Tüm dünyanındikkati Rusya Ukrayna Savaşı’na çevrildiği sırada Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Suriye’nin Tel Rıfat ve Münbiç’de bulunan PKK/YPG terör örgütünün varlığını bitirmek için sınır ötesi harekât yapılacağı yönündeki sözleri ("Güney sınırlarımızın terör tehdidinden arındırılması için hali hazırda icra edilen ve edilecek olan harekatların komşularımızın toprak bütünlüğü ve egemenliğini hiçbir surette hedef almadığı, milli güvenlik ihtiyaçlarımızın gerekli olduğu belirtilmiş, bu harekatların komşularımızın da huzur ve güvenliğine ciddi katkı sağlanacağının altı çizilmiştir.") dünyada da yankı buldu. Türkiye dün olduğu gibi bugün de Suriye’nin toprak bütünlüğünü savunmaktadır. Türkiye hem toprak bütünlüğünü savunmak hem de Suriye’de sayıları her geçen gün artan terör örgütlerini topyekûn ortadan kaldırmak için ilk önce; 24 Ağustos 2016 tarihli Fırat Kalkanı’yla Cerablus, El Bab ve Dabık terör örgütü DEAŞ’tan temizlendi. Sonrasında 20 Ocak 2018’de başlatılan Zeytin Dalı’nda hedef terör örgütü PKK/YPG’nin yuvalandığı Afrin bölgesi oldu. 24 Mart 2018’de sona eren harekâtta, Afrin şehir merkezi ile birlikte 282 meskun mahal PKK’lı teröristlerden temizlendi. Takvim yaprakları 9 Ekim 2019’u gösterdiğinde ‘Barış Pınarı’yla Fırat’ın doğusunda bulunan Tel Abyad ve Resulayn bölgelerindeki teröristler hedef alındı. Harekâtın ardından Türkiye ABD ile Ankara Mutabakatı, Rusya ile Soçi Mutabakatı imzaladı. Münbiç ile Tel Rıfat’taki teröristlerin bölgeden uzaklaştırılmasında uzlaşmaya varılsa da, ABD ve Rusya’nın bu mutabakatlara ne kadar uydukları tartışmalı. Son olarak 27 Şubat 2020’de ağırlıkla İdlib’de gerçekleştirilen ‘Bahar Kalkanı’yla da Suriye rejiminin bölgede yayılması ve Türkiye’ye yönelik büyük bir göç dalgası önlendi. Şimdilerde ise dünya gündemine düşen olası operasyonda önceliğin daha önce güvenli hale getirilmiş bölgeler ile Türkiye’ye saldırıların yapıldığı alanlara verilmesi bekleniyor. Hedef Suriye sınırı boyunca 30 kilometre derinliğinde bir güvenli koridor oluşturulması. Yeni harekâtın başlamasında bir başka etken ise uzun zamandır bitti denilen DEAŞ terör örgütünün yeniden ortaya çıkarılması planlarını bozmak… Son dönemde terör örgütü PKK/YPG'nin cezaevlerindeki DEAŞ'lıların ailelerini esir alarak Türkiye'de kanlı eylem yapma şartıyla serbest bırakacaklarını dillendirmeleri harekâta etken maddelerin başında yer almaktadır. Başlayacak harekâtla birlikte Barış Pınarı ve Fırat Kalkanı harekâtlarının arasındaki tüm terör yuvaları temizlenecek. Münbiç’in kuzeyinden açılabilecek bir koridor ile iki bölgeyi birbirine bağlamak PKK/YPG’nin bölgesel bütünlüğünü sona erdirecektir. Rusya Ukrayna işgali sonrasında bazı ufak birliklerini Suriye’den çekmiş olabilir ancak tamamen çekilmedi. Rusya’nın çekildiği bazı bölgelere terör örgütü PKK/YPG’nin yuvalanmasına izin verilmeyecek. Türkiye terör örgütü PKK’YPG’ye karşı hem Irak ve Suriye'de hem de yurtiçinde operasyonlar gerçekleştirmektedir. Terör örgütü PKK son dönemde Irak’tan Suriye’ye yeni teröristler ile silah ve mühimmat göndermektedir. Türkiye terör örgütlerinin arasında devam bu bağı koparmak ve bataklığı kurutmak için operasyon kaçınılmazdır. Ayrıca ABD Suriye'deki en önemli müttefiklerinden biri olan terör örgütü PKK/YPG ‘ye desteklerini kesmelidir. Türkiye’nin Tel Rıfat ve Münbiç’e olası askeri operasyonuna Rusya şimdilik yeşil ışık yakmış olsa da, ABD bu operasyonunun olmaması için diplomasi yürütmektedir. Ama şu da bir gerçek ki; Türkiye’nin güvenliği terör örgütlerinin konuşlandığı Irak’ın ve Suriye’nin kuzeyinden geçer. Irak’ın ve Suriye’nin kuzeyinde çetin bir beka mücadelesinin içine girmiş durumdayız. Türkiye bedeli ne olursa olsun hiç vakit kaybetmeden bölgedeki terör örgütlerinin temizlenmesine yönelik askeri operasyonu başlatmak zorundadır. Ve akabinde terör unsurlarından tamamen temizlenen güvenli bölgelere en az 2 milyon Suriyeliyi yerleştirme planını devreye koymak gerek. Yolumuz açık, gazamız mübarek olsun. Allah bu hak yolda Şanlı Ordumuzun yar ve yardımcısı olsun…
Dr.İmbat MUĞLU
Yorum Yazın