Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan geçen hafta yaptığı konuşmalarda çok ama çok önemli konulara değindi. Halkın mesajını açıkça aldım dedi. Problemi gördü, kabul etti ve en önemlisi gereği yapılacak dedi. Söylediklerini ilmi siyasetle, yumuşak dille ve isim vermeden önceki yazılarımızda defalarca belirtmiştik. Bizim gibi birçok yazar da yazmıştı. Kendisi de çok açık ve net bir şekilde ortaya koydu. Bakınız Tayyip Bey ne dedi:
“Seçimden sonra bana gelen raporlara bakılırsa, millet tevazu arıyor. Yalnız seçimden seçime gelmesinler diyor.
Bildikleri yerlere uğrayıp gidiyorlar diyor. İşte bu puan kaybettirmiştir. Vatandaşa tepeden bakıyorsak, kusura bakmayın, bu millet şamar oğlanı değil. ‘Benim dükkânıma gelip bir çay içmedikten sonra ben belediye başkanını ne yapayım’ diyor. Değerli arkadaşlar bizi yükselten tevazuumuz olmuştur. Biz tevazuumuzu kaybettiysek, puan kaybımız da olmuştur. En güçlü olduğumuz yerlerde puan kaybettiysek bunu kendimize soracağız. Çok iyi hizmetler yapmış olabiliriz ama bu yeterli değildir. Önemli olan gönüllere girmektir. Gönüllere girmiyorsak, vatandaşa tepeden gurur abidesi olarak bakıyorsak, kusura bakmayın bu millet şamar oğlanı değil. Bir oy verir, iki oy verir kenara koyar. Bu erken bir mesaj olmuştur. 24 Haziran’ın fotoğrafını iyi çekmemiz lazım. Mart 2019 için adaylarımızı buna göre seçmemiz lazım…”
Sayın Cumhurbaşkanımız da futbol oynamıştır, çok iyi bilir. Golü erken yemek güzeldir. Zira maçı kurtarmak için zamanın vardır. En kötüsü 90.dakikada yenilen goldür, çıkartamazsınız. Bazıları buna şefkat tokadı der. Allah’ın sevdiği kullarına düzelmesi için verdiği mesajdır. İyi ki 24 Haziranda bu sonuç alındı ve gerçek görüldü. Eksikleri düzeltmek için zaman var. Zararın neresinden dönersek kardır. Tayyip Bey bu yüzden erken bir mesaj olmuştur, diyor ya.
Tıpkı Uhud savaşındaki gibi. Peygamber efendimizin (SAV) ordusu savaşı kaybetmiştir ama önemli bir mesajı da almışlardır. Kazanmak için bazen kaybetmek gerekir. Komutanın verdiği emri asla unutmayacak ve yerine getireceksin. Görevini ve yerini kaybetmeyeceksin. Bunları yapmazsan peygamberin komuta ettiği bir ordu bile olsa kaybeder. Zira daha önemli olan Allah’ın koyduğu ve mutlaka uyulmasını istediği kuralları vardır. Nedir onlar? İnanmak, Cemaat (Takım) olmak, liyakat (işi ehline vermek), çalışmak, ihlas (Samimiyet) , Doğruluktan ayrılmamak ve istişare yapmak. Tüm bunlara rağmen üzülmemek gerekiyor. Zira bazen kaybetmekte bilenler için bir nimettir. Siz isteğiniz kadar anlatın, yaşamak ve görmek gerekiyor. Tıpkı 7 Haziran 2015 seçimleri gibi ve tıpkı 24 Haziran 2018 seçimleri gibi. Üçüncü bir şans var mıdır bilemem?
Sürekli yazıyoruz ama okuyanlar var mı? Bakınız önümüzdeki yerel seçimlerde sadece Belediye başkanı ve meclis üyelerini seçmeyeceğiz. Bu yerel seçimler, tıpkı matematikte olduğu gibi 24 Haziran Genel seçimlerinin sağlaması olacak. Son seçimde AK Parti 7 puan kaybetti. Yerel seçimlerde de bu kayıp maazallah artarak devam ederse, muhalefet rahat durmaz, sürekli rahatsız eder ve erken seçim ister. O yüzden bu negatif ivmeyi mutlaka düzeltmek gerekiyor. Ama mutlaka. Son seçimlerde Millet önemli bir mesaj verdi. Sayın Cumhurbaşkanımız da bu mesajı aldık kabul ettik dedi. Ardından önemli açıklamalar yaptı. Bu açıklamalardan sizi bilmem ama ben satır başları olarak naçizane şöyle anladım. Hatam varsa af ola.
1-Vatandaşın sevdiği adayları bulmaya çalışacağız: Yani demek ki bazı adaylar vatandaşın sevdiği adaylar değil. Birileri yanlış referans veriyor. Bu konuda daha dikkatli olacağız, araştıracağız, yanlış referans verenleri dinlemeyeceğiz. Liyakatli, halkın ve teşkilatın sevdiği, oy getirecek, samimi, halka dokunacak adaylar belirleyeceğiz.
2- Vatandaşa tepeden bakıyorsak, kusura bakmayın, bu millet şamar oğlanı değil: Yani vatandaşa tepeden bakan bazı vekil, Belediye başkanı, Genel merkezde görev yapanlar ve il başkanları var. Bunları bulup çıkartacağız. Gerekeni yapacağız.
3- Önemli olan gönüllere girmektir: Yani oy için değil gönül kazanmaya çalışacağız. Gönlünü kazanırsan zaten oyunu da verir.
4-Başarısızlıklarını başarı gösterip kimse aklımızla oynamasın: Yani rakamlara baktığımızda açık bir başarısızlık var, buna rağmen bazı illerde değişik bahaneler ve akıl oyunları ile bu başarısızlıklar sanki başarı gibi gösteriliyor. Örneğin, bir il başkanı diyor ki; bizde oy kaybı var ama Türkiye genelinden daha düşük bir oy kaybı dolayısıyla ben başarılıyım. Allah Allah bak sen. Ya da bir diğeri eski başkana göre ya da çok eski bir sonuca göre kendini kıyaslıyor. Tabiri caiz se usta sihirbaz gibi karakeçiyi beyaz güvercin gibi gösteriyorlar. Tayyip Bey de tabiri caiz se Rahmetli Erbakan hocanın dediği gibi, Hadi ordan! Diyor.
5- En güçlü olduğumuz yerlerde puan kaybettiysek bunu kendimize soracağız: Yani yapılan bir yanlış var. Özeleştiri yapacağız, nerede yanlış varsa tespit edip düzelteceğiz.
6- Kusura bakmayın bu millet şamar oğlanı değil. Bir oy verir, iki oy verir kenara koyar: Yani birinci oldu içine attılar, ikinci oldu içine attılar, artık üçüncü şansımız yok, yerel seçimler farklı olacak.
7-Millete yanlış yapan hiç kimsenin AK Parti’de yeri olamaz. Bu ifade net ve açık. Ancak sorun şurada: Yanlış yapanlar, Reisin karşısında durdukları gibi halkın karşısında aynı şekilde durmuyor. İkili oynayanlar olabilir. Reise olur efendim, tabi efendim diyenleri bir de halkın karşısında gizlice görmek gerek. Bu yüzden Reis onları bilmiyor olabilir. Herkesi tenzih ederim ama hatta Reisin çok güvendiği kimselerin de sınavdan geçmesi gerektiğine inanıyorum. Belki onlar bile uğradıkları güç zehirlenmesinin farkında olmayabilirler.
Diğer bir konu ise anlamak ta güçlük çektiğim denge olayı. Kimin ne yaptığı çok iyi biliniyor ama denge gereği dokunulmuyor, zamanı bekleniyor. Ama sanırım artık zamanı geldi. Milletin üçüncü bir şans verip vermeyeceğinden emin değilim.
Reisten çok küçük bir ricam var. Bu oldukça önemli. Belki uzun sürecek ama mutlaka gerekiyor. Bugüne kadar milletvekili, Belediye başkanı, il başkanı olmuş tüm seçilmişleri bir şekilde dinlesin. Tek tek dinlesin. Ama başa baş sakince ve serbestçe dinlesin. Buna çok ihtiyaç var. Lütfen bunu yapsın.
Ha bu arada yerel seçimden önce bir takım şeyler ve değişikliler yapılabilir. Bunlar için kişiler bazında konuşmak yanlıştır. Kriterler belirlenmelidir. Sorun ne, çözüm ne, nasıl bir çözüm adamı olmalı, nasıl bir başkan adayı ve meclis üyesi adayı, nasıl bir Genel merkez ve il yönetimi olmalı? Hepsi için net kriterler belirlenmeli. Kimsenin mükemmel olmadığı ve herkesin bir hatası olabileceği unutulmamalıdır. Birisinin istediğini diğeri sevmeyebilir. Birisinin doğru dediğine diğeri yanlış diyebilir. İstenen ne ve bunun için neler yapılmalı kriterleri belirlenirse ve harfiyen uygulanırsa sorun yok. Yıllardır yapılan “Ben veya benim adamım yoksa yanlıştır” zihniyeti yerine herkesin kazanacağı, ortak, istişare edilmiş, kişi ve sistemler konulmalıdır.
Değerli dostlar, Tayyip beyi gerçekten çok seven ve saygı duyan ve eğer kendisi kabul ederse en sonunda bile olsa bir yol arkadaşıyım. Bizlere verdiği değerden ziyade Türkiye’ye yapmış olduğu hizmetleri asla ödeyemeyiz. Allah kendisinden razı olsun. Yanılıyor olabilirim. Haddime de düşmez. Tekrar söylüyorum, ben dışarıdan bir insan olarak naçizane böyle anladım ve yazdım. Yanlışımız var ise af ola. Son olarak söyleyeceğim tek şey, Tayyip bey tabiri caiz ise sorunları tam olarak bulmuş, olayı anlamış. Son günlerde yaptığı bütün bu açıklamalardan tam puan aldı. Ben de yukarıda anladıklarımı saf bir dille açıkça yazdım. Dolayısıyla eğer halkta benim gibi bu şekilde düşünüyorsa, yerel seçimlere kadar bekler sonuçlarına bakar. Şimdi söylenen bu sözler herkesin hoşuna gitti. Halkımız çok akıllıdır. Gerekenler yapıldığında yerel seçimler de halkımızın da gerekeni layıkıyla yapacağından emin olun. Allah Reisimizin yar ve yardımcısı olsun. Doğru karalar vermesinde feraset versin. Allah yolunu açık etsin inşallah. Türkiye’nin ve İslam âleminin ona çok ihtiyacı var. İnşallah her şey güzel olacak.
Sevgi, saygı ve muhabbetle,
Allah’a emanet olunuz…
Yorum Yazın