Toplum olarak yasama, yürütme ve yargının yanında dördüncü güç olarak medyayı özellikle de dijital medyayı konumlandırırdık. Çünkü insanoğlu internete sahip olduktan sonra hayatı hem değişti hem de birçok alanda oldukça kolaylaştı. Bilgiden, ticarette, bankacılık hizmetlerinden, dünyada olup bitenlere saniyeler içerisinde ulaşılabilir kolaylığına kavuştu. Bu güzel hizmetlerin tam tersi de olabilir, yani internet hayatımızı zorlaştırabilir de. Nasıl mı? İnternetteki doğru olmayan bilgiler, yalan haberler, zararlı içerikler, dolandırıcılık gibi birçok şey bir anda hayatımızı altüst edebiliyor. İnternet üzerinde yapılan en zararlı eylem yalan haberdir. Çünkü olmayan bir şeyi olmuş gibi göstererek algı operasyonları yaparak insanların zarar görmesine, masum insanların canının yanmasına, hem de toplumun gerçek olmayan bir haberle huzursuz olmasına sebep olunmaktadır… Günlük yaşantımızda sosyal medya veya geleneksel medya gibi kitle iletişim araçları vasıtası ile birçok yalan habere maruz kalıyoruz. 2000’li yılların başında insanların başka insanlarla daha hızlı bir şekilde hem görsel, hem de yazılı olarak iletişim kurmasını ve bilgi alışverişi yapmasını amaçlayan ‘Facebook’ adlı sosyal ağ kısa bir sürede dünya genelinde milyonlarca, günümüzde milyarlarca takipçi ile hayatımıza girdi. Bu sosyal ağını takip eden Youtube, Twitter, Instagram, LinkedIn, FB Messenger, Tumblr, Qzone gibi daha onlarca haberleşme ve sosyal medya ağı hayatımızın neredeyse her alanında her anında yer almaktadır. Gün geçtikçe sosyal medya kullanımı; manipüle edici, provoke edici, yalan ve yanıltıcı bilginin yayılması açısından çokça kullanılmaktadır. Son yıllarda sosyal medyada paylaşılan yalan haberlerin çoğunun kötü niyetli çevreler tarafından kasıtlı ve bir plan çerçevesinde yapıldığı bilinmektedir. Örneğin ülkemizde sosyal medya aracılığıyla yaşanan toplumsal, siyasi olaylara ve çeşitli terör olaylarına bakıldığında, üretilen bilgi kirliliğinin, propaganda amaçlı olduğu ve bu işin örgütlü bir şekilde, kitleleri harekete geçirmek, kamu düzenini bozmak ve zarar vermek amacıyla oluşturulduğu görülüyor. Bu sebeple yalan haber ve onları yayan trollere karşı ciddi bir şekilde mücadele edilmesi gerekiyor. Sosyal medya ortamlarının hızı, yaygınlığı yalan haberlerin aynı anda çok ciddi bir kitleye ulaşmasını sebep olmaktadır. Yapılan bir araştırmaya göre sosyal medyada yalan haberler gerçek haberlere göre 8 kat hızlı yayılıyor. Çok daha fazla ilgi görüyor.Kuşkusuz sosyal medyada yalan haberlerin yayılmasına sebep olanlar tartışmasız bir şekilde suç işlemektedirler. İnternet, kimseye sonsuz ve sorumsuz özgürlük alanı sunmaz, sunmamalıdır. Gerçek hayatta nasıl toplumun huzurunu bozanlara, başkalarının özgürlük alanını haksızca gasp edenlere bir yaptırım varsa, sanal ortamında da bunu yapanlara bir yaptırım olmalıdır. İşte bu yaptırımı hayata geçirmek için " Sosyal Medya Yasası" olarak da bilinen Basın Kanunu TBMM onayı ile kabul edildi. Yeni yasayla beraber "halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma" suçu tanımlanıyor. “ Sırf halk arasında endişe, korku veya panik yaratmak saikiyle, ülkenin iç ve dış güvenliği, kamu düzeni ve genel sağlığı ile ilgili gerçeğe aykırı bir bilgiyi, kamu barışını bozmaya elverişli şekilde alenen yayan kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır. Suçun, failin gerçek kimliğini gizlemek suretiyle veya bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde, yukarıdaki fıkraya göre verilen ceza yarı oranında artırılır. Yani suçun oluşması için tek bir şart değil birçok şart aranacak. Çıkan yasa bu kadar şeffaf ve açıklana bilinirken her nedense bir gizli el bu yasayı durdurmak için içerde ve dışarda ciddi bir faaliyet içindeler. Ben şunu net bir şekilde söyleyebilirim ki; eğer benim ülkemde bir kanun, bir icat, bir milli silah, bir milli yazılım kısacası adı her ne ise VATANIMA, MİLLETİME VE AY YILDIZLI AL BAYRAĞIMIN ilelebet göklerde dalgalanmasına destek veriyorsa buna rağmen içerde ki hainler ile onların ağababaları AB, AP, (Avrupa Parlamentosu (AP), TBMM'de kabul edilen 'dezenformasyon yasasının', keyfi kovuşturmalara kapı açtığı uyarısında bulundu. Bağımsız yazılı basına yapılan baskıların ardından, bu yasanın çevrimiçi haber sitelerine ve sosyal medya platformlarına daha fazla kısıtlama getirdiği kaydedilen açıklamada, “Dezenformasyon yapıldığı iddiasıyla ağır hapis cezaları ve diğer yaptırımların getirilmesinden endişe duyuyoruz.”) ve ABD gibileri rahatsız oluyorsa biz doğru yoldayız demektir.
Dr. İmbat MUĞLU
Yorum Yazın