AK Parti döneminin işçisini at, müteahhitini ziyaret et!

Telif hakkı Av. Yaşar Baş’a ait..

“İlginç” diye söze girmişti..

“Ekrem bey, ‘AK Parti döneminde işe alındı’ diyerek, binlerce işçiyi kapının önüne koydu ama.. AK Parti döneminde resmi kurumlardan ihale alan müteahhitlerle iş yapmayı sürdürüyor” diye devam etti.

Kendisine hak vermiştim..

Ama üzerinden bir hafta geçti.

Ne o yazdı, ne ben yazdım.

Dün, Ekrem İmamoğlu’nun, AK Parti iktidarı döneminde büyük ihaleler alan ve sol medya tarafından sürekli AK Parti’nin müteahhiti olarak tanıtılan Cengiz Holding’i ziyaret haberini okuyunca.

“Artık yazmak zorunlu oldu” dedim kendi kendime..

Yaşar Baş’ın hatırlatması ile.. Sonrasındaki Cengiz Holding ziyareti gelişmesinin de tazyiki ile..

Ekrem İmamoğlu’nun bir maskesini daha indirelim, o zaman..

Gerçekten de..

Ekrem bey, bir çırpıda 3000 işçiyi kapının önüne koydu..

“AK Parti, yakın tarihte işe almış..” dedi..

İçlerinde birçoğu, yıllardır belediyede çalışan kişiler olsa da..

İşçi statüsündeki kişilere bu nobranlığı yaptı, Ekrem bey..

Hatta.

İşten atılan işçiler adına görüştüğü iki kişiye, “CV’lerinizi bırakın, yeni alım yapacağımız zaman değerlendirelim” sözleri ile işçilerle adeta alay etti..

İşçinin ne CV’si olacak?

Genel müdür mü alıyorsun, Ekrem bey?

Dün, Kültür A.Ş.’de göreve getirdiğin Ümit Boyner’in oğlu, ne zaman CV bırakmıştı sana?

Ki, CV’siz onu aldın da..

Park-Bahçelerde çalıştıracağın vasıfsız işçi için, “CV’ni bırak” diyorsun?

Neresinden bakarsanız bakınız.

Ekrem İmamoğlu dökülüyor..

Tüm cilalamalara rağmen..

Dökülüyor..

Gariban bulduğu, evine ekmek götürmekten başka bir derdi olmayan işçileri kapının önüne koymaktan çekinmiyor.

Ama..

Sıra güçlülere gelince..

“Bunlar AK Parti döneminde iş alıyorlardı” demiyor, o müteahhitlerle iş kotarmaya devam ediyor..

İhaleyi kazanan şirkete, tabii ki bir şey yapması mümkün değil.

Ama..

“Yolsuzluk var. Gereksiz ihaleler var. yandaşlara usulsüz verilen işler var” diyerek.

Aldığınız % 52 oyun en azından % 10’unu, bu propaganda ile kendinize yönlendirdi iseniz..

Seçildikten sonra, AK Parti’nin döneminde suçladığını şirketlerle çalışmaya devam bir yandan devam ederken..

Tek bir ihalede bile, bir yolsuzluk tespiti yapmayıp..

Daha önemlisi..

Belediye Başkanlığına seçildikten sonra da, aynı şirketlerle iş yapmaya devam ediyorsanız.

Belki daha daha önemlisi..

“AK Parti döneminin yandaş şirketlerinden” diye tanımladığınız şirketlerden birisini ziyaret ederseniz..

Bizim de, “Bu oynanan oyun, neyin tiyatrosu” deme hakkımız doğar..

**

Olayın Ekrem İmamoğlu açısından izah edilemez görüntüsü bir yana.

Medya açısından da izahı mümkün değil..

“Milletin a.. koyacağız” sözünün sahibi olduğu her fırsatta dillendirilen bir işadamına..

Okuyucularım bilirler..

Eski tarihte, ben sahip çıktım, sözleri çarpıtılıyor hatırlatması yaptım..

“O cümle, Fetöcülerin dinleme kayıtlarından aldığınız bir konuşma. Önce bu tespiti yapalım” dedim.

Fetöcülerin ihanetleri ortada iken, onların sızdırdığı illegal dinlemelere mesafeli durulması gerektiğini hatırlattım.

İlaveten..

“Zaten o dinleme kaydını dikkatli incelerseniz, aslında işadamının ‘millet’ dediği, halkın kendisi değil, rakip firmaların yöneticileriydi” hatırlatması yaptım.

Gerçekten de..

Rakip firmalarla ilgili gelişmelerin konuşulduğu bir ortamda, bu işadamı, rakip firmaların yöneticilerine kastederek, onlara bir karşı atak geliştireceğini ve onları yarıştıkları bazı işlerde nasıl ekarte edeceğini anlatmak için, “Milletin (rakip firmaların) a.. koyacağız” diyordu..

Bu gerçeğe rağmen.

Sırf Tayyip Erdoğan’a vurmak için.

O işadamı, AK Parti iktidarı döneminde büyük ihaleler kazandığı için.

O işadamının üzerinden, Tayyip Erdoğan’a vurmak için.

O işadamı ile ilgili her haberde “Milletin a.. koyacağız diyen işadamı” ifadesini, ilgili ilgisiz her habere mutlaka ve mutlaka ekleyenler..

Şimdi Ekrem İmamoğlu’nun bu işadamını ziyareti sonrasında..

Öyle süklüm püklüm olmuşlar ki..

Hani yarın bir haber yapıp, “haksız yere ‘milletin, a. koyacağım’ demekle suçlanan ve mağdur edilen işadamı” diye haberler yaparlarsa, hiç şaşırmayacağım.

Kıstas ne?

Ekrem İmamoğlu..

O işaret verdi ise..

İşçi dostları bile..

İşçi düşmanı kesilir.

Sabahtan akşama kadar işçi hakları diyenler.

 İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nden atılan işçiler için, binbir mazeret üretip, çıkarılmaları normal göstermeye çalışırlar..

Ekrem İmamoğlu işaret verdi ise..

Gazetelerinde, internet sitelerinde, televizyonlarında, son 6 yılda, onlarca defa küfrettikleri bir işadamına, Ekrem İmamoğlu’nun ziyaretini, allandırıp pullandırarak, öve öve bitiremezler..

İlke yok.

Kural yok.

Ahlak yok..

Rezillik dizboyu..

**

Hepsi iyi, güzel de..

Tüm bu ilkesizliklere, Abdullah abimiz ne diyor?

“Kim, Abdullah abi” diyeceksiniz..

Ekrem bey seçildiğinde, kendisini tebrik eden Abdullah Gül..

Tebrik etmek kolay..

Ama..

Biz hatırlatmış olalım..

Tebrik sonrasında sergilenen yanlışlar da, tebrikçilerin boynuna yapışır..

Ekrem İmamoğlu’na tebrik sunanlar..

İki ay içinde kapı önüne konulan 3 bin işçinin de vebalini sırtlarında taşırlar..

“Yolsuzluk var, üç tane müteahhit zengin edildi” diye algı oluşturanlar..

İşçileri kapı önüne koyarken, müteahhitlerin ayağına gidip, övgüler düzüyorlarsa..

Vebali..

Tebrikçilerin de boynundadır..