Türk DEGS Başkanı, müstafi Tümamiral Cihat Yaycı, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Duyunca, 'Bu da nereden çıktı?' diyeceksiniz" ifadeleriyle duyurduğu müjdeye ilişkin görüşlerini paylaştı.
Rusya-Ukrayna kriziyle birlikte Avrupa ülkelerinin doğalgaz ve petrol konusunda Moskova'ya olan bağımlılığı büyük endişe unsuru haline geldi. Gaz satışı karşılığında ruble ile ödeme isteyen Rusya'nın Avrupa'ya gaz şantajı, özellikle Almanya ve Fransa'nın alternatif boru hatları konusunda uyanmalarını sağladı.
Bu ortamda geçtiğimiz günlerde İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog'un Ankara ziyareti, tüm gözleri yeniden Doğu Akdeniz'e çevirdi. Avrupa'yı Rusya'ya yönelik bağımlılıktan kurtaracak projenin Türkiye ile İsrail arasında devreye alınacağı beklentisi oluştu.
Denizdeki gazın Güney Kıbrıs üzerinden Girit ve Yunanistan'a EastMed projesiyle taşınması planı suya düşünce en ekonomik yol durumundaki Türkiye güzergâhı yeniden gündeme alındı.
Ankara ile Tel Aviv anlaştığı takdirde sahil hattından kuzeye doğru ilerleyerek Ceyhan ya da Mersin'e bağlanacak boru hattı, İsrail açıklarındaki gazı Türkiye'de kurulu sistem üzerinden Avrupa'ya taşıyacak.
DENİZ YETKİ ANLAŞMASI İMZALANSIN
Müstafî Tümamiral Cihat Yaycı, Doğu Akdeniz gazının Avrupa'ya nakli konusunda Türkiye ile İsrail arasında bir anlaşma imzalanması halinde Ankara'nın önüne iki önemli fırsat açılacağından bahsetti.
Haber7.com için yaptığı değerlendirmede Doç. Dr. Yaycı, boru hattının muhakkak Kıbrıs doğusundan geçirileceğini hatırlatarak "Hat hem KKTC münhasır ekonomik bölgesinden geçirilmeli hem de Türkiye İsrail'le deniz anlaşması imzalamalı" dedi.
KKTC münhasır ekonomik bölgesinden (MEB) geçecek boru hattı için İsrail'in Yavru Vatan'dan izin alacağını, böylelikle Kıbrıs'ta iki devletli çözüm konusunda büyük bir avantaj yakalanacağını bildiren Yaycı, aksi halde boru hattının Türkiye istikametinde ilerlerken Lübnan ve Suriye açıklarından geçeceğini, dolayısıyla bu ülkelerden izin almak gerekeceğini kaydetti. Yaycı şunları söyledi:
KKTC'YE DOĞALGAZ İMKANI VE GELİR KAYNAĞI
"Önce KKTC'ye bir münhasır ekonomik bölge ilan ettirmeliyiz. Ve bu hat KKTC MEB'i üzerinden geçmelidir. Aksi takdirde biz bunu istemezsek bu bizim zararımıza olur, faydamıza olmaz. Çünkü bunlar giderler Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nden izin isterler. Ya da adanın dışından geçirmeye kalkarlar; Lübnan ve Suriye'den izin isterler. Ne diye Suriye ve Lübnan'dan izin istesinler? Bizim elimize böyle bir fırsat geçmişken bu güzergâhı KKTC'ye doğru çektirmeliyiz. KKTC'ye de buradan bir gelir talep etmeliyiz. En azından oraya doğalgaz verilmesi vs gibi imkanlar."
HEM İSRAİL HEM FİLİSTİN HEM MISIR KAZANIR
"İkinci önemli husus şudur: Madem İsrail'le ilişkiler gelişiyor. Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin uluslararası hukuka aykırı olarak Türkiye'yi yok sayarcasına ve İsrail'in haklarını da yok sayarcasına imzaladığı deniz yetki alanları sınırlandırma anlaşmasının iptal edilmesi, bunun yerine hem İsrail'in hem Türkiye'nin kazanacağı şekilde Libya'dakinin aynısının simetrisi olacak şekilde, Ankara ile Tel Aviv arasında bir deniz yetki alanları sınırlandırma anlaşması imzalanmalıdır. Bu durumda hem İsrail kazanır hem Filistin kazanır hem Mısır kazanır hem Türkiye kazanır. Buna ne Mısır ses çıkarır ne İsrail itiraz eder, çünkü İsrail, Kıbrıs adası büyüklüğünde bir deniz alanı elde edecek. Filistin ise kara alanlarının 8-9 katı deniz ülkesine sahip olacak. Bu oyunu iyi kurmak lazımdır. Tarihi bir fırsat gelmiştir elimize."
DUA EDİYORUM, İNŞALLAH O BÖLGE OLUR
"Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 'Bu nereden çıktı diyeceksiniz' şeklinde duyurduğu müjdenin Doğu Akdeniz'le ilgili olmasını bekliyorum. İsrail'le yapılacak bir anlaşmayla birlikte Doğu Akdeniz'de Türkiye'ye yönelik baskılar ortadan kalkacaktır. Türkiye'nin Doğu Akdeniz sorunu ortadan kalkar. Bu büyük bir stratejik hamledir. Umuyorum, dua ediyorum, inşallah böyle bir müjde olur."
Kaynak:trhber
Yorum Yazın