İmbat MUĞLU

İmbat MUĞLU

Mail: [email protected]

WAGNER DARBESİ SONRASI PARALI ASKERLER YİNE GÜNDEMDE

WAGNER DARBESİ SONRASI PARALI ASKERLER YİNE GÜNDEMDE

Paralı askerlerin tarihçesi;  insanoğlunun birbirine karşı yaptığı zalimliğin ve zulmün en üst perdesi olan yok etme, birbirini öldürmek için karşılıklı ok, mızrak, kılıç, ateşli silah, araç ve gereç kullanmaya başladığı andan itibaren başlar ve günümüze kadar aralıksız olarak devam eder.  Toplumların  ‘ULUS’ yada ‘DEVLET’ olma süreçlerine kadar tarihin her döneminde hemen her ulus paralı asker uygulamasından faydalanmıştır. Bazı kaynaklara göre Kadeş Savaşına kadar dayandırılan paralı askerlik uygulaması, 19. yüzyıla kadar yaygın bir şekilde kullanılmış ancak özellikle 20. yüzyılın sonları itibariyle uluslararası hukuk nezdinde yasaklı bir fiil haline gelmiştir. Bazı yazarlara göre ise Antik Çağlara kadar uzanan bir geçmişi olan ücretli askerlik  (mercenary, hired soldier), Hititlerden Eski Yunan ve Roma’ya, Çin’den İran’a kadar birçok devlet tarafından uygulanmış olup  “askerî özellikleri haiz bir savaşçı veya savaşçı topluluğunun, herhangi bir devlet, hükümdar veya bey tarafından belirli bir ücret mukabilinde kiralanması” şeklinde tarif edilebilir.[1] Bu kiralık askerlerin hizmet verdikleri devlet, hükümdar veya beye karşı sorumlulukları, hizmet edecekleri süre, alacakları ücret ve ordu içerisindeki sevk ve idareleri ile ilgili her husus, aralarında imzaladıkları bir sözleşme ile belirlenir. Dolayısıyla görev yaptıkları orduda ‘daimî’ değil ‘geçici’ olarak yer alırlar ve kendilerine ödenen ücret karşılığında verdikleri hizmetin veya sözleşme süresinin sona ermesiyle görevleri de sona erer.[2] Ücretli askerlik sistemin doğuşu ve zamanla yaygınlaşmasında üç temel etkenden söz edilebilir. Bunlardan ilki profesyonel asker ihtiyacı, ikincisi düşman ordularına karşı taktiksel üstünlük sağlamak düşüncesi, üçüncüsü ise hükümdar ve beylerin, özellikle taht mücadeleleri ve iç savaşlar esnasında doğrudan kendilerine bağlı olan güvenilir güçlü askerî birlikler oluşturma isteğidir.[3] Bu tür ücretli askerlerin en meşhuru İngiltere, İspanya, Kuzey Afrika, Mısır, Prusya, Litvanya, Rusya ve Anadolu gibi çok farklı coğrafyalarda ücretli asker olarak görev yapan Sir John Hawkwood (1320-1394)’dur.[4] Ücretli askerlerin Bizans tarihi boyunca birçok önemli hadisede rol oynadıkları görülmektedir. Erken Bizans çağından itibaren baş gösteren askerî ve siyasî ihtiyaçlar neticesinde Bizans ordusunda istihdam edilen ücretli askerler, zaman zaman iktisadî, siyasî ve sosyal sıkıntılara sebep olmuşlarsa da onlardan vazgeçmek hiçbir zaman mümkün olmamıştır. Özellikle Anadolu’nun fethi ve “Türkiye” haline gelmesi sürecinde ücretli askerlerin Bizans ordusundaki önemleri daha da artmıştır (Vasiliev, 1952: II/396-397, 402; Bailly, ty: II/274-275). Nitekim XI. yüzyıldan itibaren Anadolu’ya gönderilen Bizans ordularının en dikkat çekici özelliği, muhtelif etnik unsurlardan oluşan çok sayıda ücretli askerden müteşekkil olmalarıdır.[5] Bu ücretli askerler arasında Gotlar ve Germenler, Normanlar, Frenkler, Ermeniler, Rus ve İskandinavlar, Sırplar  ve daha birçok farklı milletten gruplar olduğu gibi Kıpçak/Kuman, Uz ve Peçenekler  gibi çeşitli Türk şubelerine mensup bulunanlar da mevcuttur.[6] Bizanslıların Turkopol (Turcoples-Tourkopouloi) dedikleri Türk ücretli askerler  arasında, XI. yüzyıldan itibaren Bizans ordusunda görev yaptıkları bilinen bazı Türkmen birlikleri,[7] hatta meşhur komutanlar bile bulunmaktadır ki bunlar içerisinde en çarpıcı örneklerden biri Ioannes Aksukhos’dur.[8] Türkiye Selçuklu Devleti,  hem teşkilat ve hem de sosyal ve iktisadî bakımdan kalkınmasına paralel olarak ortaya çıkan ücretli askerlik, bilhassa Alâü’d-dîn Keykubâd ve II. Gıyâsü’d-dîn Keyhüsrev dönemlerinde meydana gelen bazı askerî hadiselerde büyük rol oynamışlardır. Farklı etnik kökenlere mensup olan ve katıldıkları muharebelerde genellikle ordunun ön saflarında görev yapan ücretli askerler içerisinde en dikkat çeken grup Frenklerdir. Birçok askerî hadisede Türkiye Selçuklu ordusunda görev yapan Frenk ücretli askerler, bilhassa Babaîler İsyanı’nın bastırılmasında büyük rol oynamışlar ve bu başarıları ile kendilerinden söz ettirmişlerdir.[9] Para için savaşan askerler tarihin hemen her dönemlerinde boy göstermiştir. Bu askerler genellikle işsiz tebaadan seçilirdi. Çünkü bunlar olmazsa kral yada imparator askerlik hizmetleri için üretim yapan, çalışan, vergi veren kişileri askere almak zorunda kalacak buda ülke için çok ciddi ekonomik kayıplara neden olacaktı. Diğer neden ise ücretli askerlerin savaşta ölmesi veya yaralanması herhangi sorun teşkil etmemesiydi. 1789 Fransız Devrimi sonrasında modern milli devlet sistemi kurulduğunda her alanda olduğu askeri alanda da büyük değişikliklere gidildi. Silahlı kuvvetlerinde artık ülkenin kendi vatandaşı zorunlu olarak hizmet yapacağı yasalaştı. Hal böyle olunca paralı askerlere ihtiyaç kalmamıştı. Özellikle Batılı ülkeler paralı askerliği kendi ülkelerinde tamamen ortadan kaldırmış olsalar da orduların gitmek istemediği coğrafyalara paralı askerliği düşük seviyede olsa da yaşattı. I. Ve II. Dünya Harbi’nde ve sonrasında sömürgeci Batılı devletler özellikle Afrika ve Ortadoğu’da tekrar paralı askerlerden istifade etti. Soğuk Savaş döneminin sona ermesiyle birlikte paralı asker kavramı yeniden hayatımıza girdi. Bu dönemde ortaya çıkan hukuki ve askeri boşluktan dolayı özel askeri şirketler bu durumdan istifade ederek her türden silah, teçhizat ve donanıma kolaylıkla erişim sağladı. Tabii bu dönemde terör örgütleri de taleplerine yetecek kadar mühimmat ve silah sistemine sahip oldular. Terör örgütlerinin bu denli silah sahibi olmalarına sebep olan bana göre özel askeri şirketlerin ta kendisidir. Çünkü askeri şirketleri ve paralı askerleri ayakta tutacak, isim yaptıracak ve en önemlisi itibar kazandıracak yegâne eylem çatışma ortamıdır. Bu ortamın sürekliliği ancak terör ile mücadele ile mümkündür.( bu mesele uzun metrajlı bir yazı olacağı için sonraki köşe yazılarımda dile getireceğim.) 2000’li yıllara geldiğimizde ABD’nin yalan beyanat ve belgelerle önce Afganistan’ı sonrasında Irak’ı işgal etmesi ile paralı askerlik ve özel askeri şirketler yeniden gündeme geldi. Bu tarihten itibaren özel askeri şirketlerin en çok kurulduğu ülkelerin başında Amerika, İngiltere, Almanya, Fransa, Güney Afrika ve Rusya gelmektedir. Özel askeri şirketler sadece bunlarla sınırlı değil; aynı zamanda Türkiye, İran, Polonya, Körfez ülkelerinde ve  Suudi Arabistan’da faaliyet göstermektedir. ABD’nin en etkin özel askeri şirketi Blackwater, 1997'de Amerikan Deniz Kuvvetleri bünyesindeki özel birliklerde görev yapmış Erik Prince tarafından kuruldu. ABD hükümeti tarafından Irak’ta kullanılmak üzere kiralanan Blackwater sivil katliamları konusunda hakkında birçok iddia ortaya atılan şirket, dli sürecin başlamasının ardından kendini aklamak için 2009'da "Xe Service", 2010'da da "Academi" olarak isim değiştirdi. Bu firma halen Irak, Suriye, Libya, Afganistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve daha nice ülkede aktif görev almaktadır. Kısacası Irak ve Afganistan’ın işgaline, Suriye iç savaşından Yemen iç savaşına, Libya’ya, Nijer ve Çad’a kadar onlarca müdahale ABD adına bulunduğu bilinmektedir. Bugün  Suudi Arabistan kendi coğrafyasında en fazla Amerikan özel askeri firması kullanan ülke. ABD’nin eski Başkanı Donald Trump’ın, Suud Kralı’na yönelik söylediği “Kral, seni biz koruyoruz, biz olmazsak sen o koltukta iki hafta oturamazsın” cümlesinin içinin boş olmadığı herkesçe bilinmektedir.  Hâlihazır durumda bile Suudi Arabistan ABD’nin özel askeri şirketlerin destekleriyle Yemen’den Suriye’ye, Libya’dan Mısır’a kadar birçok ülkede vekâlet savaşları da sürdürüyor. ABD’nin paralı asker modelinde esinlenen İran’da yakın coğrafyamızda Lübnan, Suriye, Irak ve Yemen'de hem kendi vatandaşlarını hem de Afganları paralı asker olarak istihdam etmektedir. Son dönemde Rusya- Ukrayna Savaşı ile ismi sıkça kullanılan Rus Wagner Grubu; ilk 2014 yılında Kırım’ın ilhakıyla dünyada bilinen bir örgüt olarak adını duyurdu. Hırsızlık ve yankesicilikten hapis yatmış bir kişi olan Yevgeni Prigojin tarafında kurulan Wagner Şirketi’nin Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile yakın bir ilişkisi olduğu bilinmektedir. Mensuplarının çoğunu hükümlülerin oluşturduğu Wagner; yıllardır Ukrayna, Suriye, Mali, Madagaskar, Mozambik, Sudan, Burkina Faso, Libya gibi ülkeler ve Orta Afrika Cumhuriyeti’nde de faaliyet gösterdiği kaydediliyor. Wagner hangi ülkede ve nasıl olursa olsun Kremlin'in çıkarlarına hizmet ettiğine inanılıyor. Rusya'nın Ukrayna'nın bazı bölgelerinde kontrolü sağlamasında önemli rol oynadığı öne sürülen Wagner, "savaş suçları" ve insan hakları ihlalleri yapmakla da suçlanıyor. Ayrıca BM ve Fransız hükümeti, Wagner paralı askerlerini, Orta Afrika Cumhuriyeti'nde sivillere tecavüz ve soygun yapmakla suçladı. Wagner'in kurucusu Prigojin, son aylarda defalarca Rusya Savunma Bakanı Sergey Şoygu'yu ve Ukrayna'daki ordunun başı Valery Gerasimov'u "beceriksizlikle" ve Ukrayna'da savaşan Wagner birimlerini kasten yetersiz ikmalle suçlamıştı. Rusya ve Ukrayna arasındaki savaş devam ederken Wagner’in kurucusu Yevgeny Prigojin’in 23 Haziran Moskova'ya doğru "adalet için" ve Rus askeri yüksek komutasının "kötülüğünü" durdurmak için bir intikam saldırısı düzenleyeceğini duyurdu. Putin, Wagner'ın çağrısını ihanet olarak nitelendirdi. Rus lideri Putin, ordusuna karşı silaha sarılan herkesin cezalandırılacağını defalarca dile getirdi. Wagner Grubu ilerleyişine devam ederken Belarus Cumhurbaşkanı Aleksandr Lukaşenko, Yevgeni Prigojin’e gerilimi azaltma önerisinde bulundu ve Lukaşenko önerisinin Prigojin tarafından kabul edildiğini söyledi. Ardından Prigojin yaptığı açıklamada Wagner güçlerinin kan dökülmesini önlemek amacıyla birliklerine geri döndüğünü söyledi. Tarih 24 Haziran 2023: Rus Devlet Başkanı ‘Devletimizi savunmaya hazırız. Karşımızda olan hainliktir. Wagner’in arasında hainler var. Silahlı isyanı organize ettiler. Devletimize karşı bir iç ayaklanma Rusya’ya darbedir. Bunun cezası çok ağır olacaktır. Her biri cezasını alacak.’ Ve bir ay sonra takvimler 23 Temmuz 2023gösterirken beklenen son: ‘Rusya'yı iç savaşın kıyısına sürükleyen paralı asker grubu Wagner'in lideri Yevgeny Prigojin'in de içinde olduğu belirtilen uçak Moskova yakınlarında düştü. Uçaktaki 3'ü mürettebat 10 kişinin öldü. Yolcu listesini yayınlayan Rusya Sivil Havacılık Otoritesi, Prigojin ve Wagner'in iki numaralı ismi Dmitry Utkin'in de düşen uçakta olduğunu açıkladı.’

SON NOT: Bünyesinde ‘paralı askerler’ bulunduran devletler hem ülkenin bekası için hem meşru seçilmiş yönetimlerin varlıkları için bu grupları hem hukuksal hemde askeri olarak sürekli dizginlemek zorundadırlar. Aksi takdirde bu gölge ordular isyandan, darbeye ve nice daha nice meşru olmayan olaylarda rol alırlar.

Dr.İmbat MUĞLU

 

[1]Parke, 1933; Griffith, 1968; Kiernan, 1957: 66; Milliard, 2003: 2

[2]Mallet, 1974; Mallet, 1999: 209-229; Caferro, 1998; Schlight, 1968; Chamberlin, 1956: 334-343.

[3]KİERNAN, V. G. (1957). “Foreign Mercenaries and Absolute Monarchy” Past and Present. 11: 66-86.

[4]Sir John Hawkwood (L’Acuto). 1889; Caferro, 2006; Caferro, 2003: 285-305; Umunç, 2002: 1-9

[5]Mikhail Psellos, 1992: 33-34; Ostrogorsky, 1999: 318

[6]Bury, 1923: 330; Vasiliev, 1952: I/70, 79, 107; Ostrogorsky, 1999: 40, 50, 73, 307, 324; Bailly, (ty): I/25; Oman, 1892: 31-53

[7]Anna Komnena, 1996: 26, 133, 142, 163; Ioannes Kinnamos, 2001: 13, 61, 194; Niketas Khoniates, 1995: 19; Vryonis, 1975: 130-131

[8]Niketas Khoniates, 1995: 6; Ioannes Kinnamos, 2001: 6

[9]Göksu, Erkan. "Türkiye Selçuklu Ordusundaki Frenk Ücretli Askerler ve Babaîler İsyanı’nın Bastırılmasındaki Rolleri". TÜRK KÜLTÜRÜ VE HACI BEKTAŞ VELİ ARAŞTIRMA DERGİSİ / (): 211-233.

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar