Parti içi rezaletlerin üzerine örtmek için, toplumsal kutuplaşma siyasetini güden CHP ve sözde kadın dernekleri, tek suçları parti saflarında siyaset yapmak olan taciz ve tecavüz mağduru kadınlara sahip çıkmıyor. Akit’e konuşan STK temsilcileri ve kadın hakları aktivistleri, “Toplum bu rezaletlere karşı susmamalı” dediler.
CHP’de taciz ve tecavüz vakası 17’yi bulurken, tepe yöneticilerin rezaletler karşısındaki suskunluğu 70. güne dayandı. Lafa geldiğinde kadın hakları konusunda mangalda kül bırakmayan zihniyetin, bizzat CHP teşkilatlarında tacize ve tecavüze uğramış kadınlarla ilgili tek bir açıklama yapmaması ise zihniyetlerinin kirliliğini gözler önüne seriyor. Parti içinde birbiri ardına patlayan tecavüz vakalarını gizlemek için hakaret dilini benimseyen Kılıçdaroğlu CHP’si ise maşeri vicdanda yargılanıyor. Akit’e konuşan Aile STK temsilcileri, CHP yönetimine tepki gösterdi...
Kadın hakları sözde kaldı
İlahiyatçı Yazar Şule Parmak, şunları dile getirdi: “CHP’de yaşanan taciz ve tecavüz skandalları ve buna karşı var olan sessizlik bu kesimin kadının yalnızca adını kullandıklarını gösteriyor. CHP içerisinden ve bu parti içindeki kadınlardan da herhangi bir karşı duruş görmemekteyiz. İslami camiada iftira olduğu belli haberlere bile linç kampanyası yürüten medya niçin şu an CHP-HDP’de yaşanan kadın istismarına karşı susmaktadır? Diğer taraftan feminist dernekler niçin kadınların bu zor durumlarında onların yanında yer almamaktadır? Kadına şiddet ve kadın istismarı herkesin dilinde şiddetle kınanmakta. Tüm partiler ve kadın dernekleri bunun karşısında olduklarını iddia etmekteler. Lakin bilhassa son dönemlerde CHP’de yaşanan taciz ve tecavüz skandalları ve buna karşı var olan sessizlik bu kesimin kadının yalnızca adını kullandıklarını gösteriyor. Üstelik bu tavırları olayların örtbas edilmesine ve zararın sürmesine yol açmakta. Gerçekten kadının yanında olmak onun izzetine ve iffetine sahip çıkmak herkesin vazifesidir”
En yüksek perdeden tepki şart
Aile Bilim Kültür ve Eğitim Derneği Başkanı Adnan Kalkan da şunları ifade etti: “Son zamanlarda feminist tutumla nikahlı evliliklere acımasızca saldıran malum kadın dernekleri bir siyasi partinin içindeki tecavüz ve tacize ses etmiyor. Acaba tecavüze uğrayan kadın mı değil, kendileri kadın savunucu mu değil yoksa kadınına göre muamele mi yapılıyor? Her kadın ya annedir ya kız kardeştir ya da eştir. Cennetin ayakları altına verildiği ve insanlığın anası olan kadını korumak dini bir vazife, insani bir görev ve herkese sorumluluktur. Adalet herkes için adalet. İslam’ın insan haklarına verdiği önem kadın olsun, erkek olsun malumdur. İnsan hakkı nasıl ki dil, din, ırk gözetmeksizin her insan için geçerliyse, kadın hakkı da her kadın için geçerlidir. Zulme uğrayan her kadını zulümden kurtarmak gerektiği gibi, taciz ve tecavüze uğrayan her kadına gerekli yardım yapılmalıdır. Siyasi ve bürokratik hiç bir ayrıcalık söz konusu olamaz” dedi.
Kaynak:yeni akit
Yorum Yazın