Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ndeki 42. Muhtarlar Toplantısı'nda konuşuyor.
Erdoğan'ın konuşmasından satır başları:
Daha düne kadar 'muhtar bile olamaz' manşetleri ile siyasi hayatımızın sona erdirdiğini ima edenler, muhtarlık kurumunu aşağılayanlar, bu buluşmamızın ardından da şunu gördüler ki muhtarlar böyle aşağılanacak kurumlar, kişiler değil. Muhtarlarımızı üzenler beni de üzerler, o zaman ben de onları üzerim. Arkasında milletin olmadığı devlet adamı ayakta kalamaz. Milletin tam desteğini almış devlet adamının ise önünde duracak hiçbir beşeri engel yoktur.
BAE DIŞİŞLERİ BAKANI'NA ÇOK SERT TEPKİ
Ecdadımız 1000 yıl boyunca Kudüs'ü ve tüm İslam coğrafyasını korumuştu. 1. Dünya Savaşı bir kez daha yüzleşmemizin, Kurtuluş Savaşı ise önümüzde yeni bir dönem açışımızın adıdır. 1. Dünya Savaşı'nın üzerine hala yeteri kadar çalışılmamış pek çok destanı vardır. Bunlardan biri İngilizlerin Kut'ül Amare'de büyük hezimete uğratılmış olmasıdır. Bugünlerde birilerinin büyük bühtanı ile hatırladığımız bir başka destanımız da bizim Medine müdafaamızdır. Zalimlerin safında yer almayı maharet sananların Medine müdafaasını ve onun büyük kahramanı Fahrettin Paşa'yı hedef almaları boşuna değildir. Medine müdafaası İslam'ın ve onun büyük Peygamberinin, adının, sembollerinin nasıl korunması gerektiğini gösteren ibretlik bir hadisedir. Fahrettin Paşa, bugün Bulgaris'tan sınırları içinde yer alan Rusçuk'ta doğmuştur. İstanbul'a gelmiş, harp okulunu bitirdikten sonra odruya katılmıştır. Musul'da, Urfa'da Ermeni isyanlarının bastırılmasında görevler üstlenmiştir. 1916'da Medine'ye tayin edilen Fahrettin Paşa 1919'a kadar korunmasını üstenmiştir. Ey bize bühtanda bulunan zavallı senin ceddin neredeydi. Fahrettin Paşa'nın 2 yıl 7 ay süre ile müdafaa ettiği Medine'de yaptığı işler, direniş takdire şayandır. Utanmadan, sıkılmadan Erdoğan'ın ecdadının mukaddes emanetleri oıradan çalarak İstanbul'a getirdiklerini söyleyecek kadar hezayan içinde olan zavallılar, oradaki işgale gelenlerden onları korumaktır, şehit olmak adına.
Fahrettin Paşa, bugün Bulgaristan sınırları içinde yer alan Rusçuk'ta doğmuştur. İstanbul'a gelmiş, harp okulunu bitirdikten sonra odruya katılmıştır. Musul'da, Urfa'da Ermeni isyanlarının bastırılmasında görevler üstlenmiştir. 1916'da Medine'ye tayin edilen Fahrettin Paşa 1919'a kadar korunmasını üstenmiştir. Ey bize bühtanda bulunan zavallı senin ceddin neredeydi. Fahrettin Paşa'nın 2 yıl 7 ay süre ile müdafaa ettiği Medine'de yaptığı işler, direniş takdire şayandır. Utanmadan, sıkılmadan Erdoğan'ın ecdadının mukaddes emanetleri oıradan çalarak İstanbul'a getirdiklerini söyleyecek kadar hezayan içinde olan zavallılar, oradaki işgale gelenlerden onları korumaktır, şehit olmak adına. Paşa, mukaddes emanetleri 2 bin kişilik koruma gücü ile İstanbul'a göndermiştir. İşgalci güçlerin eline geçmesini, görkemli müzelerde sergi malzemesi haline dönüşmesini engellemiştir. Bu emanetler İstanbul Topkapı Müzesi'nde. Batıdaki o malum yerlerde akıbeti belli olmayan yerlere mi gitseydi. Çünkü bunların kafası batıcı da onun için bu saldırıyı başlattılar. Fahrettin Paşa tüm enerjisini Medine'nin korunmasına vermiştir. Fahrettin Paşa Medine'yi 2 yıl 7 ay savunmuştur.
"STRATEJİ İÇİN "HER ŞEY AMERİKA İÇİN" DEMEK MÜMKÜNDÜR"
ABD geçtiğimiz günlerde kendi güvenlik stratejisini açıkladı. Bu strateji için "Her şey Amerika için" demek mümkündür. Biz kendi stratejimizi şöyle açıklayabiliriz. Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet, bizim güvenlik stratejimiz de bu.
Milli birliğimize, egemenliğimize, haklarımıza saygı duyan herkesle birlikte yol yürümeye hazırız. Bu değerlerimizden herhangi birine el uzatanın elini kırmak da bizim boynumuzun borcudur. Türkiye hiçbir zaman terör örgütleri üzerinden başka ülkeleri hedef almadığı gibi tevessül edenlere de asla teslimiyet göstermez. Biz kendi özgürlüğümüz, kendi onurumuz için ne kadar hassasiyet gösteriyorsak, kardeşimiz kabul ettiğimiz toplumlar konusunda da aynı hassasiyeti gösteriyoruz. Suriye ağladığında biz de ağlıyoruz. Filistin'de mazlumlara eziyet edildiğinde bizim de içimiz acıyor.
"BU HAFTA SONU AFRİKA'YA GEÇECEĞİZ"
Bu hafta sonu bir Afrika'ya geçeceğiz. Bir Sudan yapacağız. Sonra Çad'a, oradan Tunus'a gitmek suretiyle 3 Afrika ülkesini dolaşmış olacağız. Görelim, edelim, onlarla dertleşelim, neler yapabiliriz, bunun da gayreti içinde olalım.
Yorum Yazın