Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak ve ailesine Twitter'dan çirkin bir saldırı yapıldı. Berat Albayrak, 4. çocuğunun dünyaya geldiğini ve mutluluğunu paylaşmış, ama bu mesaja karşı ahlaksızca mesajlar atılmıştı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bugün yaptığı açıklamada yapılan saldırıyla ilgili sert tepki verdi. Başkan Erdoğan, "Son yıllarda bu tür ahlaksızlıkların artmasında hem mecraların kontrolsüzlüğünün hem de organize saldırıların kolaylaşmasının rolü vardır. Niçin YouTube, niçin Twitter, niçin Netflix, niçin şu bu gibi sosyal medyalara karşı olduğumuzun ne demek olduğunu anlıyor musunuz? Bu ahlaksızlıkları ortadan kaldırabilmek için. Bunlar, ahlak sahibi değil" dedi. Daha önce tartışma konusu olan "Sosyal medya kanunu" bir kere daha gündeme gelmiş oldu. Sosyal medyanın denetlenmesi aslında Avrupa ve ABD'de de yıllar öncesine dayanıyor. Avrupa Komisyonu'nda 2016'da kimlik ile hesap açma yasa tasarısı sunulmuştu. 2011 yılında ise Obama yönetimi ‘Dijital Dünyada Güvenilir Kimlikler için Ulusal Strateji’ adlı planı açıklamıştı.
Başkan Erdoğan sosyal medya konusundaki denetimsizlik konusunu gündeme getirdi. Daha önce de MHP, internetteki sahte hesapların engellenmesi hakkında hazırladığı kanun teklifini Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanlığı'na sunmuştu.
KİMLİK İLE SOSYAL MEDYAYA GİRMEK UZUN ZAMANDIR BİRÇOK ÜLKENİN GÜNDEMİNDE
Yeni Şafak'ın haberine göre; Yasa tasarısını hazırlayan MHP Kırıkkale Milletvekili Halil Öztürk konuyu anlatırken ''Türkiye; 'Sahte habere en çok maruz kalan ülkeler' kategorisinde yüzde 49 ile ilk sırada yer almaktadır. Sosyal medya platformu Facebook'tan yapılan açıklamada; 2018'in ilk 3 ayında dünya genelinde 1,2 milyar sahte hesap silinirken, 2019'un aynı döneminde 2,2 milyar sahte hesap silindiği belirtilmiştir. Tüm dünyanın sahte hesaplarla başı ağrımaktadır " açıklaması yaptı.
Sosyal medyaya kimlik ile girilmesi konusu uzun süredir birçok ülkenin gündeminde. Oxford Üniversitesi'nin yaptığı araştırmaya göre bazı ülkeler tek elden hareket ettirilen yüz binlerce anonim hesap üzerinden birçok ülkede bilgi kirliliği yaratıyor.
Bu ülkelerin başında Çin'in geldiğini belirten araştırmaya göre bu yöntemi en çok kullanan ülkeler; Rusya, İran, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri. Nitekim geçtiğimiz günlerde Twitter; Mısır, Suudi merkezli 8 bin hesabı silmişti.
Daha önce de Çin merkezli yalan haber yaydığı tespit edilen 936 hesap silinmişti. Brezilya'da ise seçimlerden önce Whatsapp'tan yayılan 100 bin fotoğrafın 50 binden fazlasının yalan bilgiyi yaymaya yönelik olduğu tespit edilmişti.
AVRUPA 2016'DA SOSYAL MEDYAYA KİMLİKLE GİRİLSİN DEDİ
Dünyada ise sosyal medyaya kimlik ile erişme konusundaki tartışmalar çok daha önceden başlamış durumda. Henüz 2016 yılında Avrupa Komisyonu'nda sosyal medya hesabı açmak için kimlik şartı getirilmesi gerektiğine dair yasa tasarısı hazırlanmıştı. Tasarıda yalan haber ile ilgili kaygıların yanı sıra tüketici yönelimleri ile ilgili endişelerde bulunuyordu.
'İnternetten yapılan mal ve hizmet değerlendirmeleri güvenilir olmalı herhangi bir ön yargı ya da manipülasyondan arındırılmalı' diyen tasarı bireylerin anonim bir şekilde yüzlerce farklı hesaptan birçok alanda manipülasyon yapmasının önünü almayı planlıyordu.
Tasarıyı hazırlayan Avrupa Komisyonu Dijital Operasyonlar Müdür yardımcısı Andrus Ansip Estonyalı.
Estonya ise dünyada dijital sistemlere ilk geçiş yapmış ülkelerin başında geliyor.
Ülke Dünya'da ilk e-devlet sistemine geçen devletlerin başında gelirken şu anda da internet vatandaşlığının olduğu nadir ülke konumunda.
ESTONYA, DİJİTAL VATANDAŞLIK VEREN İLK ÜLKE
2000 yılında internet kullanımının %90'ın üzerinde olduğu 1.3 milyon nüfuslu ülkeden Skype gibi milyar dolarlık internet fikirleri çıkmıştı. Ülke 2013 yılında dijital kimlik uygulamasına geçti. Avrupa Parlementosu milletvekili Diana James ise 2013 yılında Birliğin 2 Milyar doları troller ile mücadele için harcadığını belirtti.
İnternet dünyasındaki anonimliğe ekonomik kaygılardan dolayı set çekme planı ilk kez Avrupa'da atılmadı. 2011 yılında Obama yönetimi 'Dijital Dünyada Güvenilir Kimlikler için Ulusal Strateji' adlı planı duyurdu. Obama planı duyururken
'İnternet iş yapma biçimimizi, toplumumuzu daha önce olmadığı kadar değiştirdi. Bu değişiklik gelirken yanında online sahtekarlık, kimlik hırsızlığı gibi yeni zorluklar tüketicilere zarar verip milyarlarca dolara mal oldu. Bu girişimin ekonomimiz için çok önemli olmasının sebebi; online dünyayı çok daha güvenilir yapmak işverenlere ve müşterilere yeni bir özgüven verecek.' şeklinde yasanın amacını anlatmıştı.
Avrupa Birliği yalan haber ile mücadele kapsamında çıkardığı yasa ile sosyal medya hesaplarına yönelik sorumluluğu Facebook, Youtube, Twitter'a yüklemişti. Sosyal medya şirketleri nefret söylemi içeren paylaşımları 1 saat içerisinde kaldırmazsa 50 milyon doları bulan cezalara maruz kalacak.
İtalya'da ise Ekim 2019'da sosyal medyaya kimlik ile girilmeli tartışmaları yaşanmıştı. Eski başbakan Matteo Ferzi'nin partisi Viva'dan milletvekili seçilen Luigi Marattin Anonim kalma hakkı garanti altına alınmalı ancak kamu yararını koruma adına bir başka etmenle de uzlaştırılmalı:
"Kamusal alanı herkesin yazdıklarından sorumlu olacağı bir yer olarak korumak" ifadelerini kullanan Marattin interneti lağıma benzetmişti.
Brezilya'da seçimlerden önce Whatsapp'tan yayılan 100 bin fotoğrafın 50 binden fazlasının yalan bilgiyi yaymaya yönelik olduğu tespit edilmişti.
İngiltere'de de anonim hesapları yasaklamak için benzeri çağrılar yapılmıştı. Bağımsız parlamenter Ian Austin hükümete "Twitter'da anonim profiller oluşturmaya karşı yasa teklifi planlayıp planlamadıklarını" sormuştu.
Teklifler Avrupa Komisyonu'nun Twitter ve Facebook gibi sosyal medya ağlarının bilgi kirliliğiyle mücadele etmesi veya düzenlemeyle karşılaşması gerektiği konusunda uyarmasının ardından geldi. Komisyon bu hafta yapılan açıklamada Birleşik Krallık genel seçimleri öncesi internette "büyük ölçekli otomatik propagandanın ve bilgi kirliliğinin sürdüğünü" söyledi.
BAŞKAN ERDOĞAN TWITTER'DAKİ ÇİRKİN SALDIRIYA SERT TEPKİ GÖSTERDİ
Başkan Erdoğan, Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nda konuştu.
Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'ın Twitter'dan 4'üncü çocuğunun dünyaya geldiğini duyurması üzerine yapılan yorumlara ilişkin de açıklamalarda bulunan Başkan Erdoğan, "Bazı konular var ki inanın bana üzerinde konuşmak bile insanın kalbini acıtıyor. Aile olarak birkaç gündür işte böyle bir can acıtıcı meseleyle karşı karşıyayız. Önceki gece 8. torunum Hamza Salih dünyaya geldi. Rabbim cümle evlatlarımızla birlikte Hamza Salih'e de hayırlı, sağlıklı ve uzun bir ömür nasip etsin. Berat Bey, evladının doğumunun sevincini yazdığı bir sosyal medya mesajı ile kamuoyu ile paylaştı. Bu mesajın altına on binlerce kişi tabii olarak tebriklerini ve iyi dileklerini ifade eden yorumlar yazdı. Ancak sayıca az da olsa bırakınız ahlakı, namusu, haysiyeti, insanlıktan dahi nasibini almamış, kalbi kararmış bazı alçaklar içlerindeki kötülüğü sergileyen hakaretlerle bu güzel iklimi kirletmeye çalıştı. Yargı ve emniyet teşkilatlarımız hemen harekete geçip bu haysiyetsizlerin kimliklerini tespit etmeye ve işlem yapmaya başladı. Dünyaya gözlerini henüz açmış bir bebek üzerinden ailesine ve onların temsil ettiğini düşündükleri değerlere saldıran bu alçakların peşini bırakmayacağız. Hukuk önünde bu esfel-i safilinlerin her birinden işledikleri suçun hesabını elbette soracağız" dedi.
"SOSYAL MEDYALARA KARŞI OLDUĞUMUZUN NE DEMEK OLDUĞUNU ANLIYOR MUSUNUZ?"
Benzer saldırıları farklı vesilelerle daha önce de yaşadıklarını belirten Başkan Erdoğan, konuşmasını şöyle sonlandırdı:
"Son yıllarda bu tür ahlaksızlıkların artmasında hem mecraların kontrolsüzlüğünün hem de organize saldırıların kolaylaşmasının rolü vardır. Niçin YouTube, niçin Twitter, niçin Netflix, niçin şu bu gibi sosyal medyalara karşı olduğumuzun ne demek olduğunu anlıyor musunuz? Bu ahlaksızlıkları ortadan kaldırabilmek için. Bunlar, ahlak sahibi değil. Biz ahlakı yüce medeniyet değerleri yüce bir milletin torunlarıyız ve bu millete layık olmayan bu gelişmeleri yaşamak istemiyoruz, görmek istemiyoruz. Burada üzerinde durmamız gereken asıl konu medya ve özellikle sosyal medya mecralarının nasıl olup böyle bir kokuşmuşluğun aracı haline dönüştükleridir. Yalanın, iftiranın, kişilik haklarına saldırının, itibar suikastlarının alıp başını gittiği bu mecraların bir düzene sokulması şarttır. Bu millete, bu ülkeye bu tür mecralar yakışmıyor. Onun için bir an önce biz bunları parlamentomuza getirip ve parlamentomuzdan biz bu tür sosyal medya mecralarının tamamen kaldırılmasını kontrol edilmesini istiyoruz. Sosyal medya mecralarını kontrol eden küresel firmalar, Batı ülkelerinde açtıkları temsilcilikler vasıtasıyla içerikle ilgili her türlü hukuki ve mali sorumluluğu üstleniyorlar. Buna karşılık kimi yerlerle birlikte Türkiye'de ısrarla bundan kaçınıyorlar. Bizim ailemizin başına gelenleri 83 milyon Türkiye Cumhuriyeti devleti bireyinin her biri yaşayabilir. Hiç kimsenin izzeti nefsini koruma hakkı elinden alınamaz. Bir kişinin yüzüne karşı ifa edildiğinde suç olan her şey medya ve sosyal medya mecralarında da yapıldığında aynı sonuçla karşılaşmalıdır. İnternet mecralarını kullananlar suç işleme konusunda layüsel değildir. Cinsel istismar, müstehcenlik, kumar, dolandırıcılık, suça teşvik, terör propagandası, hakaret başta olmak üzere kanunların suç saydığı her konuda hak arama ve önleme yolları açık olmalıdır. Milletimize karşı sorumluluklarımız bu doğrultuda gereken mekanizmaları kurmayı ve işletmeyi gerektiriyor. Amerikalısı, Avrupalısı, Çinlisi bu imkana sahipken, 83 milyon Türk vatandaşının sosyal medya terörü karşısında eli kolu bağlı kalmasını kabul edemeyiz. Bu konuda kapsamlı bir hukuki düzenleme üzerinde çalışıyoruz. İnternet ve sosyal medya mecralarının ülkemizde bir an önce hukuki ve mali muhataplık tesis etmeleri için ne gerekiyorsa yapmakta kararlıyız. Hukuki düzenleme tamamlandığında erişim engeli ile adli ve mali yaptırımlar dahil her türlü yöntemi devreye sokacağız. Türkiye bir muz cumhuriyeti değildir. Bu ülkenin idari ve adli kurumlarını hiçe sayanları biz de hiçe sayarız. Hukuk devleti ilkesi demokrasinin vazgeçilmez bir şartıdır. Asıl bu konuda gerekeni yapmazsak demokrasiye ve hukuka aykırı davranmış oluruz. Buradan Adalet Bakanlığımıza, Meclis grubumuza ve ilgili tüm kurumlarımıza konuyla ilgili düzenlemenin süratle hazırlanması ve yürürlüğe sokulması çağrısında bulunuyorum. Yasama dönemi bitmeden bu meseleyi halletmiş olacağımızı ümit ediyorum. Artık bu tür konularda kim ne der yerine ülkemizin neye ihtiyacı var sorusuna cevap arayacağız. Türkiye'ye karşı çifte standart uygulayanları da kendi ilkesizlikleri ve onursuzluklarıyla baş başa bırakacağız."
Yorum Yazın