Arap Baharı neden Ürdün'e uğramadı?

  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Yorumlar
Arap Baharı neden Ürdün'e uğramadı?
Yeni Şafak yazarı Taha Kılınç, Arap Baharı sürecinin serencamını Ürdün üzerinden değerlendirirken yakın tarih verileriyle Ürdün'ün küresel sistemin içerisindeki konumlanışına dair kritik bilgiler aktardı. Ürdün Haşimi Krallığı'nın neredeyse bütün komşularında savaş varken nasıl 'istikrar adası' gibi kalabildiği sorusunu tartışmaya açan Taha Kılınç'a göre Ürdün İngilizlerin Fransızlara karşı tasarladığı 'tampon ülke' konumunu bugün de koruyor.

İşte Kılınç'ın o yazısı:

Arap Baharı'nın Ürdün'e neden uğramadığı sorusu, Ortadoğu'nun bu ilginç ülkesini anlamaya giden ilk adımdır aynı zamanda. Hem tarihi macerası hem de bünyesini oluşturan unsurların sıra dışılığı sayesinde, etrafındaki ülkelerde kan gövdeyi götürürken Ürdün Hâşimî Krallığı, 'istikrar adası' olma özelliğini muhafaza ediyor.

"TAMPON ÜLKE"

1921'de İngilizlerin, “ne olur ne olmaz” diyerek müttefik Fransızlara karşı bir 'tampon ülke' olarak tasarladığı Ürdün, bu fonksiyonuna günümüzde de sahip. Ortadoğu'nun bütün karmaşa ve sarsıntısına rağmen işlerin öyle hepten de rayından çıkmadığını, bu küçük çöl krallığına bakarak anlayabilirsiniz.

TARİHİ

Şerif Hüseyin ve avânesinin Osmanlı İmparatorluğu'na isyan bayrağı çekmesinin bir ödülü olarak, Şerif'in oğlu Emir Abdullah'ın idaresine verilen -bugünkü- Ürdün toprakları, özellikle Filistin'le iç içe geçen coğrafi yapısı nedeniyle başından beri kritik önemdeydi. Abdullah'ın kardeşi Emir Faysal'ın 1919'da, Birinci Dünya Savaşı biter bitmez, Siyonist lider (ve 1948'de İsrail'in ilk cumhurbaşkanı) Chaim Weizmann'la Akabe'de yaptığı özel görüşme, Şerif ailesiyle Siyonistlerin temasını da başlatmıştı. Abdullah, kendisiyle aynı zamanda Bağdat'ta 'Irak Kralı' olarak taç giyen Faysal'ın Yahudilerle müzakere trafiğini kendi emirliğinde de derinleştirerek sürdürdü.

YAHUDİLER VE İNGİLİZLERLE TEMASI...

1917'den 1948'de İsrail'in kuruluşuna kadar geçerli olan İngiliz mandası dönemi, Filistin'de Araplarla Yahudiler arasında şiddetli çatışmaların yaşandığı bir dönemdi. Ürdün Emiri Abdullah, bu süreçte hem çatışmaların kendi minik ülkesine sıçramamasına çalıştı, hem de Yahudilerle ve İngilizlerle hep temasta kaldı.

İngiltere'nin 1939'da yayınladığı 'Beyaz Belge', Filistin'e Yahudi göçünü sınırlıyor ve Filistinlilere ciddi haklar tanıyordu. Arap tarafı, Yahudileri savaşarak yok edeceklerine kesin şekilde inandığından, belgeyi müzakereye bile açmadan reddetti. Abdullah'ın tavrıysa, teklifin kabul edilmesi yönündeydi.

"İSRAİL'İ TANIYACAĞIM AMA..."

29 Kasım 1947'de Filistin topraklarının Araplarla Yahudiler arasında paylaştırılması konulu tasarının BM'de oylanmasından önce, Abdullah, içinde İsrail'in gelecekteki başbakanlarından Golda Meir'in de bulunduğu bir Siyonist delegasyonuyla Amman'da bir araya geldi. Görüşmelerde Yahudi devletini tanıyacağını belirten Abdullah, karşılığında bütün Filistin'i Ürdün topraklarına ilhak etmek istediğini bildirdi. Buluşma, anlaşma sağlanamadan sona erse de, tarafların birbirine daha da yaklaşması sonucunu doğurdu.

ARAPLAR İSRAİL'E KARŞI BAYRAK AÇTIĞINDA...

15 Mayıs 1948'de, İsrail'in kuruluşunun resmen ilân edilmesinden bir gün sonra, Arap ülkeleri toplu halde bu yeni ülkeye savaş açtığında, kısa süre önce bağımsızlığına kavuşarak krallık statüsüne yükseltilen Ürdün, kendi ajandasının peşindeydi. Mescid-i Aksâ'yı da kapsayan Doğu Kudüs'ün egemenlik altına alınması, Kral Abdullah için yeterliydi; diğer Arap ülkeleriyle ortak bir 'kutsal savaş'a girişmek niyetinde değildi. Dönemin Arap liderinin de Abdullah'tan çok hazzettiği söylenemezdi.

1948'deki çatışmalar ateşkesle sonuçlandığında, Ortadoğu'da artık yeni ve bağımsız bir devlet daha vardı: İsrail. ABD başta olmak üzere uluslararası toplumun desteğini hızla elde eden İsrail, Araplarla olan ilk raundu da kazanmış, Doğu Kudüs'e henüz uzanamamış olsa da, varlığını bölgeye dayatmayı başarmıştı.

SİYONİZM KARŞITI DEĞİLİ

Krallığının yaşamasını ve uzun ömürlü olmasını birinci hedef olarak benimseyen Abdullah, İsrail'le sıkı işbirliğini bunun yegâne yolu olarak benimsemişti. Diğer Arap liderlerinin aksine Siyonizm karşıtı değildi. İsraillileri, bölgesel işbirliği-rekabet denkleminde, Ortadoğu'nun aktörlerinden biri olarak değerlendiriyordu, daha fazlası değil. Ama bu tavrın, o dönemin sıcak tartışmaları içinde Arap kamuoyunca ve rakip siyasi akımlarca 'ihanet' olarak yorumlanmaması imkânsızdı. Nitekim de öyle oldu.

BİR FİLİSTİNLİ TARAFINDAN ÖLDÜRÜLDÜ

20 Temmuz 1951 günü cuma namazını kılmak için Kudüs'e gelen Kral Abdullah, Mescid-i Aksâ'nın merdivenlerinde bir Filistinli tarafından vurularak öldürüldü. Katil, 21 yaşında bir terziydi. Kendisini kimin azmettirdiği belirlenemese de, suikastın sebebinin, Kral Abdullah'ın İsrail siyaseti olduğu gayet açıktı. O günlerde, Doğu Kudüs'ün de müzakere masasında yer aldığı kapsamlı bir barış anlaşmasının taraflar arasında görüşülmekte olduğu söylentisi yaygındı. Bunun, Filistinlileri öfkeden çılgına çevirmemesi düşünülemezdi.

Kral Abdullah'ın öldürülmesi, İsrail'in kuruluşundan bu yana işlenen ve Kudüs'ün merkezinde yer aldığı ilk büyük siyasi suikasttı. Ürdün devlet yapısını ve Ürdün-Filistin ilişkilerini temelinden değiştiren bu suikastı 25 Mart 1975'te Suudi Arabistan Kralı Faysal bin Abdülaziz, 6 Ekim 1981'de Mısır Cumhurbaşkanı Muhammed Enver Sedat ve 4 Kasım 1995'te İsrail Başbakanı Yitzhak Rabin'in öldürülmesi izleyecekti. Tüm bu suikastların hepsinin de temelinde, söz konusu liderlerin Kudüs politikası yatıyordu. Bu olaylar Ürdün, Suudi Arabistan, Mısır ve İsrail'in Filistinlilere yönelik siyasetlerinde ciddi değişim ve dönüşümlere de yol açmıştı.


  • 0
    SEVDİM
  • 0
    ALKIŞ
  • 0
    KOMİK
  • 0
    İNANILMAZ
  • 0
    ÜZGÜN
  • 0
    KIZGIN
THY'nin ardından Pegasus da uçak seferlerini iptal ettiÖnceki Haber

THY'nin ardından Pegasus da uçak seferle...

Aydın Doğan hakkında zorla getirme kararı!Sonraki Haber

Aydın Doğan hakkında zorla getirme karar...

Yorum Yazın

Özgür hakkında soruşturma açıldı
Kuzey Irak'ta metan gazından zehirlenen 5 askerimiz şehit oldu
Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Böcek TUTUKLANDI !
Rüşvetin adı Tayland Çikolatası! CHP'li belediyenin 'baklava kutusundaki rüşvet' çarkında yeni detaylar...
Ahtapotun kolları Akdeniz'de! CHP'li belediyelere yeni dalga yolsuzluk operasyonu: İşte gözaltına alınan isimlerin oluşturduğu o rüşvet çarkı...
Adıyaman, Antalya ve Adana belediye başkanları gözaltına alındı
Son Dakika: Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı gözaltına alındı
CHP'yi karıştıracak mektup: Eski belediye başkanı cezaevinden yazdı!
İzmir'de yolsuzluk operasyonu: Tunç Soyer dahil 41 kişi tutuklandı
Belediye binasında rüşvet alırken kayda alındı! CHP'ye baklava operasyonu
Peygamber Efendimize hakaret eden Leman dergisi önünde protesto
Leman şerefsizi Doğan Pehlevan'ın sicili kabarık! Kirli geçmişi ortaya çıktı!
Adalet Bakanı Tunç duyurdu: Leman dergisi hakkında soruşturma
İzmir Büyükşehir Belediyesi'ne operasyon! Tunç Soyer gözaltına alındı Listede 157 kişi var
TSK'nın en büyük gücü: Türk Kara Kuvvetlerinin 2234. kuruluş yıl dönümü
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Suriye'nin bölünmesine izin vermeyiz
Boykot yüzünden zarar eden CHP'li pazarcı AK Parti'ye geçti
Başsavcılıktan CHP talimatı: 86 kişinin ifadesi alınacak
Ekrem İmamoğlu'nun tutukluluk itirazına ret
Cumhurbaşkanı Erdoğan: CHP demek cunta demektir

Başka haber bulunmuyor!

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar