İslam İşbirliği Teşkilatı, Kudüs gündemi ile İstanbul'da toplandı. Zirvede ABD ve İsrail politikalarına tepki gösterilmesi bekleniyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın geçen hafta yaptığı çağrı sonrasında, 57 İslam ülkesinin oluşturduğu İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) bugün İstanbul’da Kudüs gündemi ile olağanüstü toplandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, zirvede yaptığı konuşmanın satırbaşları şöyle:
"HİÇBİR ÜLKE KUDÜSTE BÜYÜKELÇİLİK BULUNDURMAZ"
"Kudüs'ün kadim sokaklarında birkaç dakika dolaşan herkes oranın işgal altında olduğunu anlayacaktır.Zaten işgal altındaki bu şehirle ilgili kararın açıklanmasında hiçbir hükmü olamaz. ABD'nin veto yetkisine sahip olduğu BMGK'nin aldığı karara göre, hiçbir ülke Kudüs'te büyükelçilik bulunduramaz. Nitekim Amerika'nın bu hukuksuz kararına, sadece Kudüs'ü işgal altında tutan İsrail destek vermiştir. Bu kararı kabul etmeyen ülkelere teşekkür ediyorum. Papa başta olmak üzere görüştüğüm tüm liderlerle Kudüs konusundaki bu kararlılık teyit edilmiştir. İslam ülkeleri de en açık şekilde Kudüs'le ilgili bu kararı külliyen reddetmiştir. İslam İşbirliği Teşkilatı Dönem Başkanı olarak aynı gün İslam ve dünya kamuoyuna çağrıda bulanarak ABD'nin bu kararının hükümsüz olduğunu bildirmiştim.Şiddet yerine barışı isteyen taraf olduğunu defalarca kanıtlayan Filistinlilerin, bu kararla cezalandırılmak istendiği anlaşılıyor."
"KUDÜS İŞGAL ALTINDA"
"ABD'nin başkanı 6 Aralık'ta uluslararası hukuku hiçe sayan bir tutumla Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanıdığını açıklamıştır. Uzun söze gerek yok, Kudüs'te birkaç dakika dolanaşan herkes orasının işgal altında olduğunu anlayacaktır. İşgal altında olan şehirle ilgili böyle bir kararın açıklamasının hiçbir hükmü olamaz."
"BU HUKUKSUZ KARARA SADECE İSRAİL DESTEK VERMİŞTİR"
"ABD'nin bu hukuksuz kararına sadece İsrail destek vermiştir. Bu gayri meşru karara tepki gösteren herkese teşekkür ediyoruz. Sayın Papa dahil olmak üzere şu ana kadar yaptığım tüm görüşmelerde Kudüs ile ilgili bu kararlı duruş teyit edilmiştir. ABD'nin Kudüs ile ilgili kararını İslam ülkeleri de ilk andan itibaren ve en açık şekilde ABD'nin Kudüs kararını külliyen reddetmiştir. Bu karar şiddet yerine barışı isteyen Filistinlilerin cezalandırılmaları anlamına geliyor."
"İSRAİL BİR TERÖR DEVLETİDİR"
"1947'den günümüze Filistin toprakları bu hale getirildi. 'Erdoğan nasıl böyle söylüyorsun' Nasıl söylemeyeyim? 14 yaşında çocukları o teröristler alıyor gözaltına, demir kafeslerin içine yığıyorlar.
14 yaşında çocuklar 20 kadar asker tarafından gözleri bağlanıyor ve 14 yaşında çocuk dipçikleniyor. Diğer tarafta bir yavru, bir kız çocuğu, annesi yavrusuna sarılıyor ve o tabloda bakıyorsunuz anne dipçikle dövülüyor ve o çocuk elinden alınıyor.Yani bu terörist değil de, işgalci değil de nedir, bunun izahı var mı?
"EY TRUMP SANA DAHA NEYİ ANLATAYIM"
İnsan olan vicdan sahibi olan buralardan gerekli dersi almalı. Bunu ispat etmek için ey Trump sana daha neyi anlatayım. İsrail yaptığı tüm terör eylemleri için adete ödüllendirilmiştir. Bu ödülü veren tek başına da olsa Trump'tır. ben yaptım oldu demekle dünyada hiçbir şey olmuyor. 196 dünya ülkesinin buna karşı tavır alacağına inanıyorum.
"HAKLIYSANIZ GÜÇLÜSÜNÜZDÜR"
Bol miktarda silahlarınız uçaklarınız olabilir ama bunlar sizin güçlü olduğunuzu ifade etmez. Haklıysanız güçlüsünüzdür. ABD terörizimle yoğun mücadele yürütüldüğü dönemde tüm fanatiklerin ekmeğine yağ sürmüştür.
Kuzey Suriye'ye 4 bin TIR'ı aşkın silah neden getirildi? Orada bulunan terör örgütlerine bu destek veriliyor. Kudüs kararıyla ABD ve tüm insanlığa tehdidin kapılarını açmıştır. Filistin meselesine adil ve sürdürülebilir bir çözüm bulunamadan istikrardan söz edilemez.
Hepimizin geleceğini ilgilendiren bu duruma seyirci kalamayız. ABD'nin Kudüs kararı hukuku ciğnemenin yanında medeniyetimize indirilmiş ağır bir darbedir. Kudüs'ün mahremiyetini hiçe sayan kararları alanların Kudüs'ten alacakları çok dersler vardır.
"KUDÜS KIRMIZI ÇİZGİMİZDİR"
Buradan hakkaniyete sahip çıkan tüm ülkeleri Kudüs'ü Filistin devletinin işgal altındaki başkenti olarak tanımaya davet ediyorum. İslam dünyası olarak bağımsız Filistin talebinden asla vazgeçmeyeceğiz.
Bir kez daha ifade ediyorum ki Kudüs bizim kırmızı çizgimizdir.
İşgali devam ettiren devlet kabul görürken barış isteyen tarafın tanınmıyor olmasının makul sebebi yoktur. ABD'nin bu açıklamasından sonra barış zemini başka türlü canlı tutulamaz. Sözde iki devletli çözümü savunurken uygulamada İsrail'in bu çözümü yok sayması kabul edilemez. Filistin'in uluslararası anlaşmalara dahil olma süreci hızlandırılmalıdır.
Bugün buradan bunun çıkması gerekmektedir. Mesuliyet sahibi herkesin maddi ve manevi tüm imkanlarını kullanmasını istiyoruz. ABD'yi attığı bu son derece yanlış adımdan geri dönmeye davet ediyoruz. Kendini barış sürecinde diskalifiye eden ABD'nin yerine uluslararası toplumdan sorumluluk üstlenmelerini istiyoruz."
Yorum Yazın