Rasim Bolbol'un köşe yazısı
Bu CHP gerçekten fena halde statükocu bir parti.
Öyle statikler ki yerlerinden kıpırdamıyorlar.
Ne aşağı iniyorlar, ne yukarı çıkabiliyorlar.
Dünya değişiyor, ama onlar hiç değişmiyor.
1950’den bu yana iktidar yüzü görmemişler ne gam; kıllarını kıpırdatmıyorlar.
İktidara gelmek için hiçbir çaba sarf etmiyorlar...
Dedik ya, statükocu bir parti bu CHP...
Zaten bunun en büyük delili, çiçeği burnunda cumhurbaşkanı adaylarının başına gelenler değil mi?
Baksanıza, Muharrem İnce, hafta başında partisinin genel merkezinde asansöre bile binememiş. CHP’liler kalabalık bir şekilde içeri doluştuğundan, asansör ağırlık limitini aşmış ve de hareket edememiş.
Sonuç malum: Asansör hareket etmeyince, “Hacı Muharrem” de öylece kalakalmış.
Düşünsenize, 24 Haziran’da yapılacak cumhurbaşkanlığı seçiminde Çankaya’ya çıkacağını (hazret Beştepe’deki Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ni bilim yuvası yapacakmış, ondan “Çankaya” diyor) iddia eden Muharrem İnce, bırakın Çankaya’yı, asansörle bir üst kata bile çıkamıyor.
“80 milyonun cumhurbaşkanı adayı olmak için yola çıkacağım” diyen Hacı Muharrem, daha yola çıkamadan asansörde mahsur kalıyor.
80 milyonu kucaklayamadan asansördeki mahşeri kalabalıkla kucaklaşıyor.
İşte CHP’nin hâl-i perişanı...
Aşağıya inmek için yukarı çıkan yürüyen merdiveni kullanıp patinaj yapan Kemal Kılıçdaroğlu’ndan sonra, asansöre binemeyip yerinde sayan Muharrem İnce...
Bekleyin hele, yürüyen merdivenle aşağı inmeyi, asansörle de yukarı çıkmayı öğrendiklerinde iktidar olacaklar.
Yolda yürümeyi becerdiklerinde, inanıyoruz ki iktidara da yürüyecekler.
Biraz sabır!
¥
TÜRKİYE DÜŞMANI
BAKANDAN AKŞENER’E
SEÇİM ÖNCESİ ZİYARET
Hazret, Almanya’nın AB’den Sorumlu Bakanı...
Adı Michael Roth...
Türk askerinin hiçbir sivile zarar vermediği Afrin operasyonunun uluslararası hukuka aykırı olduğunu iddia eden bir Türkiye düşmanı bu zat.
Türkiye’nin Afrin operasyonu için sunduğu gerekçelerin kendilerini ikna etmediğini söylüyor. O yüzden Afrin’in boşaltılması gerektiği, aksi takdirde Türkiye’ye vize muafiyeti vermeyecekleri tehdidinde bulunuyor.
İşte, daha önce de pek çok defa CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun kapısını çalan işbu Türkiye düşmanı bakan, bu hafta, iki günlüğüne Türkiye’ye geldi.
Türkiye’ye adım atar atmaz da soluğu İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in yanında aldı.
Tuhaf değil mi?
Tam da seçim arifesinde Türkiye düşmanı bir Alman bakan, Türkiye’ye gelip, bir muhalefet partisinin lideriyle buluşuyor.
Buluşmak ne kelime, adeta ona akıl veriyor.
Sanki üzerlerine vazifeymiş gibi, 24 Haziran seçimlerini yakından takip edeceklerini söylüyor. Üstüne üstlük bir de “kehanet”te bulunup, Güneydoğu’da AK Parti ve HDP arasında sıkışan Kürt seçmenin İYİ Parti’ye destek vereceğini öngördüklerini ifade ediyor.
Ne dersiniz, Tayyip Erdoğan’ın propaganda çalışmalarına izin vermeyeceklerini açıklayan bir ülkenin bakanının, seçim öncesi koşa koşa muhalefet partilerini ziyaret etmesi hayra alamet mi?
Yorum Yazın