Türkiye gündeminin ana maddesi olan Musul ve Kerkük’le ilgili, geçmişte yaşanan can yakıcı bir basiretsizlik vakası gün yüzüne çıktı.
Sürekli Misak-ı Milli’den dem vuran CHP’nin, Ankara Anlaşması sırasında Türkmen şehirleri olan Musul ve Kerkük’ü, karşı tarafın teklifine rağmen Türkiye sınırlarına dahil etmediği ortaya çıktı. 1926 tarihli TBMM zabıtlarında yer alan can yakıcı basiretsizlik, CHP’li Dışişleri Bakanı Tevfik Rüştü Bey tarafından bizzat itiraf ediliyor...
Barzani’nin Kuzey Irak’ta düzenlediği illegal referandum sonrası yeniden Türkiye gündeminin ana maddesi olan Musul ve Kerkük’le ilgili, geçmişte yaşanan can yakıcı basiretsizliğin başrolünde CHP var. Misak-ı Milli sınırları içerisinde yer alan, Türkmen soydaşlarımızın yoğunlukta olduğu ve petrol/doğalgaz rezervleriyle bilinen Musul ile Kerkük şehirleri, 5 Haziran 1926’da imzalanan Ankara Anlaşması ile Irak’a teslim edilmişti. Büyük tartışmaları da beraberinde getiren, maddeleri ile hâlâ gündemde olan Ankara Anlaşması sürecinde uzun toplantılar yapılmış, geniş çaplı tartışmalar yaşanmıştı. O süreçte vuku bulan tarihi bir hadise, dönemin Dışişleri Bakanı Tevfik Rüştü Bey tarafından Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde bizzat aktarıldı. Derintarih dergisinin 67. sayısında neşredilen 7 Haziran 1926 tarihli TBMM Zabıt Ceridesi’ne yansıyan ifadelerde, dönemin CHP iktidarının 247 sene boyunca Osmanlı’nın vilayeti olan Musul’u nasıl sattığını gözler önüne seriyor.
“MUSUL’U VERDİLER AMA BİZ ALMADIK!”
Zabıt tutanağına göre; Dışişleri Bakanı Tevfik Rüştü Bey, 5 Haziran 1926’da imzalanan Ankara Anlaşması’nın 2 gün sonrasında, 7 Haziran’da TBMM’de konuya ilişkin açıklamalarda bulunuyor. Kürsüye çıkan CHP’li Tevfik Rüştü, ilk olarak, “Arkadaşlar, bugün huzuru tetkik [inceleme] ve tasvibinize [onayınıza] arz ettiğim Türkiye Irak hudut ve iyi komşuluk muahedenamesi [anlaşması] hudut inzibatına mütedair [üzerine] tanzim edilen [sıraya konulan] bir kaç maddeyi ihtiva [kapsayan] ve Brüksel hattı hududunu hattı kati olarak ifade etmektedir” diyor. Bu ifadelerin ardından Bakan Tevfik Rüştü; Musul Vilayeti’yle ilgili şu sarsıcı sözleri kullanıyor:
“Şurasını da derhal arz etmeye mecburum ki hudut üzerinde bize bin kilometre murabbaı [kare] miktarında lehimize tashihat [düzeltme] ilavesini teklif ettiler, esas davamızın böyle bir veyahut iki bin kilometrelik arazi davası olmadığını söyleyerek bu teklif olunan araziden de sarfı nazarla [vazgeçmekle] bütün Musul Vilâyetinden müstakil [bağımsız] Irak Devleti lehine feragati [vazgeçmeyi] prensiplerimize daha uygun bulduk.”
TÜRKİYE’Yİ HAPSEDEN ZİHNİYET BU
Ortadoğu coğrafyasının en ciddi petrol ve doğalgaz rezervlerini kapsayan Musul, Kerkük, İmadiye, Zaho, Duhuk, Akra, Sincar, Zibar, Revanduz, Köysancak, Raniye, Erbil ve Salahiye ilçelerini kapsayan Musul Vilayeti’nden Türkiye’nin nasıl vazgeçtiğini gözler önüne seren bu sözler tarihi bir hezeyan olarak arşivlerdeki yerini koruyor. TBMM Kütüphanesi’nde yer alan 1926 tarihli Zabıt Ceridesi; asırlarca dünyaya hükmeden, Selçuklu ve Osmanlı’nın bakiyesi olan Türkiye’nin 780 bin kilometrekarlik alana nasıl ve hangi zihniyet tarafından hapsedildiğini adeta haykırıyor.
Yorum Yazın