Bahçeli'den 31 Mart uyarısı...MHP lideri Bahçeli partisinin grup toplantısında konuştu. Yeni bir terör konseptinin devreye sokulduğunu söyleyen Bahçeli, "31 Mart yerel seçimleri için provokasyonlar planlanıyor. Zillet ittifakının oyunlarına izin vermeyeceğiz, oyunlarını sonlandıracağız." dedi.
Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin Meclis grup toplantısında önemli açıklamalarda bulunuyor.
Bahçeli'nin açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
"Dün Mevlid Kandili'ni dua ve şükran ile andık. Kandiller nefsin yanıltıcı istek ve arzularından uzaklaşmayı sağlayan müstesna zamanlardır. Peygamberimiz, dürüstlük, iyi niyet, hoşgörü meşalesiydi. Sözü dinlenirdi, herkes tarafından takdir edilirdi. Eminliğinden hiç şüphe duyulmazdı. Ne mutlu bize ki, onun izinden yürüyoruz. Peygamberimizin doğumu beşeriyet tarihinin en önemli hadiselerindendir. Tıpkı bugünkü gibi mazlumlar inim inim inliyordu. Peygamberimizin doğumu ile huzur ve refah yeniden yeşermişti. İslam toplulukları dinimizin ana rotasından ne zaman ayrılmışsa savrulmuştur. Müslüman coğrafyası öyle bir buhrana girmiştir ki, haksızlıklar ve zulüm çoğalmıştır. Zillet bugünkü şartlarda öne çıkmış, fırlamıştır.
İslam ülkelerinde servet ve şehvete kapılmış prenslere, emirlere, krallara dikkat ediniz. Bunun neresinden tutalım, nasıl düzeltelim? Bir yanda karıncayı incitmekten korkan peygamberimiz duruyorken, bir yanda en vahşi cinayeti Müslüman kisvesi altında işleyebilen cüce bir azınlık vardır. İnanıyoruz ki Allah Cabbar'dır, Kerim'dir, Rauf'tur, Aziz'dir. Dünya iktidarları için zulmedenler, ihanetten geçinenler zelildir, yozlaşmıştır, günahkardır, haramzadedir.
Kuran'ın bir insanın canına kıyan tüm insanlığa kıymış gibidir ifadesi kimsenin gündeminde yoktur. Ortak akıl paslanmış, ortak vicdan kurumuştur. Her gün 5 vakit okunan ezanların hatırına, her gün amin diyen eller adına soruyorum; İslam topluluklarını pençesine alan kargaşa ve karmaşa nereye kadar sürecektir? Efendimiz yetim büyüdü, tüm yetimlerin umudu oldu. Peki bugünkü yetimlerin hakkı ne zaman korumaya alınacaktır? Aksi halde bu girdap daha da genişleyip, Allah muhafaza hepimizi içine alacaktır.
İslam coğrafyası terörle yıldırılmak, teslim alınmak isteniyor. Bölgenin mihenk taşı olan Türkiye, bu senaryolardan etkileniyor, zarar görüyor. Ortadoğu'daki kavganın temelinde hakimiyet kaygısı yatmaktadır, paylaşım kavgası yaşanmaktadır. İstenen zayıf ve kukla devletlerdir. İstenen maşalığa hazır terör devletleridir. Ortadoğu'nun ve İslam ülkelerinin kanlı bıçaklı hale getirilmesi burada aranmalıdır.
Sözde kral, emir ve şeyhler için öncelik İslam'ın itibarı değil, saltanat çıkarlarıdır. İşin asıl boyutu hala bu tehlikenin fark edilememiş olmasıdır. Yeri gelince mangalda kül bırakmayan her ülke terörizmi kınamaktadır. Kazın ayağı hiç de görüldüğü gibi değildir. Göz vardır, izan vardır. Her şey ortadadır. Herkes teröre karşıysa bu caniler nasıl yaşayabiliyorlar? Bir bakıma üzüm üzüme baka baka kararmış. Emperyalizm tuzağına düşen ülkelerin yüzleri simsiyah kesilmiştir. Teröristlere TIR'lar dolusu silah gönderenleri nereye koyacağız? 2013 ile 2017 yılı arasındaki silah satışları yüzde 20 artmış durumdadır. Caniler ekmek alır gibi silah almaktadır. Önemli bir bölüm silah ise bedelsiz ve hibedir. Teröristlere silah satışı yapacak kadar haysiyetsiz olmuşlardır. Bu nasıl bir ilkesizliktir. Önce sorun yaratıp sonra silah satmak, sorun çıkarıp, müdahale etmek bilinen bir sömürgeci politikasıdır. Yoksulluk İslam ülkelerine sinmiştir. Yolsuzluk İslam ülkelerine demir atmıştır.
Tarihe bakınca nice bedbahtın ibretlik acıklı sonunu görmek mümkündür. Allah mutlak galiptir. Bunu yine göreceğiz. Büyük Türk Milleti olarak tanık olacağız.
CEMAL KAŞIKÇI CİNAYETİ
Günlerdir Cemal Kaşıkçı cinayeti konuşuluyor. Kimlerin doğrudan parmak izi olduğu tartışılıyor. Kaşıkçı krizi uluslararası bir meseleye dönmüştür. Kaşıkçı cinayeti ezberleri bozmuş, pandoranın kutusunu açmıştır. Ülkemiz hakkın ve hukukun yanındaki duruşu ile takdir toplamaktadır. 2 Ekim 2018 tarihinde vukuu bulan Kaşıkçı cinayeti birçok soru işaretini peşinden getirmiştir. Suudi Arabistan'ın örtbas çabası Türkiye'nin delilleri ile çürütülmüştür. Riyad yönetimi ilişkisi olmadığını savunmuştur. Titiz çalışmalar sonrası, Kaşıkçı'nın konsolosluta öldürülerek parçalara ayrıldığını itiraf etmek zorunda kalmıştır. Türkiye, Suudi Arabistan'a 18 kişi için iade talebinde bulunmuştur. Suudi yönetimi 18 kişiyi gözaltına almış, 5'i hakkında idam kararı vermiştir. Kimi kurtarıp, kimi asacakları aşikardır. Cinayetin baş azmettiricisi olarak belirtilen veliaht bu olayların bir daha yaşanmaması için kurulan heyetin başına getirilmiştir. Kuzu, kurda teslim edilmiştir. Gerçeğin ortaya çıkmak gibi bir huyu vardır. Anlaşılıyor ki Suudi Arabistan yönetimi sanal bir mahkeme ile cinayetin üstünü kapatmaya yönelmiştir. Yerli işbirlikçinin kimliği hala aydınlanmış değildir.
"BU BAKAN HALT ETMİŞTİR"
15 Kasım'da açıklama yapan Suudi Dışişleri Bakanı, meselenin siyasileştirilmesinin İslam coğrafyasının bölüneceğinden bahsetmiştir. Bu bakan bana göre halt etmiştir. Maktul bellidir, müşteki bellidir, cinayet mahali de bellidir. Kaşıkçı'yı öldüren caniler bellidir. Saklanacak ne kalmıştır? Gizlenecek ne kalmıştır?
"VELİAHT PRENS İÇİN ÇEMBER DARALMAKTADIR"
Kutsal toprakları hakimiyetinde tutan bir ülke nasıl bu duruma gelmiştir. Usame Bin Ladin zihniyetinden ne farkı kalmıştır. Türkiye cinayet üssü olarak ne hakla kullanılmıştır. Veliaht prens için çember daralmakta, kaçış ve kurtuluş yolları kapanmaktadır... Karanlık ilişkiler kuran, emperyalistleri arkalayan bir şahıs nasıl oluyor da ilahi ilhamlara mashar olabiliyor... Bundan sonra haç farizasını güvenli bir şekilde yapılacağına nasıl inanalım, Muhammedi ahlaka zulmeden yok sayan bir anlayışa ne diyelim. Suudi Arabistan yönetimi İslam coğrafyasını parçalama işine adeta memur edilmiştir.
Kaşıkçı'nın öldürülme emrini Presn Selman'ın verdiği söylense de ABD Başkanı Trump bunu görmezden gelmiştir. ABD bölgemizde kaos, İslam ülkelerinde çatışma arzulamaktadır ve bu nedenle Suudi Arabistan'a ihtiyacı vardır. Her ne pahasına olursa olsun cinayetin asıl azmettiricilerini saklamak zorundadır...
ABD'YE SERT TEPKİ
AB, İtalya'nın bütçe sorunu ile ilgili kararı 21 Kasım'da verecektir. AB'nin geleceği meçhuldür. AB bir anlamda iflasın eşiğindedir. Fransa'nın başını çektiği, Almanya'nın yeşil ışık yaktığı, Trump'ın karşı çıktığı Avrupa Ordusu konusu 58 yıllık arayışın ardından yeniden ortaya çıktı. Avrupa Ordu kurulursa bir cepheleşme ortaya çıkacaktır. Burada Türkiye'nin alacağı tavır ve pozisyon bizim için önemlidir. Türk ordusu dünyanın en büyük 3 ordusundan biridir. Bu hiçbir şartta değişmeyecektir. Kiminle müttefiksek beka meselesinde karşı karşıyayız. Kiminle NATO şemsiyesi altında birlikteysek teröristlere destek veriyorlar. İttifak adamlık,adanmışlık, fedakarlık ister. Türkiye seçeneksiz falan değildir. Önde müttefik olup arkada iş çevirmek rezilliğin daniskasıdır. Güney sınırlarımız boyunca arkamızdan iş çeviriyorlar. Hangi taşı kaldırsak altından ABD, YPG ortaklığı çıkıyor. Neymiş taktik ilişkiymiş. Cani ile taktik ilişkisi kurulamaz.
"GEZİ İLE İLİŞKİSİ OLDUĞU İDDİA EDİLEN KİŞİLERLE HUKUK ÖNÜNDE HESAPLAŞMANIN NERESİNDE SORUN VARDIR?"
ABD içişlerimize karışmayı ilk iş ve meslek edinmiştir. Anadolu A.Ş'nin kurucusu olan şaibeli kişilik ve bağlantılı kişiler hakkında gözaltı kararı alınmıştır. Bunların Gezi Parkı olaylarını Anadolu'ya yaymaya çalışmak için görüşme yaptıkları iddia edilmiştir. Gezi ile ilişkisi olduğu iddia edilen kişilerle hukuk önünde hesaplaşmanın neresinde sorun vardır? Onu bıraksın, FETÖ elebaşını ne zaman iade edecek ondan bahsetsin.
"YENİ BİR TERÖR KONSEPTİ TEDAVÜLE SOKULMUŞTUR"
Ülkemizde garip ve üzerinde durulması gereken gelişmeler ülkemizde yaşanıyor. Yeni bir terör konsepti tedavüle sokulmuştur. Koordinat belirleyen droneları PKK kullanmayı başlamıştır. Yakın zamanda Şırnak'taki üs bölgesi yakınlarında patlayıcı yüklü drone düşürülmüştr. Terör örgütü bu yöntemi kimlerden öğrendi? Bu İHA'ları kimlerden sağladı? Sokaklar karıştırılmaya çalışılıyor. FETÖ, PKK iş bölümü yapmış ortaklar pusuda bekliyor. Terörün hedefi olan korku ve kuşku tırmandırılıyor. Türkiye üzerinde yeni bir şer ve hain deneme planlanıyor.
"PROVOKASYON HAZIRLIĞI VAR"
Ekonomideki sorunları siyasal tepkiye dönüştürmek ve 31 Mart seçimleriyle ilgili maksatlı bir hazırlık yapılıyor. Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin üzerinde tehlikeli polemikler tetilklenip, provokasyonlar tertipleniyor. Buna izin vermeyeceğiz. Zillet ittifanın tuzaklarını yine kökünden bozacağız. 'Atatürk ilah değildir' ve ' Atatürk benim ilahımdır' diyen provokatörler sabırları zorluyor. Şunu çok iyi bilsinler ki, Türk milleti şiddeti ne olursa olsun her ihaneti, rezaleti ve felaketi yerle yeksan etmeye hazırdır..."
CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN'LA YARINKİ GÖRÜŞME
Grup toplantısı zonrası gazetecilerin sorularını yanıtlayan Bahçeli, yarın saat 16.00'da Cumhurbaşkanı Erdoğan ile yapacağı görüşmeye ilişkin, "Gündemi davet sahibi belirler. Davet edilen yere bir gündemle gidersek o başka bir şey olur, o da MHP'ye yakışmaz" ifadelerini kullandı.
Yorum Yazın