AK Parti'den CHP'li Kemal Kılıçdaroğlu'nun Twitter'da ortaya attığı iddialara ilişkin peş peşe tepkiler geldi. İletişim Başkanı Fahrettin Altun, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik iftira sözlerine yönelik “Ne yaparlarsa yapsınlar bürokratlar pirim vermeyecektir. 15 Temmuz’da kimlerin saklanacak delik aradıklarını hep beraber gördük” dedi. Kılıçdaroğlu'nun Türkiye düşmanlarının kara propagandasını seslendirdiğini ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı tehdit ettiğini söyleyen AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, "Kılıçdaroğlu iç kaos oluşturmak istiyor. Ortaya attığı iftira FETÖ'nün kampanyası. AK Parti gereken hukuki girişimleri yapacaktır" ifadelerini kullandı. AK Parti Genel Başkan Vekili Numan Kurtulmuş ise "Kılıçdaroğlu kaçmayı en iyi bilenlerden birisidir. 15 Temmuz akşamı nereye kaçtığını ve gizlendiğini bütün Türkiye biliyor" dedi. Öte yandan TÜRGEV ve Ensar Vakfı mesnetsiz iddiaları kınadıklarını belirterek hepsini yanıtladı.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ailesi ve milli vakıflara yönelik Twitter'daki iddialarına AK Parti'den art arda tepkiler yükseldi.
KILIÇDAROĞLU'NA HANGİ SUFLELER GELDİ?
CHP'li Kılıçdaroğlu, Twitter'dan yayınladığı videoda, TÜRGEV ve ENSAR vakıfları üzerinden ABD'ye para kaçırıldığı iddiasında bulundu.
ALTUN: BU ÇARESİZLİKTİR
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Kılıçdaroğlu'nun Cumhurbaşkanı Erdoğan ve ailesine yönelik skandal iftira kampanyasına dair A Haber canlı yayınında sert tepki gösterdi.
Altun'un açıklamaları şöyle:
"Haklı, onurlu, şerefli mücadelesinin yanında Cumhurbaşkanımızın yanında olmaya devam edeceğiz" diyen Altun, şu ifadeleri kullandı: Cumhurbaşkanımızın son 20 yılda Türkiye'yi atılımla, bölgesel ve küresel güçte ortaya koyduğu iradeyle Cumhurbaşkanımızın yanında olmaya devam edeceğiz. Bundan 7 yıl önce bu ülke, FETÖ darbe girişimiyle karşılaştı. Bu millet kimlerin dik durduğunu, nasıl mücadele verildiğini gördü. Kimlerin de sakladığını gördü. FETÖ kimleri hedef aldı. Cumhurbaşkanımızı ve ailesini hedef aldı. Kimleri tanklarla evlerine kadar korudu bunu da milletimiz gördü. Darbeciler tarafından korunanlar bir şekilde Cumhurbaşkanımıza karşı tavır koyuyorlar.
"15 TEMMUZ'DA KİMİN SAKLANACAK DELİK ARADIKLARINI GÖRDÜK"
FETÖ'nün stratejisini kullananlar yine itibar suikastı yapmaya çalışıyorlar. Bu çaresizliktir. Yine siyaset üretemediklerindendir. Bu tehdit dilini 15 Temmuz'dan önce de gördük. Bu iftiraları atanların, FETÖ'nün aynı kanallarında sözlerini gördük. Biz bir taraftan kaçıyor diyenleri tanıyoruz, milletimiz de tanıyor. Yurt dışında hain propagandaları sürdürüyorlar. Bunların ellerine kağıtlar tutuşturulduğunu görüyoruz. Bunlar milletimizin gönlünden Cumhurbaşkanımızı söküp atamazlar. Bürokratları korkutmaya çalışıyorlar. Türkiye siyaseti demokratik siyasetidir. Siyaset alanında demokratik bir şekilde yarışmak varken bu tür yalanlarla ciddi bir kendilerine göre kampanya yapma içindeler. Oysa yaptıkları tek şey yalan terörüne alet olmaktır.
"BURADAKİ BELGELERİ GİZLİ BELGEYMİŞ GİBİ SUNMAK BÜYÜK BİR HAKSIZLIKTIR"
Son 20 yılda sivil toplum alanı, Türkiye'nin demokratikleşmesiyle daha da genişlemiştir. TÜRGEV ve Ensar'da bu ülkenin gençleri için resmi faal gösteren kurumlardır. Buradaki belgeleri gizli belgeymiş gibi sunmak da büyük bir haksızlıktır. Medya temsilcileri, ABD'deki TÜRKEN binasının son halini paylaşacaktır. Bu ülkede olumlu bir iş yapmak, bu ülkenin geleceğine hizmet etmek, hayırlı faydalı bir şekilde yol almak güzel insanların işidir. Bunun olmasını engellemek kötü insanların işidir. Milletimiz buna izin vermeyecektir. Cumhurbaşkanımız son 20 yılda bu ülke için çok büyük bir mücadele verdi. Bu mücadele sayesinde ülkemiz bölgesel olarak büyük bir aktör oldu. Bu güzel yolda bizleri, güzel işleri yapanları, bu tür girişimler yolundan edemeyecektir. Tehdit dili, Türk siyasetinin dilini bozmaktadır. Muhalefetin de çaresizliğini göstermektedir."
ÇELİK: KILIÇDAROĞLU İÇ KAOS OLUŞTURMAK İSTİYOR
"AK Parti gereken hukuki girişimleri yapacaktır" diyen Çelik, katıldığı A Haber canlı yayınında şunları söyledi:
Kılıçdaroğlu iç kaos oluşturmak istiyor. Ortaya attığı iftira FETÖ'nün kampanyası. Dış politikada ne zaman adım atsak, Kılıçdaroğlu devrede. Hükümeti kanunsuzlukla suçluyor. Cumhurbaşkanlığı makamını tehdit etmeye kalkıyor. Kılıçdaroğlu, Türkiye düşmanlarının propagandasını dillendiriyor. Yanıldığı konuların haddi hesabı yok. AK Parti gereken hukuki girişimleri yapacaktır. Sinsi bir faaliyet yürütüyorlar. Bundan sonrasında açıklamalarına itibar edilmemesi gerekiyor.
"HANİ BELGE AÇIKLAYACAKTI"
Kılıçdaroğlu hani belge açıklayacaktı? Koskoca partilileri böylesine bir iftira kampanyasının parçası haline getirmeye çalışıyorlar. Bunlar zaten kanunlar çerçevesinde olan şeyler. Yurt dışında, öğrencilerle ilgili faaliyetler var. O ülkelerin açık kaynaklarından, muhtemel FETÖ'cüler almıştır. Bunlara gizli belge diye vermiştir. Bu da arkasına önüne bakmadan daha önce olduğu gibi bu duruma düşmüştür.
"AİLEYE SALDIRIYA KARŞI BİZİM VERECEĞİMİZ TEPKİYİ TAHMİN EDEMEZ"
Bugün bir tek kaçma planı açıklamıştır. Kılıçdaroğlu, bir kez daha sandığın iradesinden kaçan bir zihniter olduğunu, bir kere daha gerçeklerden, seçilmiş Cumhurbaşkanı ve aile kavramına gösterilmesi gereken gerçeklerden kaçmıştır. Bütün bunlara cevap veririz, hukuki hakkımızı koruruz. Herkesin ailesi özeldir. Aile üzerinden siyaset yapmaya devam ettikçe hiç ummadığı kadar sert cevap verilir. Eğer siyaseti bu şekil sertleştiriyorsa, aileye saldırıya karşı bizim vereceğimiz tepkiyi tahmin edemez. Burada açık kurumlar üzerinden ölümü göze alan Cumhurbaşkanı'na iftira atarak kaçmak demek, ahlaksızlıktır. Bundan sonra da bize 'niye bu dili kullanıyorsunuz, kutuplaştırıyorsunuz' demesinler. Biz bunun cevabını vermezsek işimizi yapmamış, milletimize karşı görevimizi yerine getirmemiş oluruz.
"HİÇ KİMSE SEÇİLMİŞ CUMHURBAŞKANINI TEHDİT EDEMEZ"
Hukuki arkadaşlarımız bunları inceliyorlar. Diyor ki "Vakıf kurduruyorlar, neden ABD. ABD'ye kaçmak istiyorlar" diyor. FETÖ'cüler sivil toplum kuruluşlarının faaliyetlerinden inanılmaz derecede rahatsız oluyorlar. Buradaki kod budur. "Niçin bunları kurduruyorsunuz" diyor. Buradaki soru şudur: Vatandaşlarımıza sahip çıkan yapılardan FETÖ'nün rahatsız olduğunu biliyoruz. Bu kurumlardan Kılıçdaroğlu, kim ve kimler adına rahatsız olmaktadır? Biz demokratik adap içerisinde, hukuk dairesinde bu mücadeleyi vereceğiz. Hiç kimse seçilmiş Cumhurbaşkanını tehdit edemez. Öğrencilere sahip çıkan vakıfları terör örgütü gibi kimse gösteremez.
ÇELİK: BU BİR İFTİRA KAMPANYASI
TRT Haber'e telefonla bağlanan Çelik, "Bu açıklamanın kodları var. Başında şu geliyor. 2014'te FETÖ'cülerin kanalında Kılıçdaroğlu, "Kaçacaklar" ifadesini kullanmıştı. 15 Temmuz'da Cumhurbaşkanımız bu ülkeyi terk etmedi. Ama Sayın Kılıçdaroğlu FETÖ'cülerin millete doğrulttuğu tankların namlularının arasından darbecilerin izniyle geçerek gitti. Sayın Kılıçdaroğlu kadar çirkin bir şekilde aile kavramını hedef alan ikinci bir siyasetçi hatırlamıyorum. Bu bir iftira kampanyası. Devletin başı bir terör operasyonundan bahsederken, tutuyor devletin başının bu ülkeden kaçacağını iddia ediyor. İkincisi Cumhurbaşkanımızın ailesine dönük olarak hedef göstermesi bir siyaset biçimi değil bir iftira kampanyasıdır" dedi.
KURTULMUŞ: TÜRKİYE SİYASETİNE YAPILMIŞ EN BÜYÜK KÖTÜLÜK
AK Parti Genel Başkan Vekili Numan Kurtulmuş, Kılıçdaroğlu'nun bu nefret dilini reddiyoruz diyerek, şu ifadeleri kullandı:
Bu, Türkiye siyasetine yapılmış en büyük kötülüklerdendir. Bunu millet izliyor. Sabahtan beri “kaçacaklar” dedikleri şeyi millet çok iyi biliyor. Kılıçdaroğlu kaçmayı en iyi bilenlerden birisidir. 15 Temmuz akşamı nereye kaçtığını ve gizlendiğini bütün Türkiye biliyor. 15 Temmuz’da canı pahasına mücadele veren Sayın Cumhurbaşkanımız ve etrafındaki insanları kaçacaklar diye töhmet altında bırakmak tam manasıyla bir edepsizliktir. Ve bir anlamda kendi geçmişlerini de o kaçışlarının hatırlatılmasından da duydukları rahatsızlıktır. 2 vakfı hedef alarak ortaya koydukları Fetövari bir söylemdir. Yaptıklarıyla FETÖ’nün amaçlarına hizmet ediyorlar. Bununla ilgili hukuki zeminde mücadele verilecektir. Halkın arasında nefret tohumları ekmek isteyen ve Türkiye siyasetini zehirleyen edepsiz bir dille karşı karşıya kaldık. Siyaset sahnesinde de bu deli saçması söylemlere cevap verilecektir. Biz buradayız, Sayın Cumhurbaşkanımız buradadır. Ukrayna-Rusya krizinde ortaya koyduğu küresel liderlik Kılıçdaroğlu’nu rahatsız etmiş. Böyle ufak ayak oyunlarının arkasına saklanan ana muhalefet partisinin başkanı, Cumhurbaşkanımızın liderliği karşılığında gözleri kamaşmış ki iftira skalasını yukarı çekmek zorunda kalmıştır. Bu dilin, edepsizliğin altında kalamayacağımızı ortaya koyacağız. Bu muhalefet değil başka bir şeydir.
HAMZA DAĞ: BU SİYASET KABUL EDİLEMEZ
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hamza Dağ ise "Hukuki süreci avukatlarımız takip edecektir diyerek, "Benim gündüz atmış olduğum tweet'te de 2014'te de kaçacak diyordu, bugün de kaçacak diyor. Bizim ve ya bu heyetin bugüne kadar bırakın böyle plan noktası olması, zihin dünyasından geçme ihtimali yok. Ortada çok net bir durum var. 15 Temmuz'da kimlerin kaçtığını, tanklara uçaklara ailesiyle birlikte karşı geldiği ortadadır. Sayın Kılıçdaroğlu'nun yaptığı gibi nefret söylemi üzerinden aileyi işe katarak olmamalıdır. Bu siyaset olarak kabul edilemez. Bizim de buna siyaseten ve hukuken karşı gelmektir. Hukuki süreci avukatlarımız takip edecektir" ifadelerini kullandı.
NUMAN KURTULMUŞ: TÜRKİYE SİYASETİNE YAPILMIŞ EN BÜYÜK KÖTÜLÜK
AK Parti Genel Başkan Vekili Numan Kurtulmuş, Kılıçdaroğlu'nun bu nefret dilini reddiyoruz diyerek, şu ifadeleri kullandı:
Bu, Türkiye siyasetine yapılmış en büyük kötülüklerdendir. Bunu millet izliyor. Sabahtan beri “kaçacaklar” dedikleri şeyi millet çok iyi biliyor. Kılıçdaroğlu kaçmayı en iyi bilenlerden birisidir. 15 Temmuz akşamı nereye kaçtığını ve gizlendiğini bütün Türkiye biliyor. 15 Temmuz’da canı pahasına mücadele veren Sayın Cumhurbaşkanımız ve etrafındaki insanları kaçacaklar diye töhmet altında bırakmak tam manasıyla bir edepsizliktir. Ve bir anlamda kendi geçmişlerini de o kaçışlarının hatırlatılmasından da duydukları rahatsızlıktır. 2 vakfı hedef alarak ortaya koydukları Fetövari bir söylemdir. Yaptıklarıyla FETÖ’nün amaçlarına hizmet ediyorlar. Bununla ilgili hukuki zeminde mücadele verilecektir. Halkın arasında nefret tohumları ekmek isteyen ve Türkiye siyasetini zehirleyen edepsiz bir dille karşı karşıya kaldık. Siyaset sahnesinde de bu deli saçması söylemlere cevap verilecektir. Biz buradayız, Sayın Cumhurbaşkanımız buradadır. Ukrayna-Rusya krizinde ortaya koyduğu küresel liderlik Kılıçdaroğlu’nu rahatsız etmiş. Böyle ufak ayak oyunlarının arkasına saklanan ana muhalefet partisinin başkanı, Cumhurbaşkanımızın liderliği karşılığında gözleri kamaşmış ki iftira skalasını yukarı çekmek zorunda kalmıştır. Bu dilin, edepsizliğin altında kalamayacağımızı ortaya koyacağız. Bu muhalefet değil başka bir şeydir.
HAMZA DAĞ: BU SİYASET KABUL EDİLEMEZ
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hamza Dağ ise "Hukuki süreci avukatlarımız takip edecektir diyerek, "Benim gündüz atmış olduğum tweet'te de 2014'te de kaçacak diyordu, bugün de kaçacak diyor. Bizim ve ya bu heyetin bugüne kadar bırakın böyle plan noktası olması, zihin dünyasından geçme ihtimali yok. Ortada çok net bir durum var. 15 Temmuz'da kimlerin kaçtığını, tanklara uçaklara ailesiyle birlikte karşı geldiği ortadadır. Sayın Kılıçdaroğlu'nun yaptığı gibi nefret söylemi üzerinden aileyi işe katarak olmamalıdır. Bu siyaset olarak kabul edilemez. Bizim de buna siyaseten ve hukuken karşı gelmektir. Hukuki süreci avukatlarımız takip edecektir" ifadelerini kullandı.
TÜRGEV VE ENSAR VAKFINDAN KILIÇDAROĞLU'NA TEPKİ
TÜRGEV ve Ensar Vakfı, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun sosyal medya hesabından gündeme getirdiği iddialara sert tepki gösterdi. Yapılan açıklamada, "Amerikan makamları ile paylaşılmış ve açık kaynaklardan dileyen her vatandaşın ulaşabileceği bilgilerin, gizemli bir havayla adeta servis edilmesini ve ülkemize dönük bir lekeleme kampanyasının piyonu olunmasını esefle kınıyoruz." ifadelerine yer verildi.
TÜRGEV ve Ensar Vakfından yapılan açıklamada, ilim mertebesinin en yüksek mertebe olduğuna asırlardır inanan Türk toplumunun öğrenci okutma misyonunu çoğunlukla vakıflar aracılığıyla yürüttüğü, bu çerçevede pek çok vakıf gibi TÜRGEV ve ENSAR Vakfının da bu misyonla kendi öz kaynaklarıyla bugüne kadar on binlerce öğrenciye eğitim desteği sağladığı belirtildi.
TÜRGEV ve ENSAR Vakfının kuruldukları günden bu yana değişmeyen vasıflarının, gençleri çağın değişen şartlarına göre desteklemek ve her dönemde karşılaştıkları meydan okumalar karşısında yanlarında olmak olduğu vurgulanan açıklamada, şunlar kaydedildi:
"Devletimizin yurt içinde ve yurt dışında çeşitli projelerle ve burslarla desteklediği gençler, kendi alanlarında en yetkin üniversitelerde, kurumlarda ve enstitülerde eğitim görmekte, bu çerçevede Amerika Birleşik Devletleri'ne de her yıl çok sayıda gencimiz gitmektedir. Bugünün şartlarında, kendisini bölgesel ve küresel bir güç olarak tanımlama iddiasındaki ülkesine, iddia sahibi olduğu her alanda katkı vermek isteyen ve bu nedenle yurt içinde ve yurt dışında eğitim olanaklarının ardına düşmüş olan dinamik genç nüfusumuzun başta ABD olmak üzere birçok ülkede güvenli ve sağlıklı barınma ve burs imkanlarına kavuşturulması TÜRGEV ve ENSAR Vakıflarının, durmaksızın güncellenen toplumsal fayda yaklaşımları içerisinde de yerini almıştır. Bu çerçevede bu iki vakıf güçlerini birleştirmiş ve ABD'de yerleşik Türk toplumunun da taleplerini ve desteğini arkasına alarak TÜRKEN Vakfının kuruluşuna önderlik etmiştir.
"DİLEYEN HERKES BELGELERE ULAŞABİLİR"
Amerikan makamları geçtiğimiz yıl, ABD'de mukim Türk vatandaşları tarafından yönetilen TÜRKEN Vakfını FARA olarak bilinen yasal çerçeve içerisine almak istemişler, bu çerçevede gerekli yasal prosedürlerin tamamlanmasının ardından geçtiğimiz günlerde kayıt işlemini tamamlamışlardır. Bu kayıt işlemi ABD yasalarına bağlı çalışan vakfın, denetime açık ve şeffaf yapısının doğal bir sonucudur ve dileyen herkesin ulaşabileceği dokümanlar Amerikan Adalet Bakanlığının sitesine yüklenmiştir."
"TÜRKEN VAKFI BULUNDUĞU ÜLKEDE SAYGIN BİR KONUMA ULAŞTI"
Açıklamada, ABD yasalarına göre kurulan ve yine ABD yasaları çerçevesinde faaliyet gösteren TÜRKEN Vakfının, ABD'ye okumak üzere gelen Türk gençlerine barınma ve burs imkanları sunan, onların bulundukları çevreyle uyumlu ve sağlıklı bir eğitim yaşamı geçirmeleri için çeşitli faaliyetler düzenleyen bir vakıf olduğu bildirildi.
Attığı her adımı şeffaf ve hesap verilebilir olan, ABD makamları tarafından denetlenen TÜRKEN Vakfının şimdiden bulunduğu ülkede saygın bir konuma ulaştığına dikkat çekilen açıklamada, bu saygın konumun, vakfın ABD'de yaşayan başta Türk toplumu olmak üzere pek çok önde gelen toplum lideri tarafından desteklenmesini ve kalabalık bağış organizasyonlarıyla kendisine kaynak sağlamasını da beraberinde getirdiği belirtildi.
"FETÖCÜLERİN KUMPAS GÖRÜNTÜLERİNİ ANDIRIYOR"
ABD'ye okumak üzere gelen Türk gençlerinin ilk ve en önemli ihtiyacının barınma olduğunun anlaşılmasının ardından toplanan bağışlarla New York'ta bir yurt binasının inşa edilmesinin bir ihtiyaç olarak öne çıktığı aktarılan açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
"Bu çerçevede yerel bağışçılar dışında TÜRGEV ve ENSAR aracılığıyla birçok hayırsever bu prestijli projenin parçası olarak yurt dışındaki Türk öğrencileri destekleme yoluna gitmişlerdir. Önümüzdeki yıl açılması planlanan ve son derece etkin bir bütçe kullanımıyla hayata geçirilen yurt binası sadece orada konaklayacak olan Türk öğrencilerin değil yurt dışındaki Türk toplumunun ve ülkemizin gururu olmaya adaydır. Böylesine büyük ve değerli bir vizyonun eseri olan çalışmaların ve Türkiye Cumhuriyeti'nin bütün vatandaşlarını gururlandırması gereken bir projenin, yalanlara ve iftira kampanyalarına malzeme yapılarak lekelenmeye çalışılmasının arkasındaki motivasyonu anlamakta güçlük çekiyoruz. Amerikan makamlarıyla paylaşılmış ve açık kaynaklardan dileyen her vatandaşın ulaşabileceği bilgilerin, gizemli bir havayla adeta servis edilmesini ve ülkemize dönük bir lekeleme kampanyasının piyonu olunmasını esefle kınıyoruz. Hiçbir yasal ve ahlaki dayanağı olmayan, baştan sona bir FETÖ kumpası görüntüsünü andıran bu akıl ve izan dışı iddiaları cevaplamaya tenezzül etmemiz, iddia sahiplerine biçtiğimiz değerden değil kamuoyuna duyduğumuz saygıdandır. Takdir yüce milletimizindir."
Kaynak:trhber
Yorum Yazın