Darbe girişiminin yaşandığı 15 Temmuz günü Akıncı Üssü'ne gelerek darbecilere karşı koyanlardan 38 yaşındaki öğretmen Derya Obacıklı, yeni adıyla Mürted Hava Meydan Komutanlığı nizamiyesi önünde duygularını anlattı.
Obacıklı, "Bir yıl sonra aynı yere gelmek karmaşık duygulara yol açtı. Yine yaşadığım tek duygu gururdu. O gün, tekrar gözümün önünden geçti. Bu hainlere tarihimizde olduğu gibi şimdi de daha sonra da hiç bir zaman meydan vermeyeceğimizi ve kanımızın son damlasına kadar mücadele edeceğimizi içimden geçirdim." dedi.
Darbe girişimi gecesi Genelkurmay Başkanlığı önünde FETÖ'cülere direnen ve helikopterden açılan ateş sonucu vücuduna isabet eden şarapnellerle yaralanan 62 yaşındaki emekli memur Kerim Eren ise duygularını, "Bugün vatan yine tehlikede olsa, ben yine aynı şekilde vatanı savunmak için sokağa çıkarım. O tankların, uçakların karşısında yine daha büyük bir iştahla direnirim." sözleriyle anlattı. Eren, şarapnel parçalarından bazılarını hala vücudunda taşıdığını da söyledi.
15 Temmuz günü, İstanbul Atatürk Havalimanı'nda gazi olan 43 yaşındaki makine teknisyeni Mehmet Bostan, ‘’ Allah bize öyle bir görevlendirme verdi ki bazılarımız tankların üstüne, bazılarımız pistlere, bazılarımız kulelere dağıldık. Ben orada askerlerin açtığı ateş sonucu yaralandım. Havalimanını her kullandığımda o anlar gözümde tekrar canlanıyor ve nutkum tutuluyor, heyecanlanıp o günleri tekrar yaşıyorum‘’ dedi.
Jandarma Genel Komutanlığı’nda Tevfik Akkan şehit, çocukları Naif (sağda) ve Emrah Akkan (solda) ise gazi olmuştu. Naif Akkan, o gece bir sivilin tankın üzerindeki askerlere "ateş" emri verdiğini, yanındaki arkadaşının ve kardeşinin yaralandığını anlattı. Akkan, babasının da şehit olduğu anlara ilişkin duygularını, “Yüzümden kurşun yedim ve sırtüstü düştüm. O anda babamı gördüm. O ve kardeşim de düşmüştü, kalkmaya çalışıyorlardı. Sağda solda herkes düşüp, yere yıkılıyordu. Babam kafasına aldığı üç kurşun ile şehit oldu, 61 yaşındaydı. Gece yatamıyoruz, 3'e kadar ayaktayız. Çünkü olay hala bitmedi. İçimizde hala hainler var.” sözleriyle ifade etti.
15 Temmuz Şehitler köprüsüne gelerek yaralanan 44 yaşındaki Hasan Genç, ‘’O gece bana kıyamet gibi geldi. İnsanların bu şekilde üzerine mermi sıkılması, bize büyük bir şok etkisi yaptı. Çünkü kendi askerimizin bize ateş edeceğini düşünmüyorduk; beni en çok yaralayan da bu oldu ama gördüm ki bu millet öyle mermiden, ölümden korkan bir millet değil. Söz konusu vatan olunca gerçekten gerisi teferruat‘’ dedi.
15 Temmuz günü 33 yaşındaki Din Kültürü Öğretmeni Enes Alacayaka, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nin yanındaki Millet Camiisine gelerek yaralandığını belirtti. Alacayaka, ‘’Biz bu kadarını beklemiyorduk. Gelip, Ya Allah Bismillah deyip Külliyemize namahrem eli değdirmeyiz, önce bizi vurmalısınız dedik. Bizim sadece iman dolu yüreğimiz, Allah ve Kuran'ımız vardı‘’ dedi.
Bombalanan Özel Harekat Daire Başkanlığında yaralanan isimlerden birisi de 49 yaşındaki polis memuru Gökhan Özken. O akşam evde olduğunu ve darbe girişimi haberlerinin ardından Gölbaşı Özel Harekat Daire Başkanlığına gittiğini belirten Özken, bombanın etkisiyle belinden ve ayaklarından yaralandığını anlattı. Gökhan Özken, "Vatanımız için bayrağımız için ezanımız için Çanakkale'dekiler gibi Malazgirt’tekiler gibi bu kutsal topraklarımızı hainlere vermeyiz. Bütün vatan için çarpışan askerlerimize ve polislerimize, yerin altındaki ve üstündeki büyüklerimize karşı başımız dik duracak şekilde emanetlerine sahip çıkacağız." diye konuştu.
TBMM Koruma dairesinde polis memuru olarak görev yapan 32 yaşındaki Mahmut Sayar, o günü anlatırken şu ifadeleri kullandı, ‘’Gece 02.35 sıralarında meclise atılan ilk bombada başımdan yaralandım. Bu hainlerle mücadelede, yani belki şer denilebilir ama bu şerden iyi bir hayır çıktığını düşünüyorum. Milletimiz de iyi bir irade ortaya koydu ve çok şükür bugünlere geldik. Ben o günün gururunu ve onurunu taşıyorum‘’ dedi.
TRT Genel Müdürlüğüne gelen ve yaralanan 23 yaşındaki Muhammet Enes Topcu, ‘’ Vurulduğumda şehit oldum zannettim. O duygu insanın içine doğuyor fakat Allah şehitlik nasip etmedi, gazi olduk. Tabi darbe nedir, ne değildir bilmiyorduk yaşımız itibariyle, ama öğrenmiş olduk. O gece yaşadıklarımız her gün rüyalarımıza giriyor, hiç unutmayacağız. Ölene kadar da çocuklarımıza olsun, torunlarımıza olsun anlatacağız‘’ dedi.
Türksat’ta yaralanan 40 yaşındaki Ferhat Derecik, o akşam TÜRKSAT’a çağrıldıklarını belirterek, ‘’Darbeci askerlerin burayı ele geçirdiğini öğrendik ve içeri girerken aracımız sorgusuz sualsiz tarandı. Bu esnada araçta bulunan daire başkanımız ve çalışma arkadaşım şehit oldu. Bende arka koltukta oturduğum için yaralı olarak kurtuldum. Bana olay daha dün yaşanmış gibi geliyor. Şirkete her giriş ve çıkışlarımda şehit olan daire başkanımızla ve çalışma arkadaşlarımla karşılaşacakmışım gibi hissediyorum. Hala çalışma ofislerine gidemiyorum. Acımızı içimizde yaşıyoruz fakat yıkılmadık, ayaktayız‘’ dedi.
Yorum Yazın