İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, STK temsilcileriyle buluştu ve Kemal Kılıçdaroğlu’na yönelik, "Senin koruman ömründe koruma kursu almamış. Bugün yine Cumhuriyet Gazetesi, bir yalanın daha altına imza attı. '2002’de koruma kursu almış' diyorlar. Alınan bir misyon kursu ama onu da aldığı bizde gözükmüyor. İşleri güçleri yalan." dedi.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, sivil toplum kuruluşlarının (STK) temsilcileri ile Beykoz Necmettin Erbakan Kültür Merkezi'nde düzenlenen sahur programında buluştu.
Sahurda konuşan Soylu, Ramazanın İstanbul'da bir başka güzel olduğunu ifade ederek, İstanbul’un Ramazanın en mükemmel yaşandığı şehirlerden birisi olduğunu kaydetti.
Türkiye'nin çok güzel bir ülke olduğunu belirten Soylu, şöyle konuştu:
"Doğuyu Doğu yapan Batıyı Batı yapan bizim memleketimizdir. Tarih eğer yanlış bir isabette bulunmuş olsaydı, tüm ticaret yollarını bizim üzerimizden geçirmiş olmazdı. Bugün yine yanlış bir isabette bulunulsaydı, tüm enerji yolları bizim üzerimizden geçmezdi. Bugün, yarının dünyasına hazırlık yapmaya çalışıyoruz. Havalimanlarını sadece müteahhitler para kazansın diye yapmadık. Bölünmüş yolları, Yavuz Sultan Selim Köprüsünü, dünyanın bize sunduğu İpek Yolunu modernleştirelim, yarın elimiz daha güçlü olsun diye yaptık.
19. 20. yüzyıllar, petrolün ve doğal gazın çıktığı yerlerin stratejik önemi olduğu zamanlardı. Oysa bu yüzyıl, onun geçiş güzergahını daha önemli hale getirmiştir. Almanya bundan 20 yıl sonra doğal gazının yüzde 95’ini ithal etmek durumunda kalacak. Bizim dışımızda geçirebileceği güvenli bir yer yok. Bugün süren kavgaların en temel sebebi budur. Biz Dünyanın en pahalı arazisini kendimize vatan yaptık. Bu toprağı ucuzlatmaya çalışanlara karşı da direniyoruz."
“Ankara’da kaybettik sesimizi çıkardık mı?”
Süleyman Soylu, İstanbul'da seçimin yenileneceğini anımsatarak, "Ankara'da seçim yapıldı. Biz Kaybettik. Sesimizi çıkardık mı? Rutin itirazlar yapıldı, bitti. Antalya’da seçimi kaybettik. İtiraz ettik mi? Mersin, Adana kaybettik. Ama burada birşey var birşey olmuş. Herkes bir iş bilir. Ben iyi resim yapamam, ayakkabıcı da değilim ökçeden anlamam. Ama benim anladığım iş budur. Aranızda sandık kurulu başkanlığı yapmış kişiler var mı bilmiyorum. Ama ben yaptım, İlçe Seçim kurulu üyeliği yaptım. Birleştirme tutanağı nedir, sayım döküm cetveli nedir, çetele nedir, sadık seçim tutanağı nedir, bunları bilen bir kardeşinizim. Bunlardan uzak bir adam değilim." dedi.
Bakan Soylu, sözlerine şöyle devam etti:
"Geçen akşam bir hanım kardeşimiz, kendisi boşanma avukatı aslında, seçim hukuku üzerinde konuşuyor. Bilmiyorsun, hayatında bununla meşgul olmamışsın. Bu özel bir hukuktur, teknik bir konudur. Bundan para kazanılmaz. Buna merak salınır, ilgilenirsin. Bayram namazı gibidir. Hoca tarif eder, kılarsın. Seçim hukuku böyle birşey. Bizim bilmemiz, buna çalıştığımız üzerine eğildiğimiz içindir. İlçe başkanlığında defalarca YSK ile ilgili yaptığım kavgaları alt alta yazsam kitap olur. Sandığa itiraz ediyorsun. 30 bin fark var, 13 bine düşüyor. Biraz matematik bilin. 50’ye 50 olan bir çuvala elini daldırdığında ya 47’ye 53 çıkar, ya 48’e 52 çıkar.
İstanbul'da oyların yüzde 10’u sayıldı, fark 13 bine düştü. Biz yüzde 90’ının açılmasını istedik. Müsade etmediler. Şu söyleniyor, 'bi zarfın içerisinde 4 tane oy var. Bu 4 tane oyun birini iptal ediyorsun, 3’ünü niye iptal etmiyorsun.' Ben bu akıl oyunlarından yoruldum artık. İnanın yoruldum. İş yapan insanlar akıl oyunlarından yorulur. Ben iş yapmak istiyorum. Bu soru bir akıl oyunu. Zarftan 4 tane pusula çıkıyor. Belediye meclis, belediye başkanı, büyükşehir belediye ve muhtarlık pusulası. Hepsini çıkartıp balya balya dizerler. Sandık başkanı sayar, diğerleri çetelelere çentik atarlar. O pusulalarda sıkıntı yok, oyların sayısında problem yok, sandık sonuç tutanağında bir sıkıntı yok. Ümraniye’de, Beykoz’da, Sultangazi’de belediye başkanlığı seçimine itiraz yok. Hiçbirine itiraz yok."
Süleyman Soylu, itiraz olan 3 yerin Maltepe, Büyükçekmece ve Sancaktepe olduğunu ifade ederek, "Sancaktepe’de sayıldı eksi 100, artı 100 başka bir şekilde çıkamaz zaten. Eğer bir oyun kurulmadıysa, hile yapılmadıysa yapılacak olan gözden kaçan hataların düzeltilmesidir." dedi.
Soylu, şöyle konuştu:
"Geldik Büyükşehir Belediye Başkanlığına. Çeteleler farklı, tutanaklar farklı, birleştirme tutanakları farklı. Birinde oldu tamam ikisinde, beşinde, onunda, on beşinde oldu. Bir muhtarın 200 oyunu alıp başka bir muhtara yazın bakalım, o okulda kıyamet kopar mı kopmaz mı? Binali abinin aldığı oylar 200 iken sıfır, 145 iken 5 yazılmış. Bunun sadece yüzde 10’unu açtırabildik. Böyle bir haksızlık olabilir mi? Bu haksızlıklara karşı ne yapacağız. İlla Amerika’ya karşı kafa tut. Bu kavgaları verdiğimiz için Amerika beni terörist listesine aldı, Beni tecavüzcülerle aynı listeye koydu. Ben terörist miyim? Ben sizin İçişleri Bakanınızım. Benim milletim demez mi 'herkese kafa tutuyorsun, Dünya beşten büyük diyorsun ama bir oyuna sahip çıkamıyorsun.' Bunun başka bir tehlikesi daha var. Siyaset vatandaşın hakkını savunmak için vardır. Ben bunun namusunu korumak zorundayım."
"Koskoca genel başkan yardımcıları, milletvekilleri dedikodu yayıyorlar"
Sosyal medya üzerinden yapılan dedikoduları doğru bulmadığını ifade eden Soylu, "Sosyal medyada birisi söyledi, 'seçimde 100 bin polis İstanbul’da görevlendirilecek, gelecek İstanbul’da oy kullanacak' diye. Yalan. Koskoca milletvekilleri, genel başkan yardımcıları çıkıp bu dedikoduyu her yerde yayıyor. Böyle bir şey olması mümkün değil. Geçen seçimde tüm Türkiye’de görevlendirdiğimiz kişi sayısı 6 bin 600, o da Güneydoğu’da görevlendirildi. Bir sanatçı çıkıyor, 'Nüfus Genel Müdürlüğü benim kaydımı silmiş' diyor. Aradım genel müdürümüzü, ben sormadan o bakmış zaten, bu kişi kendi e-devlet şifresi ile girip kaydını kendisi almış zaten. Oluşan şey, hükümet onun kaydını ordan almış gibi oluyor. Sehven olamaz mı? Olur. Ama sehven olanları böyle yansıtmak doğru mu?" sözlerini sarfetti.
İçişleri Bakanı Soylu, şunları kaydetti:
"Hadi bana kızanlar olabilir. Lafımı söylüyorum, durmuyorum. Binali Abi 17 yıldır ne yaptı? Keyifli, neşeli bir adam, işini de öyle yapıyor, sürdürüyor. 17 yıldır bu ülkede yolun, köprülerin, kullandığımız cep telefonlarının her tarafta olması dışında ne yapmış olabilir. Geçen akşam yanında Kültür ve Turizm Bakanı ile birlikte bir gösteriye gidiyor. Orada onu yuhalıyorlar. Yahu, yapılabilir mi böyle birşey. Olgun olduğu için alkışlayıp geçti. O doğrusunu yaptı. Bizim biraz zembereğimiz kısa olduğu için orada başka birşey söyleme şansına sahip olabilirdim.
Bundan endişem şu, Tayyip Erdoğan’ı hep suçladılar, 'ülkeyi şuraya götürüyor buraya götürüyor' diye. 17 yıldır kimin hayat tarzına dokunuldu. 17 yıl önce Kürt ‘ben Kürtüm‘ diyemiyordu. Alevi arkadaşlarımızı biz son 10 yıl içinde öğrendik. İnsanlar kendilerini ifade etmekte çekiniyorlardı ama artık çekinmiyorlar. Dindar 'ben dindarım' diyemezdi. Bu sözler fısır fısır söylenirdi. İstanbul herkesin yaşayabildiği bir yer oldu. Siyasi çatışma olmayacak mı, olacak. Herkes herkesin söylediğini beğenmek zorunda değil. Endişem şu, 17 yıldır, 25 yıldır böyle bir şey olmasa da yine eski Türkiye’nin kodları tekrar önüne konmaya uğraşılıyor. Böyle birşeyi kabul etmeyiz, bu birey olarak da kabul edilemez."
İstanbul konusunda vatandaşların sandıkta karar vereceğini hatırlatan Soylu, "İstanbul eskiden dünyanın en kirli şehirlerinden biriydi, şimdi dünyanın en temiz 3. metropolüdür. Ben de bu şehirde doğdum, büyüdüm, okul okudum, çocuğumu büyüttüm. Eksiğimiz olabilir mi? Eksiksiz olan Allah’tır." dedi.
Süleyman Soylu, CHP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı adayı Ekrem İmamoğlu'na yönelik, "Belediye başkanı seçildiğin ilk gün yapacağın iş, veri kopyalamak mı? Ne yapmaya, kimi nerden kaçırmaya çalışıyorsun? Alacaksın tahrif edeceksin, yarın bunları pazarlamaya çalışacaksın. Böyle bir yöneticilik olabilir mi? İşimiz birbirimizin peşinden koşmak mı, iş yapmak mı?" sözlerini sarfetti.
Bakan Soylu, şunları belirtti:
"Çubuk’ta Kılıçdaroğlu’nun başına bir iş geldi, işi bana yıkmaya çalıştılar. 'Süleyman Soylu istifa etsin.' Her türlü hakareti ettiler. Sen oraya giderken kimseye birşey söyledin mi? Ben İçişleri Bakanıyım esnaf ziyaretine gidiyorum, bana ters bakıyorsa 'hayırlı günler' deyip çıkıyorum. Şu anda da öyle yapıyorum. Sevmiyor, belki hoşlanmıyor benden. Bu her zaman başımıza gelebilir. Ha gideceksin. Biz seni oraya götürüp getireceğiz. Yeter ki haberimiz olsun. Ankara’dan İstanbul’a yürüdün, başına bir halel geldi mi? Senin koruman ömründe koruma kursu almamış. Bugün yine Cumhuriyet Gazetesi, bir yalanın daha altına imza attı. '2002’de koruma kursu almış' diyorlar. Alınan bir misyon kursu ama onu da aldığı bizde gözükmüyor. İşleri güçleri yalan. Adam nasıl korunur, kalabalığa nasıl girilir bilmez, tedbir almayı bilmez, söylemez. Biz gereğini yapacağız ama bunlarla mı olur, işler dedikodu ile mi yürütülür?
İstanbul şehirlerden bir şehir değil. Bugün küresel güç merkezi olmaya aday bir şehir. Ya küresel güç merkezi olacak ya da birilerinin arka bahçesi olacak. Ben arka bahçe olmuş bir İstanbul’a tahammül edemem. Kim ederse eder. Bu kadar açık ve net. İstanbul’da çok önemli bir altyapı oluştu, bunun devam etmesi gerek. İki aday var, bunu karşılaştırın. Biri 17 yıldan beri yaptıkları ile ortada olan birisi. Yol yapmış, köprü yapmış, Marmaray’ı, Avrasya Tünelini yapmış. Hayallerimizin ötesinde. Bunları kimseyi kırmadan, dökmeden, incitmeden yapmış. Öbür tarafta Beylikdüzü Belediye Başkanı. Ne yapmış? İyi ürün kendi namını hemen salar. Yaşam Vadisi diye birşeyden bahsediyorlar. Onu da daha önceki belediye başkanı yaptı. O sadece cilasını yaptı. Başka ne yapmış? Ben İstanbul’un iki aday arasında mukayeseyi yapacağına inanıyorum. Bu seçimin bir siyaset çatışmasının merkezi olmamasını diliyorum. İstanbul konusunda Milletimiz karar verecek."
Sahur programına, Beykoz Belediye Başkanı Murat Aydın, STK temsilcileri ve Beykozlular katıldı.
Yorum Yazın