Hikmet GENÇ'in köşe yazısı
Her sene, “bu sefer bağırıp çağırmazlar herhalde” diye ümitleniyoruz.
Ama olmuyor. Birinci gün atlasalar, ikinci başlıyorlar;
“Kurban katliamına son!”
Ve her sene aynı cevaplar yapıştırılır; “Yediğin etler ağaçta mı yetişiyor? Eti hangi laboratuvardan alıyorsun? Ya da hangi tarladan topluyorsun?”
Bu böyle uzar gider.
***
Evet, işe yaramaz ama sen yine sorarsın.
Yediğin etler nerden geliyor sanıyorsun?..
Giydiğin ayakkabı salyangoz derisinden mi yapılıyor?.. Ceylan derisinden, bilmem ne sürüngenin gerisinden yapılmış cüzdan, çanta..vs’i ‘Paris’ten aldım canım’ derken iyi!..
Ama biz Kurban kesmeyelim!
En pahalı restoranlarda yediğin ıstakozun, canlı canlı kaynar suya atılıp haşlandığı aklına geliyor mu hiç?..
Paris’te ‘kurbağa bacağı’ yerken, bunun gerisine ne oldu diye düşünüyor musun?..
Yıl boyunca eti, kebabı, köfteyi götür.., Kurban Bayramı gelince; ‘hayvan katliamına son’ diye bağır!..
Bir de Müslüman’a fetva veren kaşalotlar var. “Kurban keseceğine, o parayı ihtiyaç sahibi bir çocuğun eğitimine harcamak daha sevap…”
Daha sevapmış!
Tatil için yurtdışına çıkarlar, en pahalı kozmetik ürünleri kullanırlar. Besledikleri hayvanların kuaför, sağlık, mama, kaka işlerine ayda bin lira harcarlar. Sonra sana bana akıl verirler, “kurban keseceğine ihtiyaç sahibine ver”
Biz de öyle yapıyoruz zaten. Kurbanımızı dağıtıyoruz. Zekatımızı, sadakamızı da veriyoruz.
Sen de “tokatlanmış et” yemek için tonla para harcayacağına, mahalle kebapçısına git, artan parayı ihtiyaç sahiplerine dağıt. Daha sevap!..
Velhasıl kafayı kurbana takmışlar.
Kurban, dini vecibelerden biri. Tabii Müslüman için söylüyoruz. İnanmıyorsan, seni bağlamıyorsa sana ne?..
Siz domuzun dörtte birini 7 dakikada silip süpürürken, ‘domuz katliamı var’ diye bağırıyor muyuz ?!..
Yettiniz ulan!..
Yorum Yazın