Hükümete istediği gibi ayar verdiği o güzel(!) günlerin özlemiyle TÜSİAD, 28 Şubat devrini andıran bir başkaldırıya imza attı. İstanbul Dükalığı'nın yeni sözcüsü Orhan Turan, "Türkiye yeni küresel sisteme boyun eğsin", "AB yolunda tepede tırnağa dönüşsün", "İsveç ve Finlandiya'ya direnmesin", "İstanbul Sözleşmesi'ni yeniden hayata geçirsin" şeklinde dayatmalarla dolu konuşmasında bir tek LGBT haklarından bahsetmedi.
TÜSİAD'ın yeni başkanı Orhan Turan siyasete hızlı girdi. 1979 yılında Bülent Ecevit hükümetini gazete ilanlarıyla deviren, Turgut Özal reformlarına karşı statükoyu savunan, Refah-Yol hükümetini ise 28 Şubat 'post-modern' darbesiyle vuran TÜSİAD, siyaseti dizayn ettiği eski günlerin özlemiyle ilginç bir hamlede bulundu.
TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Toplantısının ardından kameraların karşısına geçen işadamı Orhan Turan, CHP Genel Merkezi'nde hazırlanmış izlenimi veren skandal bir konuşmaya imza attı. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve kabinesinin uygulamalarını sert biçimde eleştirirken Türkiye'yi 'küresel düzene boyun eğmeye' çağıran Turan, iktisat biliminin kurallarından bahsetti.
Turan'ın ifadeleri, TÜSİAD'daki selefi Simone Kaslowski'nin 'iktisat biliminin kuralları'nı hatırlatıp hükümeti yüksek faize çağırdığı açıklamayı hatırlattı. Kaslowski'nin faiz artırımına davet bildirisinden hemen önce CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile görüştüğü ortaya çıkmıştı.
YENİ SİSTEME SAKIN DİRENME, UYUM SAĞLA
Kaslowski'nin aralık ayında hükümete seslenmesinden 6 ay sonra bu kez sahneye 'yeni başkan' Orhan Turan çıktı. Büyümenin, cari fazlanın ve yüksek ihracatın kalkınma için yeterli olmadığını, Türkiye'nin fakirleşerek büyüdüğünü savunan Turan, küreselleşmenin yeni bir versiyonuna geçildiğini ve Türkiye'nin yeni kurulan sisteme direnmemesi gerektiğini söyledi.
Turan, "Küresel güvenlik mimarisinin yeniden inşa edileceği bir kurucu andayız. Türkiye Batı sistemi içinde önemli roller oynaması kendisinden beklenen bir ülkedir. Türkiye; bu kurucu anda alınan kararlara, izlenen çizgiye tepki veren bir ülke değil, yeni yapılanmaya aktif katkıda bulunan, düzen şekillenirken kendi görüşlerini bu yeni yapının harcına yerleştiren bir ülke ve bölgesel güç olmalıdır" dedi.
İSVEÇ VE FİNLANDİYA'YA SAKIN DİRENME, ONAY VER
İsveç ve Finlandiya'nın NATO üyeliği konusunun karşılıklı müzakere ve anlayış içinde çözülmesi gerektiğini, Avrupa ile ilişkilerin de sığınmacı meselesine indirgenmemesi lazım geldiğini ileri süren Turan, bu kıtayla 'güven ilişkisi kurulması'nın öneminden bahsetti. Turan, Türkiye'ye ambargo uygularken aynı zamanda terör örgütlerine destek veren Avrupa ülkeleriyle güven ilişkisinin nasıl kurulabileceği konusunda detay vermedi.
TÜRKİYE'Yİ ÖYLE BİR DÖNÜŞTÜR Kİ AB'YE UYSUN
80'li yılların politikacılarını aratmayan konuşmasında 'AB ile ilişkilerin düzelmesi için Türkiye'nin dersine iyi çalışması gerektiği' mesajı veren Turan, "AB ile ilişkiler konusu salt ekonomik toparlanmaya bağlanacak bir mesele değildir. Türkiye’nin potansiyelini sonuna kadar kullanacağı bir noktaya gelinmesi aynı zamanda anayasamızdaki demokratik, sosyal, laik, hukuk devleti tanımlamasına tam anlamıyla uygun bir yönetim yapısı kurmaya bağlıdır" dedi.
GELENEK VE CİNSİYET YOK, TEK GERÇEK SOROS!
Gençlerin gelecekle ilgili derin kaygıları bulunduğunu ileri süren Orhan Turan, ülkelerin yerel örf, adet ve geleneklerini reddederek bunların yerine bir tek doktrin dayatan Sorosçu kavramların çığırtkanlığını yapmaktan çekinmedi. Türkiye'de kadın haklarının korunduğu yasalar hiç yokmuş gibi davranan ve kadınların hayatın her alanında olduğu gerçeğini görmezden gelen Turan, konuşmasının sonunda 'İstanbul Sözleşmesi' diyerek ağzındaki baklayı çıkardı:
"Cinsiyetçi ayrımların toplumları ne denli geride bıraktığının, kadınların toplumsal ve ekonomik hayata katılmalarının, yüksek eğitim seviyelerine ulaşmalarının ne denli önemli olduğunun iyice anlaşıldığı bu çağda Türkiye’nin bu konularda geriye gitmesi kabul edilemez. İstanbul Sözleşmesi'ne geri dönülmesi gerektiğini düşündüğümüzü de bir kez daha tekrar edeyim."
Orhan Turan'ın 'İstanbul Sözleşmesi' derken LGBT'den bahsetmeyi unutması herkesi şaşırttı.
ERDOĞAN SERT TEPKİ GÖSTERDİ
İstanbul Dükalığı'nın yeni sözcüsü Turan'ın bu skandal mesajlarına Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın tepkisi sert oldu. Erdoğan, "Siz kimsiniz bize ders veriyorsunuz? Dış politikada sen bize ders veremezsin. Sen daha kalfa bile olamadın. Haddini bil. Sizden önce gelen ağababalarınız da aynı kafadaydı. Böyle giderse bu iktidarın kapğısını çalmayın. CHP ne sufle ediyorsa siz de onu diyorsunuz. Öyle ise bu kapı yerli ve milli duruş sergileyene açıktır. Yerli ve milli duruş sergilemeyene kapalıdır" ifadelerini kullandı.
1979 NİSAN'INDAKİ O BİLDİRİLER UNUTULMAZ
1979 yılı nisan ayında, Feyyaz Berker başkanlığındaki dönemin TÜSİAD'ı, 'Gerçekçi çıkış yolu' başlığı altında gazetelere ilan vererek topluma Ecevit hükümetinin ekonomiyi yönetmekte aciz kaldığı propagandasını yapmıştı. Başbakan Bülent Ecevit'e her zaman ulaşabilme ve görüş aktarma imkanı bulunmasına karşın TÜSİAD'ın gazete ilanıyla böyle bir yönteme başvurması -42. Hükümet'in 12 Kasım 1979'da son bulduğu da göz önüne alındığında- 'iktidara yönelik kalkışma' olarak algılandı. Ünlü Güneş Motel olayı sonrası kurulan Ecevit hükümetinde Başbakan Yardımcısı Turhan Feyzioğlu, İçişleri Bakanı Hasan Fehmi Güneş ve Enerji Bakanı ise Deniz Baykal'dı. Ecevit hükümeti döneminde de Türkiye ekonomik sorunlar yaşıyordu ve ABD ile ilişkiler düşük yoğunluklu bir kriz halindeydi.
Kaynak:trhber
Yorum Yazın