Ali Karahasanoğlu'nun köşe yazısı“Belediyeye ait yeşil alanı, kendisine aitmiş gibi gösterip, lüks dairelerini peynir ekmek gibi satan, sonrasında hakkında dolandırıcılık iddiası ile dava açılan Ekrem İmamoğlu’nun dosyası”nı görünce..
Bir de..
Yüzü hiç kızarmadan, ayaküstü ne kadar rahat yalan söylediğine, bu arada gözlerinin nasıl fırıl fırıl döndüğüne şahit olunca..
Teşhisi yapmıştım..
“Bu adam Sülün Osman’ın 2019 versiyonu..”
Sülün Osman, Galata Kulesi’ni saf vatandaşlara satmıştı.
“Bu kule benim, kuleye bakmak için bana para vermen lazım” diye saf vatandaşla pazarlığa girişmiş, sonunda da, “Bu kuleden çok para kazandım. Artık emekli olup, köyüme gidip dinlenmek istiyorum” ayağı ile.
Saf vatandaşa, “seyirlik ücreti” toplaması için, kendisininmiş gibi, Galata Kulesi’ni satmıştı..
Sadece kuleyi, değil, Galata Köprüsü’nü, Dolmabahçe Sarayı önündeki saati de, Sülün Osman, satacak saf vatandaşlar bulmuştu.
Ekrem İmamoğlu’nu, bu Sülün Osman’a benzetmiştim ama, şimdi sözümü geri alıyorum.
Bir adım ötesini söylüyorum.
Sülün Osman, sahibi olmadığı, ama gerçekte var olan bir kuleyi satmış..
Ama bu Ekrem, hem de dolandırıcılar kralı Sülün Osman’a, “gerçekte olmayan kule”yi satar..
Beni bu kanaate götüren ne?
Ekrem’in son icraatı..
“Biz pek bir icraatını göremiyoruz, hayrola ne yapmış” diyeceksiniz..
Yapmış, yapmış..
“Yapmama”yı yapmış..
Biraz karışık oldu, galiba..
O zaman açalım..
Ekrem İmamoğlu’nu, arkasında bir sahne, konuşma yaparken gördüğümde..
Sahneye yapılmış dekordaki yazıya gözüm ilişti..
Ne yazıyordu, dekorda?
“Silahtarağa İleri Biyolojik Atık Su Arıtma Tesisi ‘Temel Atmama’ Töreni” yazılı..
Okudum, bir daha okudum..
“Yok, bu kadarı da olmaz. Böyle bir törende, böyle bir fahiş hata yapılamaz.. ‘Temel Atmama Töreni’ diye bir şey olamaz.. ‘Temel Atma’ yazacaklarına.. İsraftan kaçınmak için, biraz ucuza kaçmışlar ama tercih ettikleri organizatör acemi çıkınca, “Temel Atma’ yazacaklarına, ‘Temel Atmama’ yazmışlar” diye düşündüm..
Bay Ekrem’in konuşmasını dinleyince..
Yanıldığını anladım.
Meğerse, tashih falan yokmuş.
Hata yokmuş..
Tören, bal gibi de, “temel atmama törneni” imiş!
Aman Yarabbi..
Ne günlere kaldık..
Adam, çok acil faaliyete geçirilmesi gereken bir arıtma tesisini, her şeyi hazır olduğu halde yapmıyor..
Yapmadığı ile kalmıyor..
Yapmadığı tesisi; yapmadığını ilan etmek için on binlerce liralık masrafa imza atıp, tören düzenliyor!
Pes, inanın ki pes..
Siz de inanmadınız, “Ali Bey de biraz abartıyor galiba” dediniz, değil mi?
O zaman, Bay Ekrem’in kendi ağzından, törende yaptığı konuşmayı aktarayım:
Bakın bakalım, bu Ekrem, Sülün Osman’a, olmayan kuleyi satar mı, satmaz mı?
Bay Ekrem konuşuyor:
“Adına ‘Temel Atmama Töreni’ dedim. Doğru. Literatüre ilk defa giriyor.”
Adam kendisi itiraf ediyor, ben daha ne diyebilirim ki?
Adam iş yapmıyor. Hizmet yapmıyor.
Yapmadığı iş için tören düzenliyor.
Yapmadığı icraat için tören düzenliyor..
Devam ediyor, aynı konuşmasında:
“Tesisin iptal edilmesiyle 1 milyar 525 milyon TL’lik maddi yük bertaraf edilmiştir.”
“Pes” demiştim ama..
O da az..
Bu kronik vaka Ekrem’in artık yeni müjdelerine, İstanbullular hazır olsunlar..
Yani bu adam, yarın şöyle bir tören düzenlerse, hiç şaşırmak gerekir:
“İstanbul Havalimanı metro çalışması için Arnavutköy temel atmama törenine hoşgeldiniz. Bu temeli atmıyoruz.. Literatüre ikinci defa giriyor. Birincisi, arıtma tesisi temel atmama töreni idi. Şimdi de, metro temel atmama töreni ile karşınızdayız. Bu hizmetimizle de, 2 milyar TL gibi muazzam bir maddi yük, bertaraf edilmiştir. İstanbullulara hayırlı uğurlu olsun..”
Devam edecektir bu Ekrem..
“İstanbul’un önemli caddelerinden birisi olan Basın Ekspres yolunu rahatlacak köprü çalışmasının temelini atmama töreninde sizleri misafir etmekten büyüm memnuniyet duyuyorum.. Bu temel atmama töreni ile, belediyemize 500 milyon TL’lik bir yük bertaraf edilmiştir. Hayırlı uğurlu olsun..”
Öbürsü gün bir başka müjde ile karşımıza çıkacaktır Bay Ekrem:
“Avrasya Tüneline kardeş tünel geçiti için temel atmayı yapmıyoruz, bunun için düzenlediğimiz törene hoşgeldiniz.. Bu temel atmama töreni ile, İstanbulumuza 3 milyar TL kazandırdık..”
Artık bu “temel atmama törenleri” böyle böyle sürüp gidecektir..
Yoksa..
Çevre ve Şehircilik Bakan Yardımcısı Prof.Dr. Mehmet Emin Birpınar’ın, “Dünyanın atıksuyu evde dahil kullanılabilecek seviyeye getirebilecek en ileri teknolojisi olan membran teknolojisiyle yapılacak İstanbul Silahtarağa’daki temeli atılmayan tesis, Türkiye’nin ilk, Avrupa’nın da en büyük kapasiteli membran arıtma tesisi olacaktı. Yani bu tesis, atık suyu yeniden işleyerek içilebilecek seviyeye kadar getirebilme teknolojisine sahip” diye tanımladığı tesisi yapmayan Ekrem’in, İstanbullulara hangi hizmeti layık göreceğini sanıyorsunuz ki?
Bay Ekrem..
İstanbul’a hizmet etmek için değil.
Hizmet etmemek için gelmiştir..
Ve bunun için de, “temel atmama törenleri” ile “hizmet etmeme” görevini layıkı ile yapmaya çalışmaktadır..
Hem hizmet etmemekte..
Hem de “hizmet etmediği”ni ilan ederek, yine masraf yapmakta..
Hani, eski yıllarda, hizmet etmeyen, sosyal demokrat belediye başkanları görmüştük ama..
“Hizmet etmediği”ni ilan etmek için masraf yapanı görmemiştik..
Nitekim şimdi, Bay Ekrem sayesinde..
Onu da görmüş olduk..
Darısı, İzmirlilerin, Ankaralıların başına..
Yorum Yazın