Afrika dönüşü uçakta gazetecilerin sorularını cevaplayan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, terörle mücadeleye aynı kararlılıkla devam edileceğini belirterek "Uluslararası camia içerisinde Soros ne ise, Kavala o." dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, 10 Büyükelçi'nin skandal Osman Kavala açıklamasına tepki gösterdi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Afrika turunu tamamlayarak yurda döndü. Afrika'da gerçekleştirdiği ziyaretlerin ardından Türkiye'ye dönen Cumhurbaşkanı Erdoğan, uçakta gazetecilerin sorularını cevapladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, 10 Büyükelçi'nin skandal Osman Kavala açıklamasına ilişkin dikkat çeken sözler sarf etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 10 büyükelçinin skandal açıklamalarına, "Söyledim Dışişleri Bakanımıza, bizim bunları ülkemizde ağırlamak gibi bir lüksümüz olamaz. Türkiye’ye böyle bir ders vermek haddinize mi sizin? Kimsiniz siz?" dedi.
"Soros ne ise, Kavala o"
Uçakta Yeni Akit Gazetesi Ankara Temsilcisi Hacı Yakışıklı'nın Osman Kavala ile ilgili “Türkiye’ye ders vermek haddinize mi?” diyerek çok net konuştunuz. Muhalefet de büyükelçilerin tarzıyla konuşuyor, bunu milli bir konu olarak görmüyor. Siz bunu nasıl görüyorsunuz?Bunlar niye Osman Kavala ve Demirtaş meselesine odaklandılar? Bunun arka planında ne görüyorsunuz?" sorusunu cevpalayan Erdoğan, "Uluslararası camia içerisinde Soros ne ise, Kavala o." ifadelerini kullandı. Bu isimlerin para ile istedikleri yeri istedikleri gibi sallamaya çalıştıklarını söyleyen Erdoğan, "Şimdi Soros’un oğlu da giriyor. O da babası gibi. Bunların çok iyi takip edilmesi lazım. Bunlar mesela şu anda Balkanlara sızmanın, Balkanları sindirmenin gayreti içerisindeler. Bunlara da tabi fırsat vermeyeceğiz, verilmemesi lazım. Kosova’da, Makedonya’da, Arnavutluk’ta, her yerde buna benzer şeyleri yaparlar. Dolayısıyla bizim bilincimizin altına bunu bir defa yerleştirmemiz lazım. Elhamdülillah, Türkiye olarak biz güçlüyüz ve bize sızamıyorlar. Terörist sayısında ciddi bir düşüş var. Bundan sonra da terörle mücadeleye aynı kararlılıkla devam edeceğiz." dedi.
Muhalefete Kavala ve Demirtaş tepkisi
Muhalefet partilerinin aksine AK Parti ve MHP olarak Cumhur İttifakı'nın milletin hakkı söz konusu olduğundan aynı hedefte olduğunu ifade eden Erdoğan, "Ama diğerleri aynı hedefe vurmazlar. Onlar birlikte hareket ediyor. Neymiş? 4 senedir yatıyormuş. Yargı ne diyorsa o. Şimdi HDP de Selahattin Demirtaş’ı çıkarmanın gayreti içerisinde. Hale bakın. Terörist adam ya… 53 tane vatandaşımız bunun çağrısıyla ölüyor Diyarbakır’da. Yasin Börü yavrumuzun nasıl şehit edildiğini biliyorsunuz. Bütün bunlar ortadayken bakıyorsunuz bir televizyon kanalı bunun hanımını çıkarıyor, konuşturuyor, o da “çocuklarımın babası içeride” diyor. Senin çocukların babası içeride de, Yasin Börü şehit oldu gitti. Diğerleri, yine aynı şekilde şehit edildi. Peki onların yavruları yok mu? Onların hali ne olacak? Hiç bunu konuşmuyorlar. Bizim bu konudaki tutumumuzu, tavrımızı da sürekli eleştiriyorlar. Kusura bakmasınlar, biz bu görevde olduğumuz sürece hukuk ne ise bunun gereğinin yapılmasını istemeye mecburuz. Buradan taviz veremeyiz. " şeklinde konuştu.
Afrika temaslarınız uluslararası medyada da geniş yer buldu. France24 “Afrika’daki Türk cazibesi”, AFP “Erdoğan, Amerikalılara kazan-kazan ortaklığı teklif ediyor”, LeFigaro “Erdoğan, Afrika’daki varlığını güçlendiriyor”, AlJazeera “Türkiye’nin Batı Afrika’daki son hamlesi Fransa’yı sarstı”, TV5Monde “Erdoğan, Afrika’ya seyahat etmeden bir yıl geçirmiyor” dedi. Ziyaret ettiğiniz üç ülkede de Türkiye’ye ve şahsınıza yönelik yoğun sevgilerini ortaya koydukları bir iletişim kampanyasıyla karşılaştık. Bugüne kadar 30 ayrı Afrika ülkesine toplam 41 ziyaret gerçekleştirdiğinizi söylediniz. Afrika neden önemli?
Zaten bunlar bu işi yakalamışlar. Nerede ne olduğunu onlar da iyi biliyorlar.
Arkadaşlarla bir plan yapmıştık. Togo’da yaptığımız görüşmede de gündeme geldi. Bu planda da nasip olursa inşallah Liberya, Burkina Faso gibi birbirine yakın olan diğer ülkeleri ziyaret edeyim diyorum. Özellikle Sahraaltıbölgesini dolaşalım istiyorum.Güney Afrika’ya daha önce gittim ama güneye doğru da inip buraya bir daha gitmekte fayda var. Güney Afrika tabi bölgenin adeta en diri ülkesi.Üstelik savunma sanayiinde de Güney Afrika çok güçlü. Birlikte atabileceğimiz çok güçlü adımlar var.
Tabi FETÖ’nün de maalesef Nijerya’da ciddi bir altyapısı var. Burada Nijerya Cumhurbaşkanı SayınBuhari ile etraflıca bunları görüştük. Şimdi istihbarat başkanlarımıza talimatı verelim dedik, mutabık kaldık ve istihbarat başkanlarımızı çalıştırıp, Nijerya’da da FETÖ’nün üzerine gideceğiz. Burada bir üniversitesi, bir de hastanesi falan var. Bunları devralma talebimizi de görüştük. Dedi ki “Ben o zaman size Sağlık Bakanımı göndereyim, sizdeki sağlık sistemini ve hastaneleri bir yerinde incelesin.Sizin bu alanda başarılı olduğunuzu biliyorum.”“Buyursunlar, gelsinler” dedik. Şimdi Sağlık Bakanını kısa zamanda Türkiye’ye gönderecek.
Fakat tabi bizim Afrika’daki bu dönüşümümüzün durmaması lazım. Afrika’da bizim yapacağımız daha çok işler var. İş adamlarımızın Angola’daki toplantısı gayet verimli oldu. Ama yetmiyor, bundan sonra bunun takibi gerekiyor. Angola’nın en önemli özelliği, yeraltı zenginliklerininçok çok fazla olması. Altın var, bakır var.Bunlarla beraber çinko gayet ileri seviyede. Bunun yanında kurşun da var. Bizimle bir paylaşım içerisinde kazan-kazan esasına göre adım atın diyorlar. Elmas yatakları da çok ileri derecede. Fransızlar bunları sömürdü. Ama bunlar bu işin farkına çok geç vardılar. Türkiye olarak bizim derdimiz bunları sömürmek değil.Tam aksine biz yardımcı olalım; hem onlara kazandıralım hem de biz kazanalım diyoruz.Mesela Angola petrol noktasında da baya iyi yerde. O adımları atacak olursak bunlarla beraber bizim yatırımcılarımız, girişimcilerimiz de çok ciddi bir kazanım sağlarlar. Angola’da şu anda bizim yatırımcılarımızyatırım içinde. Burada aynı zamanda çeşitli liman vesaire gibi çalışmalarını da sürdürüyorlar. Doğal gaz ve enerji noktasında arkadaşlarımızın attığı adımlar var. Bunların attığı bu adımlarla beraber aramızdaki insani ilişkileri çok daha iyi bir konuma getirmiş olacağız.
Tabi birileri de bunun farkında. Elimizden gidiyor diye endişe ediyorlar.Çünkü bunlar hep tek taraflı çalıştılar.Biz öyle değiliz.Onlar da kazanacak, bizde kazanacağız. Tabi bunların bir daha oralara girmeleri de kolay kolay mümkün olmayacak.
Düşünün Nijerya Cumhurbaşkanı Sayın Buhari “Bizim 1 milyon insanımızı öldürdüler” diyor. Fransızlar aynı şekilde Cezayir’de 1 milyon insan öldürdüler. Ruanda’da 700 bin insanı öldürdüler. Bunu söylediğiniz zaman kuduruyorlar. Onlara göre bunları teşhir etmeyeceksin, söylemeyeceksin!
EFNAN HAN: Afrika ülkeleri gerek İngilizler gerek Fransızlar tarafından senelerce sömürüldü. Bugün hala o sömürüden izler duruyor. Siz “birlikte kazanma” teklifini öne sürdünüz. O bölge için bunu yapan ilk ve tek lidersiniz. Afrika kıtasında nasıl karşılanıyor bu teklifiniz?
Tabi Afrika kıtasındaki ülkeler bu teklifi gerçekten çok çok önemsiyorlar. Çünkü bundan önce gelenler böyle gelmediler. Onlar vurup geçtiler. Bizim gibi paylaşmak, beraber kazanmak, onların kitabında yok. Çünkü kapitalist zihniyette böyle bir şey söz konusu olabilir mi? Hele modern kapitalizmdehiç yok. Bunlar kapitalizmin cani evlatları. O modern kapitalizm, bunlara neyi yüklediyse onlar da bunun gereğini yaptılar. Hiçbir şey bırakmadılar. Buralara helikopterlerle gelirler; o ocakların olduğu yerlere inerler;altın, elmas, gümüş, aklınıza ne gelirse bütün ocakları sömürürler, alıpkendi ülkelerine taşırlarmış. Oradaki garipler ölmüş, bitmiş, yok olmuş; umurlarında değil. Bunların bütün işi o yer altındaki zenginlikler. Onları dazaten orada bırakmadılar, aldılar kendi ülkelerine taşıdılar.
Fransa medyası ve siyaseti sizin Afrika’ya yönelik ilginizin ne anlama geldiğini çok iyi idrak ediyor. Bunu verdikleri reaksiyonlardan çok açık görebiliyoruz. Ama maalesef bizim ülkemizde de “Ne işimiz var Afrika’da” şeklinde yorumlar yapıldı. Fransızlar bu işin ehemmiyetini çok ciddi olarak anlaşmışken, ülkemizde bir kesim de maalesef bunu itibarsızlaştırmaya çalışıyor. Siz bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Şu anda Afrika şunu çok iyi görüyor, çok iyi anlıyor; diyorlar ki sizin buraya gelişleriniz artık Batı’nın Afrika ile olan ilişkilerini de derdest ediyor. Afrikalı memnun. Bütün mesele şimdi bizim Afrika’yı uyandırmamız, ayağa kaldırmamız. Bizim iş adamlarımızın oradaki yatırımları inşallah Afrika’yı ciddi manada uyanışa geçirecek.
Togo’da yaptığınız dörtlü zirve sonunda DAEŞ ve BokoHorom ile birlikte FETÖ ilk kez Afrika özelinde uluslararası bir metne terör örgütü olarak girdi. Hem bunu hem de Afrika’daki varlığımızın FETÖ ile mücadele açısından önemini değerlendirir misiniz?
Bir defa Afrika’da ciddi manada FETÖ ile ilgili bir çöküş başladı. Şu anda çok ciddi sayıda okul Maarif Vakfımıza devroldu. Maarif Vakfımız, 19 ülkede FETÖ iltisaklı 216 okulu devraldı. Şu anda bir Nijerya’da ayakta. Nijerya Cumhurbaşkanı Sayın Buhari ile yaptığımız görüşmede tabi bu konuyu da ele aldık. Ama birçok Afrika ülkesinde hamdolsun bize, Maarif Vakfımıza katılımlar oldu. Maarif Vakfına olan bu katılımlar zaten FETÖ’nün artık buralarda çöküşü anlamına gelir. Bu, hızla da devam ediyor. FETÖ, Güney Afrika’da da yavaş yavaş çökmeye başladı.
BM’deki adaletsiz işleyişe dikkat çekmek için söylediğiniz“daha adil bir dünya mümkün” sloganının, Afrika ve Orta Doğu halkları ve hükümetleri nezdinde güçlü bir karşılık bulduğunu görüyoruz. Ziyaret ettiğiniz ülkelerde bütün caddelerin, sokakların bu sloganla doldurulduğunu gördük. Bu ülke insanlarının böyle bir beklentisi olduğu çok açık. Sizin BM çerçevesinde başlattığınız “Dünya 5’ten büyüktür” şeklindeki siyasi inkılabın bölge halkları üzerinde gerçek anlamda bir tesiri olduğunu görüyoruz. Tabi bundan dolayı özellikle Fransa’nın ciddi bir rahatsızlığı var. Fransa bir süredir özellikle Cezayir’le ciddi bir siyasi kriz içerisinde. Macron’un bundan dolayı Türkiye’nin Cezayir halkını, devletini cesaretlendirdiği yönünde sözleri olmuştu. Peşinden de Türkiye’ye karşı tahrik edecek şekilde borç batağındaki Yunanistan’a yönelik ciddi silah satışı oldu. En son da yine Türkiye karşıtı bir hamle olarak Lafarge’ın Türkiye’nin mücadele ettiği terör örgütlerine destek verdiğini de gördük. Fransa’nın Türkiye karşıtı bu tutumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Fransa, Macron’la aslında çok ciddi bir kriz yaşıyor. Özellikle de son dönemlerin Fransa’sında bu yönetim, Fransa için en talihsiz yönetimdir. Ben Fransa’da Sarkozy ile tanıştım, Chirac ile tanıştım; bunların hiçbiriyle mukayese edilmezdi. Chirac’ta bir devlet adamlığı vardı. Sözse söz, olaya böyle bakardı. Çok ilginçtir, mesela, AB Liderler Zirvesinde üç adam vardı ki onlar Türkiye’yi ezdirmediler; Chirac, Schröder, Berlusconi… Türkiye o dönem içerisinde bütün AB Liderler Zirvesine istisnasız katılmıştır. Fakat Sarkozy ve değerli dostum Merkelgeldikten sonra Türkiye’yiLiderler Zirvesine davetle ilgili tutum değişti. Tabi bu bizim Avrupa Birliğine giriş sürecimizi de olumsuz etkiledi. Adamların Türkiye’ye bakışı farklı. Eğer Türkiye’nin önünü açacak olurlarsa, biliyorlar ki Türkiye sıçrar. Bunlar Türkiye’nin sıçramasını ister mi,kabul eder mi? Biz şu anda tamamen, kendi imkanlarımızla yolumuza devam ediyoruz.
Bakın şimdi AİHM bir karar almış. Bu Kavala denilen Soros artığıyla ilgili olarak Türkiye’yi adeta burada mahkum etmek istiyorlar. 10 tane büyükelçi bu açıklamayı niye yapar?Bu Soros artığını savunanlar, bunu nasıl bıraktırırız gayreti içindeler. Söyledim Dışişleri Bakanımıza, bizim bunları ülkemizde ağırlamak gibi bir lüksümüz olamaz. Türkiye’ye böyle bir ders vermek haddinize mi sizin? Kimsiniz siz?Neymiş?Kavala’yı bırakın. Sen kendi ülkendeki haydutları, katilleri, teröristleri bırakıyor musun? Amerika’sı, Almanya’sı, hangisi böyle bir şeyi şu ana kadar yaptı? Yapmadılar ve yapmazlar. Konuştuğu zaman sana verecekleri cevap şudur, “yargı bağımsızdır.” Sizde yargı bağımsız da bizdeki yargı bağımlı mı? Bizdeki yargı, bağımsızlığın en güzel örneklerini veriyor.
Bunlardan başka bir şey bekleyemeyeceğiz. AK Parti ve MHP olarak Cumhur İttifakında biz milletimizin hakkı söz konusu olduğunda aynı hedefe vururuz. Ama diğerleri aynı hedefe vurmazlar. Onlar birlikte hareket ediyor. Neymiş? 4 senedir yatıyormuş. Yargı ne diyorsa o. Şimdi HDP de Selahattin Demirtaş’ı çıkarmanın gayreti içerisinde. Hale bakın. Terörist adam ya… 53 tane vatandaşımız bunun çağrısıyla ölüyor Diyarbakır’da. Yasin Börü yavrumuzun nasıl şehit edildiğini biliyorsunuz. Bütün bunlar ortadayken bakıyorsunuz bir televizyon kanalı bunun hanımını çıkarıyor, konuşturuyor, o da “çocuklarımın babası içeride” diyor. Senin çocukların babası içeride de, Yasin Börü şehit oldu gitti. Diğerleri, yine aynı şekilde şehit edildi. Peki onların yavruları yok mu? Onların hali ne olacak? Hiç bunu konuşmuyorlar. Bizim bu konudaki tutumumuzu, tavrımızı da sürekli eleştiriyorlar. Kusura bakmasınlar, biz bu görevde olduğumuz sürece hukuk ne ise bunun gereğinin yapılmasını istemeye mecburuz. Buradan taviz veremeyiz.
Ana muhalefet genel başkanı Kılıçdaroğlu’nun “siyasi cinayetler işlenebilir” şeklinde sözleri oldu. Siz de bununla ilgili suç duyurusunda bulundunuz. Bu konuyla ilgili görüşlerinizi alabilir miyiz?
Her şeyden önce anamuhalefetin başındaki zatın bu açıklamaları tamamen deli saçması. Ya siyaseti öğrenecek ya siyaseti öğrenecek; bunun başka çıkışı yok. Siyasi cinayet dediğin zaman senin yapman gereken bir şey var. Nedir o? İspat edeceksin. Böyle bir ispat söz konusu değil. Adeta bir deli bir kuyuya bir taş attı, 40 akıllı çıkaramadı. Bu da böyle. Bunu neye göre söylüyorsun? Çünkü hukuktaki kaide çok açık net ortada; müddei iddiasını ispatla yükümlüdür. Seninbunu ispat etmen lazım. Bunu ispat etmediğin sürece bu sana yapışıp kalır. Nitekim bütün arkadaşlarımız bu konuyla ilgili gerekenleri söylediler. Ama bu da aynı, yanındakiler de aynı. Aynı şeyleri dönüp dönüp konuşuyorlar. Avukat arkadaşlarımız şu anda bununla ilgili davaları açtılar. O da tutuştu. Niye? Çünkü olmayan şeyi konuşuyor. Diğeri de aynı şekilde, olmayan şeyi konuşuyor. Malum, şimdi başsavcılık bunları davet etti. Başsavcının davetiyle de bunlar ifadeyi verecekler. Bakalım ne söyleyecekler, göreceğiz.
Suriye ve Irak’a sınır ötesi operasyonun iki yıl uzatılmasını öngören tezkere Meclis Başkanlığına sunuldu. HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, Millet İttifakı ortakları İyi Parti ve CHP’ye askeri tezkereler konusunda tutum değiştirme çağrısında bulundu. Yani bir milli güvenlik meselemizi pazarlık konusu haline getirdiler. Bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz. Bir de geçen günlerde “Artık tahammülümüz kalmadı, gereken adımları atacağız” demiştiniz.Bu da sınır ötesi operasyonun sinyali olarak nitelenmişti. Bu konuya ilişkin söylemek istediğini yeni şeyler var mı?
Şu anda bizim bölgedeciddi manada hassas noktalara operasyonlarımız devam ediyor. Kesinlikle taviz vermek yok. Suriye’deki bu süreci devam ettiriyoruz. Şu an itibarıyla da rejim nasıl bir tavır alır onu bilemiyorum ama biz özellikle İdlib’deki bu yaklaşım tarzına karşı gereği neyse onu yapmaya ve bütün ağır silahlarımızla beraber cevabını vermeye devam ediyoruz. Bu işi kendi akışına bırakamayız.
Haziran ayında Bakü’ye gidip Şuşa’yı ziyaret etmiştiniz. Zengezur Koridorunun açılması için de adımların atılacağını biliyorduk. Bu konuda bir gelişme var mı? 26 Ekim’de Fuzuli havalimanının açılışı için yine orada olacaksınız. Programınızla ilgili detaylar var mı?
Programda Bakü yok ama havalimanını inşallah açıyoruz. Bu konuyla ilgili olarak İlham Aliyev kardeşimle de görüştük. O günkü programda havalimanıyla birlikte oradaki birkaç karayolunun ve tarımla ilgili atılan bazı adımların açılışını da inşallah yapacağız. Zengezur Koridorunun açılmasıyla ilgili kararlılığımız da aynı şekilde devam ediyor.
Bu arada bizim mayın tarama araçlarımızdan Azerbaycan’a verdik, veriyoruz. Onlar da çok takdir topladı. Mayın taramada bu araçlar çok çok başarılı oldular. Togo ve Burkina Faso’ya da ikişer tane verdik. Onlar da çok mutlu oldular.
İran’ın Nahçivan ve güney Kafkasya sınırında bir askeri hareketliliği söz konusu. İran bir taraftan da Azerbaycan’ın İsrail ile ilişkilerine atıfta bulunuyor. Türkiye’nin Kafkasya’da aktif ve kalıcı aktöre dönüştükten sonra İran’ın bu eylemlerinin bir anlamı var mı ve bu sıcak bir krize dönüşür mü?
Benim şahsen böyle bir beklentim yok. İsrail’in Azerbaycan ile olan ilişkileri nedeniyle, İrankalkıp da Azerbaycan’a karşı, Azerbaycan’ı hedef tahtasına koymak gibi bir duruma girmez. Çünkü bugün İran’daki Azeri oranı ortadadır. Bu tabi düşündürür. Öyle kolay değil. Yapılan iş yanlıştır. İran, yeni yönetimi de öyle zannediyorum ki bu yanlışı devam ettirmez.
Togo, Burkina Faso ve Liberya liderleriyle buluşmanızda bahçedeki dörtlü sohbettenkeyiflianlar yansıdı. Orada neler yaşandı, ne konuşuldu da o keyifli görüntü ortaya çıktı?
Liberya Cumhurbaşkanı Weah eski bir futbolcu. Futboldan sonra siyasete girmiş. Galatasaray’ı çok sevdiğini söylüyor. Monaco, Paris Saint-Germain, AC Milan, Chelsea ve Manchester City ve Marsilya gibi birçok büyük futbol kulübünde oynamış. Yılın futbolcusu da seçilmiş.Ronaldo’nun da aldığı Altın Top Ödülünü o da almış. Tabi çok iyi de transfer paraları almış. Bunun üzerine yaptığımız bir espri üzerine gülümsediğimiz hoş bir sohbet oldu.
Kaynak:yeni akit
Yorum Yazın