AK Parti Genel Sekreteri Fatih Şahin, "Bu toplum son yıllarda Kemal Kılıçdaroğlu kadar mankurtlaşan bir siyasetçi, CHP üst yönetimi kadar mankurtlaşan bir siyasi güruh görmedi. Düş artık bu milletin yakasından." sözleriyle CHP lideri Kılıçdaroğlu'na sert sözlerle yüklendi.
Mankurt ne demek?
TDK'ya göre mankurt:
Ulusal kimlikten uzaklaşan, içinde bulunduğu topluma yabancılaşan.
AK Parti Genel Sekreteri Fatih Şahin, "Bu toplum son yıllarda Kemal Kılıçdaroğlu kadar mankurtlaşan bir siyasetçi, CHP üst yönetimi kadar mankurtlaşan bir siyasi güruh görmedi. Mültecilere kapıları açtık batıya gidiyorlar. Sana da kapıları açalım nereye gidiyorsan git. Düş artık bu milletin yakasından." dedi.
Şahin, AK Parti Lüleburgaz İlçe Başkanlığının bir düğün salonunda düzenlenen 7. Olağan Kongresi'ne katıldı.
Saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın ardından başlayan kongrede İdlib şehitleri için Kur'an-ı Kerim okundu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kongreye gönderdiği video mesajı gösterildikten sonra konuşan Şahin, AK Parti'nin tabela partisi değil, milletin partisi olduğunu söyledi.
Partisinin iktidara gelmesiyle Türkiye'deki birçok sorunun çözüme kavuşturulduğunu belirten Şahin, yatırımlar hakkında bilgi verdi.
İdlip şehitlerine Allah'tan rahmet, gazilere acil şifalar dileyen Şahin, Türkiye'nin güvenliği için ne gerekiyorsa yapacaklarını vurguladı.
Şahin, bu toprakların altın tepsiyle hediye edilmediğini, sınırların cetvelle, kalemle değil kanla çizildiğini dile getirdi.
Şahin, Türk bayrağının rengini şehitlerin kanından aldığını vurgulayarak, şöyle devam etti:
"Bayrağımızdaki hilal İslam'ı temsil ediyor, bayrağımızdaki yıldız şehitlerimizi temsilen bayrağımızı süslüyor. Bayrağımızla birlikte egemenliğimizin bir diğer sembolü olan İstiklal Marşı'mıza baktığımızda 'Şüheda fışkıracak toprağı sıksan şüheda' ifadelerini görüyoruz. Mehmetçiğimiz cennet vatanımıza alçaklar uğramasın diye kanı pahasına, canı pahasına mücadele etti. Mehmet Akif şiirle şuuru birleştiren bir şairimizdi. Ama bugün maalesef bazılarının 'bizim iktidarımızda şehitler tepesi boş kalacak' gibi ifadelerini görüyoruz. Şehitler tepesi boş kalırsa, bu topraklar vatan olmaktan çıkar. Şehitler tepesi boş kalırsa İdlib'den sonraki hedef Hatay olur, Türkiye olur, Ankara olur, İstanbul olur, Lüleburgaz olur. Bu sözler Kılıçdaroğlu ve avanesinin sandığı gibi kahramanlık edebiyatı değildir. Bu sözler milletin büyük bir bilinçle, büyük bir şuurla ifade ettiği ve tarihe altın harflerle nakşettiği bir hakikattir."
"Düş artık milletin yakasından"
Kılıçdaroğlu'nu sözlerini eleştiren Şahin, "Bir insan içinde yaşadığı topluma, değerlerine, inançlarına bu kadar yabancı olabilir mi? Milletin inancıyla bu kadar ters düşebilir mi. Bu toplum son yıllarda Kemal Kılıçdaroğlu kadar mankurtlaşan bir siyasetçi, CHP üst yönetimi kadar mankurtlaşan bir siyasi güruh görmedi. Mültecilere kapıları açtık batıya gidiyorlar. Sana da kapıları açalım nereye gidiyorsan git. Düş artık bu milletin yakasından." dedi.
Şahin, Kılıçdaroğlu'nun amacının Türkiye'nin birliği ve beraberliğini zedelemek olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
"Çünkü Kemal Kılıçdaroğlu, 'Suriye ile Türkiye savaşsa banko Esed'i tutarım' diyenlere ağzını açıp tek bir kelam söylemedi. Bunu söyleyeni de daha sonraki seçimlerde milletvekili yaparak ödüllendirdi. Böyle bir anlayışın ülkemizin birliğine, beraberliğine, kardeşliğine hiçbir katkı sağlayamayacağını hepimiz çok iyi biliyoruz. Şimdi soruyor 'Suriye'de ne işimiz var' diyor. Ama bir gün olsun 'Rusya, İran, Amerika, batılı devletler sizin Suriye'de ne işiniz var' diye sordu mu? Hayır sormadı, çünkü amacı başka. Amacı birliğimizi beraberliğimizi zedelemek ve buna zarar vermek. 'Suriye'de ne işimiz var, şehitler tepesi boş kalacak' diyen Kılıçdaroğlu ve zihniyeti eğer Kurtuluş Savaşı sırasında, Çanakkale savaşları sırasında yaşamış olsalardı ne tür ifadeler kullanacağını tahmin etmek hiç de zor değil. 'Size taarruzu değil, ölmeyi emrediyorum, cephaneniz yoksa süngünüz var' diyen Gazi Mustafa Kemal'in karşısına dikilirler ve askeri neden savaşı gönderiyorsun, neden ölüme gönderiyorsun diye ilk itiraz eden yine onlar olurdu."
Kılıçdaroğlu'nun "Sayın Cumhurbaşkanı beni neden aramıyor" sözlerini eleştiren Şahin, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan aynı zamanda başkomutandır. O gece karargahı yönetmiştir. O gece bilgi almak isteyenler Sayın Cumhurbaşkanımızı aradılar, Sayın Akşener aradı, Sayın Karamollaoğlu aradı, Sayın Destici aradı, Sayın Bahçeli aradı ve kendilerine gerekli bilgi aktarıldı. Eğer gerçekten bilgi edinmek istiyor olsaydı Kemal Kılıçdaroğlu da arardı. Ama amacı bilgi edinmek değil, amacı kafaları karıştırmak, amacı meseleyi istismar etmek. Tüm Türkiye bütün dinlerden birlik beraberlik içerisinde bir istişare mekanizması oluşturmuşken Kemal Kılıçdaroğlu kenara çekilmiş mızıkçı bir çocuk gibi 'beni neden aramadı, ben onu mu arayacaktım' diyerek kafaları bulandırmaya milletimizin birliğini beraberliğini zedelemeye devam ediyor."
"Cumhuriyet Halk Partisi'nin müptezel, ağzı bozuk, dili zehirli bir grup başkanvekili var. Hepimiz adını biliyoruz, Engin Özkoç." ifadelerini kullanan Şahin, şöyle konuştu:
"Geçtiğimiz hafta Başkomutanımız Cumhurbaşkanımız, Genel Başkanımız Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik olarak, ağza alınmayacak derecede, ağır hakaretlerde bulundu. Bu rezil tutumundan dolayı kendisini bir kez daha şiddetle kınıyorum. Bütün hakaretleri kendisine misliyle iade ediyoruz. Yapmış olduğu bu basitliğin yanına kar kalmayacağını hukuk önünde kendisinden en güçlü şekilde hesap soracağımızı bir kez daha buradan ifade etmek istiyorum. Bizim bu CHP zihniyeti ile Kemal Kılıçdaroğlu ve avanesi ile kaybedecek vaktimiz yok. Ülkemiz için, memleketimiz için şehirlerimiz için daha yapacak çok işimiz var."
"Artık askerimiz, sınırlarımız daha güvende"
Şahin, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Moskova'da düzenlenen İdlib zirvesine katılımıyla ateşkesin sağlandığını anımsattı.
Ateşkesin 36-37 saatinin tamamladığını dile getiren Şahin, şunları kaydetti:
"Bölgede bir sükunet hakim. Bu zirvenin ülkemiz açısından bölge açısından çok önemli getirileri, çok önemli kazanımları oldu. Öncelikle şunu ifade etmeliyiz ki artık askerimiz daha güvende, sınırlarımız daha güvende, ülkemiz daha güvende. Bunlar ülkemiz açısından çok önemli kazanımlar. İdlib'in istikrarı ve normalleşebilmesi için atılmış çok önemli bir adımdır bu. Oradaki kadınlar, çocuklar, sivil masum insanlar artık daha güvende olacaklar. Eğer o zulüm devam etmiş olsaydı belki de çok büyük insanlık dramıyla karşı karşıya kalmış olacaktık. Bu zulüm dolayısıyla sınır boylarımıza doğru yeni mülteci hareketleri, yeni insan akımları oluşacaktı. İdlib'in istikrarıyla birlikte sınırlarımıza dönük böyle bir baskıyı da artık ortadan kaldırmış olduk. Askerlerimizin güvenliğini teminat altına almış olduk ve yeni bir mülteci akınının önüne geçmiş olduk."
Mülteci politikalarında hiç bir değişikliğin olmadığını belirten Şahin, "Yakın zamanda kapılarımızı açtık ve isteyen mültecilerin batıya doğru ilerlemelerinin önünü açmış olduk. Mülteciler konusunda dün ne durumdaysak hangi pozisyondaysak bugün de aynı pozisyondayız. Kimseyi zorlamıyoruz. Kimseyi ülkemizi terk etmeye mecbur bırakmıyoruz ancak kendi istekleriyle batıya doğru hareket eden mülteciler olduğunu da hepimiz çok iyi biliyoruz." dedi.
Uzun yıllar yaklaşık 4 milyon mülteciye ensar ruhuyla ev sahipliği yapıldığına dikkati çeken Şahin, "Ama bakın hemen yanı başımızda Yunanistan'da... Yunanistan'ın neler yaptığını nasıl bir zulmü bu çocuklara kadınlara, masum sivillere reva gördüğünü hep birlikte şahitlik ediyoruz. Onlara kurşun sıkıyorlar, biber gazı sıkıyorlar. Hayatını kaybeden mülteciler oldu. Tüm bunların İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'ne çok açık bir şekilde aykırılık teşkil ettiğini hepimiz çok iyi biliyoruz." ifadelerini kullandı.
Kongreye AK Parti Kırklareli Milletvekili Selahattin Minsolmaz, Lüleburgaz Belediye Başkanı Murat Gerenli, AK Parti İl Başkanı Alper Çiler, MHP İlçe Başkanı İlkay Karataş, CHP İlçe Başkanı Devrim Gündüz, AK Parti İlçe Başkanı Mücahit Murat Şahin de katıldı.
Yorum Yazın