Cumhurbaşkanı Erdoğan, Fazıl Say konserine katılmasıyla ilgili sorunlara sorulara "Fazıl Say, kendini, bulunduğu alanda dünyada ispat etmiş bir arkadaşımız, kardeşimiz. Bize düşen nedir? Bununla iftihar etmektir. Biz bir çok şeyleri yıktık da görmek istemeyenler görmüyor" diyerek cevap verdi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, günübirlik çalışma ziyareti sonrası Moskova’dan Ankara’ya dönüş yolunda kendisine eşlik eden gazetecilerin sorularını yanıtlarken geçtiğimiz hafta katıldığı Fazıl Say konseri için de açıklamalarda bulundu.
İşte Erdoğan'ın Fazıl Say konseri için söyledikleri;
- Fazıl Say konserine gittiniz. Say’ı destekleyenler ise “Onu da Erdoğan’a kaptırdık” diye Say’a linç girişimine başladılar...
"Kendini dünyada ispat etmiş bir kardeşimiz"
"Fazıl Say, kendini, bulunduğu alanda dünyada ispat etmiş bir arkadaşımız, kardeşimiz. Bize düşen nedir? Bununla iftihar etmektir. Biz bir çok şeyleri yıktık da görmek istemeyenler görmüyor. Harbiye Kongre Merkezi’nin yanında Cemal Reşit Rey’i yaptık. Onu biz yıkarken her tarafı ayağa kaldırdılar. Dedik ki ‘Daha güzelini, daha büyüğünü yapıyoruz, biraz sabırlı olun’. AKM olayını gündeme getirdim, kıyametler koptu. Burada opera binası yapacağız dedik. Çıldırdılar. Şimdi oranın temelini atıyoruz. Daha büyük ve işlevsel bir opera binası. Aynı şekilde hani çok kızdıkları Taksim’deki kışla. O Topçu Kışlası’nın aslını bir görseniz, ‘Yazıklar olsun burayı yıkanlara’ dersiniz. O kadar muhteşem bir eser. Onun orijinaline uygun mimari tasarımlarını yaptırıyorum. Orayı ihya edeceğiz. Onun karşısında Maksem’in arkasına Taksim Camii’ni yapıyoruz. O da bitmek üzere. İstanbul’da doğru düzgün meydan yoktu. Taksim’de trafiği alta aldık, Taksim meydana kavuşuyor. Bir taraftan o tarihi kışla ortaya çıkacak öbür taraftan opera muhteşem eser olarak geliyor, öbür tarafta Taksim Camii o da muhteşem eser olarak ortaya çıkıyor.
Fazıl beyin babası Ahmet beye çok teşekkür ediyorum. Şahsıma yönelik ifadelerinden dolayı, şahsım, ailem, milletim adına ona da teşekkür ediyorum. O gün güzel de bir tevafuk oldu. Senatör Graham’a, “Biz bu akşam dünyaca meşhur bir piyanistimiz var. Onun Ankara Prömiyerine gelir misin?” dedik. Gelirim dedi. Onu da aldık. Güzel bir geceydi."
Yorum Yazın