Engin Ardıç bugünkü yazısında İstanbul'da Ekrem İmamoğlu talimatıyla apar topar kopyalama kararı alınan mahrem bilgilerle ilgili çarpıcı noktalara değindi. "Bu neyin dümeni?" diye soran Ardıç İmamoğlu'nun ilk icraatının perde arkasını okurlarıyla paylaştı. İşte Ardıç'ın yazısından öne çıkanlar;
İmamoğlu daha koltuğuna oturur oturmaz, ayağının tozuyla, belediyenin "veri tabanının kopyalanması" emrini verdi. Siftah. "Bismillah demeden" diyecektim, tövbe, bismillah da dedi.
Bunlar "mahrem bilgiler"... Askeri tesislerin yerleri, MİT binalarının adresleri falan...
Belediyenin "dışından", üstelik güvenlik araştırması da yapılmamış üç kişi getirmiş, onlara kopyalatmış.
Neden? İleride "hatıra" olur diye evine mi götürecek?
"Bilgi istemek bizim vazifemiz" demiş.
Bilgi istiyorsan açar bakarsın, arşiv senin elinde, "kopyalatmak" ne demek oluyor?
Kaldı ki MİT'in adresini öğrenip de ne yapacaksın?
Vali olsan anlarım da alt tarafı belediye reisisin...
"Gerektiğinde oradaki süreçlerin irdelenmesi adına" demiş.
Neyi irdeleyeceksin ve irdeleyip de ne yapacaksın?
"Verileri analiz" edecekmiş.
Nasıl yani?
"Arşiv çalışması" yapacakmış.
O arşiv zaten belediyede değil mi, kopyalamak ne iş?
Ne dümen peşindesin İmamoğlu?
***
İstanbul 4. İdare Mahkemesi, bu karanlık ve şüpheli işleme 'dur' dedi. (Ama onlar "henüz resmi tebligat gelmedi" deyip kopyalamayı harıl harıl sürdürüyorlar.)
Mahkemeye başvuruda bulunanlar, "verileri başka bir aklın kullanmasından yana endişemiz var" diyorlar.
Bir "üst akıl" mı bu, yoksa Pennsylvania aklı mı?
İkisi de aynı kapıya çıkıyor.
Sakın "Kandil aklı" olmasın?
Yoksa Kılıçdaroğlu, bir türlü sağını solunu öğrenemediği İstanbul'u daha yakından tanımak, "şu MİT dedikleri nerededir" öğrenmek mi ister?
O "başka akıl" bunları öğrenip de ne yapacak?
Bir darbe marbe olursa "el koyması kolay olsun" diye mi?
Yorum Yazın