Meslek odalarının seçim usullerinin yeniden belirleneceğini müjdeleyen Başkan Erdoğan’a hukukçulardan destek geldi.
Kendi işlerinden çok siyasi söylemleri ve Türkiye’nin lehine olan projelere karşı çıkmakla sık sık gündeme gelen baro ve tabip odalarının seçim usullerinin yeniden belirleneceğini söyleyen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a avukatlardan tam destek geldi.
Demokrasi ile zerre alakaları yok
Meslek kuruluşlarının darbe anayasaları ile kendilerine verilen yetkileri kullanarak, demokrasiden uzak bir anlayışla hareket ettiklerini belirten Avukat Cüneyt Toraman, şunları ifade etti: “Bu kamu niteliğindeki meslek kuruluşları, ne kuş, ne de deve. 1960 darbesinden sonra 1961 Anayasası ile öyle bir sistem getirdiler. 1980 darbesinden sonra da aynen devam etti. Yani bu kuruluşların amacı bir vesayetin devamını sağlamak. Bugüne kadar devam etti. Keşke 2010 yılındaki değişiklikte bu değişiklik de yapılsaydı. Son derece faşist antidemokratik hükümleri var. Bir kere bile şikayet ettiklerini görmedik. Ne tabip odalarının, ne baroların ne de TMMOB’un. Yüzde 25 oyla Türkiye’deki bütün mimar ve mühendislerin, bütün avukatların, bütün doktorların yetkileri nasıl üzerinizde toplayabiliyorsunuz? Demokrasiyle zerre alakaları yok. Bu çok geç kalmış bir adım olsa da yerindedir. Sadece seçim sisteminin düzenlenmesi değil, Anayasa’nın 135. maddesinin yani kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının tamamen kaldırılması gerekir. Avukatlar, mühendisler bunlar serbest meslek mensuplarıdır. Bir avukat baroya tabi olmak zorunda kalmasın.”
Türkiye’nin önünde takozlar
Avukat Bülent Demir de, şu değerlendirmede bulundu: “Bir düzenleme yapılması gerektiğini de kabul ediyor ve destekliyorum. Ancak yapılacak olan bu değişikliklerle ilgili sektörü temsilen sadece Adalet Bakanlığı değil de, sektörü temsilen baroların dışında da serbest avukatların da masada olması gerektiği ifade etmek istiyorum. Genelde bizde yasalar yapılırken ilgili kurumlarının dışında o sektörün üyeleri davet edilmiyor ve sonuçta yanlış veya eksik uygulamalar çıkıyor. Sonrasında bunu telafi etmek mümkün olmuyor. İstanbul Sözleşmesi’nde olduğu gibi. Yapılacak olan değişiklikler baroların ülkede yeni Türkiye’nin önünde engel olmasını sağlayacak tavırlarını kırabilmelidir, bunu bekliyorum.”
Yorum Yazın