Dergisi, 5 (2), 726-752.
[2]Avşar, Z. (2017). İnternet çağında medya, terör ve güvenlik, sf.121, TRT akademi
[3] YAVUZ, F. (2006). Terör Eylemlerinin Kitle İletişim Araçlarında Sunumu, Sf.77, Yüksek Lisans Tezi, Marmara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul.
Yorum Yazın