Abdullah Gül’e yakınlığıyla bilinen yazar Fehmi Koru, bugünkü yazısında ‘İdlib’ krizini değerlendirdi. Türkiye’nin menfaatleri için atılan adımları görmezden gelerek dış politikayı eleştiren Koru, Türkiye’nin şu anki durumunu Osmanlı’nın son dönemine benzetti.
Rusya güdümlü Esed rejiminin kalleş saldırısı sonucu İdlib’te şehit düşen 36 askerimiz tüm Türkiye’de birlik ve beraberlik ruhunu yeniden diriltti. Ancak bu birlik ruhundan rahatsız olan çevreler Türkiye’nin Suriye’de ne işi olduğunu sorarak beka mücadelesine gölge düşürmeye çalışıyor.
11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e yakınlığıyla bilinen gazeteci yazar Fehmi Koru, bugünkü yazısında İdlib’de yaşananlarla ilgili tepki çeken yorumlar yaptı.
Osmanlı'nın son dönemine benzetti!
Türkiye’nin dış politikasını eleştiren Koru, sivilleri katleden ve en son 36 askerimizi şehit eden Esed rejimi ve küresel güçlere tek bir eleştiride bulunmadı.
"Giderek, Osmanlı’nın bir savaştan diğerine yetişmeye çalıştığı, ‘dost’ ile ‘düşman’ bilinenlerin sıkça yer değiştirdiği son yarım asırlık Osmanlı tarihine benzemeye başladı " diyerek Türkiye’nin durumunu Osmanlı’nın son dönemine benzetme gafletinde bulunan Koru “İçine düşürüldüğümüz bu durumdan kurtulmaya çabalamamız şart. Bilmem anlatabildim mi?” sözleriyle de mesaj verdi.
İşte Koru’nun o skandal yazısı;
Şu sırada herkes “Suriye’de savaş büyür mü, Rusya ile çatışma çıkabilir mi?” sorusuna cevap bulmanın peşinde.
Kısa süre önce de, benzer bir soru, Rusya yerine ABD konularak soruluyordu.
ABD ile savaş noktasına gelinmedi, ancak Rusya ile bayağı karşı karşıya durumda Türkiye. Verilen şehitler Rusya destekli Suriye ordusunun eseri…
Rusya ile çatışma ortamına gelinmesi Amerikalıların tavrının değişmesine yol açmış görünüyor ama bunun iyi niyetli bir yaklaşım olduğunu düşünmek için pek az sebep var.
Her yönden çatışmanın körüklendiği bir ortam içerisinde Türkiye…
Rusya şimdi ‘düşman’. Daha önce ABD ‘düşman’ idi. Sınırlarına Türkiye’den uzanan göçmen dalgası Avrupa ülkelerinin pek çoğunu da ‘dostlarımız’ listesinden silmemiz sonucunu doğurabilecek yeni bir gelişme.
‘Düşmanlarımız’ listesini daha da uzatmak mümkün.
MetroPoll firmasının yaptığı son (Ocak 2020) araştırmada halkımızın hiçbir ülkeye güvenmediği apaçık görülüyor. [Araştırmada en çok güvendiğimiz ülkenin 26.3 ile Rusya olduğu görülüyor; şimdi yapılsa araştırma Rusya herhalde en alttaki Esad Suriyesi ile bir düzeyde çıkardı.]
Günümüz dünyasında hiçbir ülke bu kadar ‘düşman’ ile kendisini rahat hissedemez.
Başlarından geçen iki global savaş sonrasında aralarında Türkiye’nin de bulunduğu Avrupa’nın önde gelen ülkeleri -ve ABD- aralarındaki düşmanlıkları dostluğa çevirecek bir zeminde buluştular. Birleşmiş Milletler örgütü öyle doğdu. NATO aynı amaçla kuruldu. Avrupa Birliği’ne gidecek süreç öyle oluşturuldu.
İki savaşta birbirlerini yok etmek için silaha sarılmış ülkelerin halkları daha üst bir kimlikte buluşabildi.
Menfaatler ülkeleri buna zorladı.
Türkiye de bu yeni durumdan yararlanan ülkeler arasında yerini alabildi.
Şimdi farklı bir yöne doğru yol aldığımız kesin.
Düşman saydığımız ülkeler var ve ‘dost’ gibi davrananların samimiyetlerinden kuşku duymamız için de sebepler çok.
Giderek, Osmanlı’nın bir savaştan diğerine yetişmeye çalıştığı, ‘dost’ ile ‘düşman’ bilinenlerin sıkça yer değiştirdiği son yarım asırlık Osmanlı tarihine benzemeye başladı günümüz Türkiyesi…
En büyük özelliğimiz olan ‘jeostratejik değer’ bu yeni durumda değersiz hale düşüyor ve bu ciddi bir tehlike Türkiye için…
İçine düşürüldüğümüz bu durumdan kurtulmaya çabalamamız şart.
Bilmem anlatabildim mi?
Yorum Yazın