Güney Kore'den çıkarak neredeyse tüm dünyayı etkisi altına alan K-Pop, Türk gençlerden de büyük ilgi görüyor. Konuya ilişkin konuşan Uluslararası Sosyal Medya Derneği Başkanı Said Ercan, "Bu şekilde her ülkeye girip kültürel ve ekonomik operasyonlar gerçekleştirdi. Bundan dolayı birçok ülke K-Pop’ı yasakladı.” ifadelerini kullandı.
Güney Kore’den yayılarak dünya gençlerini etkisi altına alan, İngilizce’de Korean Pop’ın kısaltması olan “K-Pop” gruplarının, yaşattığı kültürel dezenformasyonun etkileri her geçen gün artıyor. K-Pop gruplarının görseli oldukça renkli kliplerin yanı sıra, farklı giyimleri, dansları, imaj ve yaşam tarzları, hayran kitlesi tarafından sıkı takip edilerek rol model olarak benimseniyor. Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’deki gençler arasında da büyük ilgi görerek davranışları örnek alınan bu grup üyelerinin imaj ve davranışlarının “cinsiyetsizliğe” yönlendiriyor. Gençlere kültürel anlamda yıkıntı yaşatan bu grupların, ekonomilere olan zararlarını da Sosyal Medya Derneği (USMED) Başkanı Said Ercan ile konuştuk.
“K-POP bir projedir"
K-Pop projenin Güney Kore ekonomisini 1990’lardan sonra tekrar yükselişe geçirmek için planladığı bir çalışma olduğunu ifade eden Said Ercan, “K-Pop özellikle PSY’nin Gangnam Style parçasının dünyada milyarlarca izlenmesiyle tanınır hale geldi. K-Pop’ın devamı niteliğindeki BTS’de bilinirliği artırdı. Bu durum da küresel güçlerin dikkatinden kaçmadı.” diye konuştu. Küreselcilerin kazanana oynama politikasını hayata geçirdiğini söyleyen Ercan, “Küresel güçler BTS’yi kullanmaya başladı. BTS, Kore’de ilk defa İngilizce klip çıkardı. Doğudan gelen rüzgârı kullanarak tüm dünyayı etkilemeyi başardılar. Bu şekilde her ülkeye girip kültürel ve ekonomik operasyonlar gerçekleştirdi. Bundan dolayı birçok ülke K-Pop’ı yasakladı.” ifadelerini kullandı.
“Mutlaka lisanslı ürününüz olmalı"
K-pop’un bağımlılık yaptığını ve dinleyicilerin duygularını istismar ettiğini belirten Ercan, sözlerini şöyle sürdürdü: “BTS’nin sahibi olan BigHit şirketi, grup üyelerinin Kore’nin belli bölgelerinden topluyor. Şirket bu kişileri ağır şartlarda bir takım eğitimlerden geçiriyor. Bu şirketin zalim uygulamaları fanlar tarafından da biliniyor. Küreselciler de bunu kullanarak, fanları grup üyelerinin kendileri için eziyet çektiği halde müzik yaptığına inandırıyor. Fanlarda grup üyelerinin her türlü eziyete rağmen takipçileri için mücadele ettiğine inanıp daha fazla ürün olarak onlara sahip çıktıklarını düşünüyor.” “K-pop gruplarında yükselebilmeniz için sizin lisanslı ürününüzün olması gerekiyor.” diyen Ercan, “Bu gruplara dair Kore’den gelen afiş, kupa, tshirt, defter, dergi v.b ürünlere sahip olmalısınız. Örneğin BTS’nin fan kulübü ARMY’de yükselmek için daha fazla lisanslı ürününüzün olması gerekiyor. 10 tane lisanslı ürün sahibi kişini grup içindeki rozeti 9 tane olana göre daha yüksek oluyor.” bilgisini verdi.
“Kore'ye kazancı 7 milyar dolar"
K-Pop’ın Kore’ye yıllık 7 milyar dolarlık katkısı olduğunu belirten Ercan, bu getirinin kaybolmaması için ülke tarihinde ilk defa BTS üyelerinin dağılmaması için askerlikten muaf tutulduğunu söyledi. Ercan, “Bir şeyin içinde ekonomi varsa kimse ona karşı gelemez. Küreselciler K-Pop’ın içine ekonomi katıp onu legalleştirerek daha çok takipçiye ulaştırdı.” dedi. Küresel güçlerin K-Pop üzerinden Z kuşağını kullanarak siyaset üzerinde oyunlar planladıklarına işaret eden Ercan, “K-Pop siyasete etki etmeye başladı. Önümüzdeki seçimde dünyada ve Türkiye’de çok daha ciddi anlamda etki edecek. Örneğin CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, bir Twitter paylaşımında grup üyelere isim isim selam gönderiyor ve ben de K-Pop dinleyicisiyim diyor.” değerlendirmesinde bulundu.
“2 milyon Türk takip ediyor"
Küreselcilerin Türkiye’yi büyük bir pazar olarak gördüğü üzerinde duran Ercan, 2 milyon gencin K-Pop’ı takip ettiğini belirtti. Ercan, Türkiye’de bir özel televizyonda başlayan ve RTÜK tarafından incelemeye tabi tutulan “Maske kimsin sen?” yarışmasının ilk olarak Kore’de yapıldığını, bu programa BTS grubu üyeleri çıktığını belirterek, şuan programı savunan kesiminde yine aynı grubun sevenleri olduğunu ifade etti. Türkiye’de K-Pop’a dair ürünlerin satılmaması için neler yapılabileceğine açıklayan Ercan, “Devlet kamunun kültürel güvenliğini düşünerek bu ticaretin önüne geçebilir. Dezenformasyona sebep olacak ürünlere belirli yasaklamalar, stok politikaları uygulanabilir ve özel vergiye tabi tutulabilir. En azından bir nebzede olsa caydırıcılığı artırmış olur.” önerilerinde bulundu.
1) K-Pop projesi Güney Kore ekonomisini 1990’lardan sonra tekrar yükselişe geçirmek için hayata geçirildi.
2) K-Pop gruplarından birisinin takipçisi olarak sayılmak istiyorsanız mutlaka onlara ait ürünler bulundurmalısınız.
3) Dergi, afiş, kupa, tshirt, defter gibi meta ürünler sizin takipçiler arasındaki rütbenizi ve seviyenizi belirler.
4) Tüm ürünler orijinal ve lisanslı olmak zorundadır. Asla yan sanayi ürün kabul edilmez.
5) K-Pop üyelerinin giydiği, yediği ve içtiği her şey reklam barındırır.
6) Gruplara ait tüm ürünler kesinlikle Kore’den gelmelidir.
7) K-Pop grupları içerisinde önerilen dergiler üyeler tarafından alınmadığı takdirde diğer takipçiler tarafından dışlanır.
8) Sapkın takipçiler sasaengler Kore’ye gidip grup üyelerinin kaldığı otellerde kalıyor.
9) Sasaengler bu otellerde K-Pop üyelerinin dışkılarını dahi para karşılığında alıp satabiliyor.
10) Fanlar dünyanın hemen hemen her yerinde bulunan Kore bağlantılı kafelerde K-Pop buluşmaları düzenlenip, kendi ekonomilerine katkı sağlıyor.
‘Hıristiyanlaştırma projesi yürütülüyor’
K-POP gruplarına dair uyarılarda bulunan USMED Başkanı Ercan, “Bu grupların dünyanın birçok noktasında ve Türkiye’de bağlantılı oldukları kafeler ve restorantlar var. Fanlar buralarda gizli gizli partiler düzenliyor.” diye konuştu. Ercan, “Küreselcilerin çocukları Hıristiyanlaştırma projesi de var. Gençler kiliselerde K-Pop buluşması gerçekleştiriyor. 50 yılda Kore’nin yüzde 40’ını Hristiyanlaştıran Moon tarikatının da K-Pop üzerinden faaliyet yürüttüğü biliniyor.” dedi.
Kaynak:yeni akit
Yorum Yazın