Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kabine sonrası konuştu. Erdoğan, "Montrö Sözleşmesi'nin boğazlardaki gemi trafiği konusunda ülkemize verdiği yetkiyi, krizin tırmanmasının önüne geçecek şekilde kullanma kararındayız." dedi.
Cumhurbaşkanlığı Kabinesi, bugün Ukrayna gündemiyle toplandı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, başkanlığında yapılan toplantı 15.50'de başladı ve 3 saat 45 dakika sürdü.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları:
* Sözlerime milletimizin ve tüm İslam aleminin dün gece idrak ettiğimiz mübarek Miraç gecesini tebrik ederek başlamak istiyorum. Hayatımızın hayır, hasenat, ibadet ve bereketini çoğaltması dileğiyle bir kez daha milletimizin leye-i miracını tebrik ediyorum. Dün Prof. Dr. Necmettin Erbakan hocamızın vefatının 11’inci yıl dönümüydü. Bu vesile ile merhum Erbakan hocamızı, rahmet, sevgi, minnet ve hasretle yad ediyoruz.
28 ŞUBAT MESAJI
* 28 Şubat gününün bizim yakın tarihimizde bir başka anlamı, sembolü daha vardır. O da 28 Şubat darbesidir. Türkiye 28 Şubat 1997 tarihinde 27 Mayıs 1960’la başlayan darbeler silsilesinin postmodern diye tabir edilen yeni bir yüzüyle tanışmıştır.
* 28 Şubat darbesi tarihimizin kara sayfalarından biri olarak tarihimize kazınmıştır. Darbe şakşakçıların desteği ile ortaya çıkan 28 Şubat vakası tüm benzer olaylar gibi zaman içinde milli irade tarafından elbette tasfiye edilmiştir.
* Türkiye’yi köken, mezhep, meşrep, siyasi görüş, hayat biçimi gibi fay hatlarına sıkıştıran müsebbipler yargıda hesabını vermiştir. 28 Şubat sürecinde yaptıklarının yanlarına kâr kalacağını düşünenlerin hesap günü gelip çattığında sergiledikleri pespayelik ibreti alemdir.
“TSK ARTIK, GÜÇLÜ DURUŞU VE BAŞARILARI İLE GÜNDEM OLMAKTADIR”
* Daha sonra 27 Nisan, 15 Temmuz darbe girişiminin de milli irade tarafından adeta cevaplandırılarak adeta boğulmuş olması ülkemizde bir devrin kapandığının işaretidir. TSK artık darbe, cunta, bildiriyle değil sınırlarımızı korumadaki, sınır ötesi harekatlarındaki güçlü duruşu, başarıları ve etkisiyle gündem olmaktadır.
* Ülkemizin son 1 asrında milli mücadele ve Kıbrıs Barış Harekatı sonrasındaki en büyük başarılar bu dönemde elde edilmiştir. Suriye’de, Libya’da, Karabağ ve işgal altındaki toprakları için mücadele eden Azerbaycan’ın yanında yer almamız ülkemizin ve TSK’nın tarihine altın harflerle geçen zaferlerdir.
* Ordusu, devletinin ve milletinin emrinde olmayanların kendi içinde birlik, beraberliğini sağlayamayanların sonuçta hem istiklallerini hem geleceklerini kaybettikleri dönemde Türkiye siyasi, ekonomik, diplomatik olarak yükselen bir güç sıfatıyla dünyadaki yerini almıştır. Temennimiz darbe ve darbe girişimlerin siyasi ve sosyal ayağını teşkil eden kesimlerin aynı yerli, milli, sivil, vizyoner yaklaşıma kavuşmalarıdır.
“DARBELERLE, ULUSLARARASI OPERASYONLARLA NETİCE ALMA DÖNEMİ KAPANDI”
* 15 Temmuz darbe girişimi gecesi, sonrasında yaşadıklarımız bu kesimlerin henüz demokratik olgunluğa ulaşamadıklarını ortaya koymuştur. İnsanlarımızın inancı ve değerleriyle mücadelesini aksi yöndeki tüm iddialar, beyan ve şovlarına rağmen bilinç altlarında hâlâ sürdürenler var. Ellerine fırsat geçtiğinde neler yapabileceklerine ilişkin birçok emareye sıkça rastlıyoruz.
* 28 Şubat’ın ardından Türk siyasetindeki revizyonun mesajını hâlâ alamayanlar olduğunu anlıyoruz. Hakka, demokrasiye, adalete, özgürlüğe saygıyı bu medeniyete, bu topraklara, bu halkın bendesi olmayı öğrenemeyenlere milletimiz asla teslim etmemiştir, etmeyecektir.
* Darbelerle, uluslararası operasyonlarla netice alma dönemi kapandığı için halkın rızası ile yönetime gelme dışında yol, yöntem usul kalmamıştır. Tek parti faşizmi, darbe ve cunta dönemleriyle alışkanlıklarıyla yola çıkıp da ham hayaller peşinde koşanların sonu hüsrandır.
* Üzerinden çeyrek asır geçen 28 Şubat darbesinin muhasebesinin bize verdiği mesajlar bunlardır. Türkiye’nin son 20 yılında samimiyet ve kararlılıkla uyguladığımız eser ve hizmet siyasetimizin yüzlerce milyonluk dost ve kardeş hanemizle ülkemizi getirdiği yer istikametimizin doğruluğudur.
RUSYA'NIN UKRAYNA'YA İŞGAL GİRİŞİMİ
Öncelikle şu hususun altını kalın çizgilerle çizmek istedim. Türkiye bölgesinde barışı, huzuru, esenliği isteyen bir ülkedir. Bu tavrımızı her yerde, her hadisede gösterdik. Her ikisini de dost olarak gördüğümüz Ukrayna ve Rusya'ya aralarındaki sorunları diyalog ile çözme teklifi yaptık. Arabuluculuk çağrısında bulundu.
"BARIŞ GİRİŞİMLERİMİZİ SÜRDÜRÜYORUZ"
Barış ve istikrarın temini için diplomatik girişimlerimizi kesintisiz sürdürdük. Sürdürüyorz. Maalesef sonunda korkulan oldu ve 24 şubatta silahlar patladı.
NATO Liderler Zirvesi başta olmak üzere her platformda ülkemizin bu duruma bakış açısını söylemeye devam ediyoruz. Ukrayna'daki 20 binden fazla vatandaşımıza ikazımızı yaptık. 22 Şubatta özellikle Ukrayna'nın doğusundaki vatandaşlarımıza ülkeyi terk etmeleri çağrısında bulunduk. Bugüne kadar beş bin vatandaşımız Ukrayna topraklarından ayrılarak ülkemize ve diğer ülkelere geçmiştir.
BOĞAZLAR KAPATILACAK MI?
Rusya'nın Ukrayna topraklarına yönelik saldırısını kabul edilemez görüyor, Ukrayna yönetiminin ve halkının verdiği mücadeleyi takdir ediyoruz.
Montrö Sözleşmesi'nin boğazlardaki gemi trafiği konusunda ülkemize verdiği yetkiyi, krizin tırmanmasının önüne geçecek şekilde kullanma kararındayız. Toprak bütünlüğünü her zaman destekliyoruz.
Kendi çıkarlarımızdan elbette taviz vermeyeceğiz. Ne Rusya'dan ne de Ukrayna'dan vazgeçmeyeceğiz.
Bu krizide selametle atalatacağımızdan kimsenin şüphesi olmasın. Türkiye artık kendi politikalarını üretecek ve uygulayacak seviyeye gelmiş bir devlettir.
Kaynak:haber 7
Yorum Yazın