Ahmet Kekeç bugünkü yazısında HDP kongresinde açıklanan ‘Gezi ittifakı’nın yeni ayağının Ali Babacan ve Ahmet Davutoğlu olduğunu yazdı.
Akşam gazetesi yazarı Ahmet Kekeç, "Gezi ittifakının yeni ayağı Davutoğlu ve Babacan mı?" başlıklı bugünkü yazısında HDP kongresine temsilci ve mesaj gönderen Ahmet Davutoğlu ve Ali Babacan’ın ilan edilen ‘Gezi ittifakı’nın yeni ayakları olduğunu yazdı.
İşte Kekeç’in o yazısı;
HDP’li Pervin Buldan, hükümete karşı kuracakları ittifakın yeni ismini açıkladı: “Gezi ve Cizre ittifakı...”
Hadi Gezi’yi anladık da, “Cizre” ne oluyor?
Gezi’de, ülkenin bütün renklerini Erdoğan’a karşı birleştirmişlerdi.
Cizre’de ise, kenti delik deşik edip, her tarafı bombalarla donatmışlardı.
CHP, olup bitenlere sessiz kalmıştı.
Peki, İyi Parti?
İyi Parti, “hendek ve çukur terörü” olarak adlandırılan süreçte HDP’nin ve PKK’nın üstlendiği rolü kabul ediyor mu? Edecek mi? Pervin Buldan’ın iddia ettiği gibi, “Gezi” ve “Cizre” ittifakına dahil olup PKK’yla kol kola girmeyi sindirebilecek mi?
İyi Parti, şimdilik bir kenarda dursun...
Bu partinin durumunu “istifalar” durulduktan sonra konuşalım... (Fakat durulacak gibi görünmüyor. Partinin ağır topları, HDP’ye karşı vaziyet almaya devam ediyor.)
Biz şimdi gelelim nazar boncuklu Ali Babacan ve Ahmet Davutoğlu’na...
Babacan, istikbaldeki birlikteliklerinin nişanesi olarak HDP Kongresi’ne kutlama mesajı göndermiş...
Pervin Buldan da bu mesajı yüksek sesle okuyarak Babacan’ı alkışlatmış.
Ben bu “fikirler”in Babacan’ın kafasından çıktığına inanmıyorum.
Mutlaka Abdullah Gül’ün yönlendirmesi vardır...
Hani “Gezi’yle gurur duyuyor”du ya muhterem... Bir anlamda, gurur duyduğu “Gezi ittifakı”na, Ali Babacan’ı itelemiş oluyor... (Aynı Gül, Ankara’daki DEAŞ saldırısından sonra Selahattin Demirtaş’a başsağlığı mesajı göndermişti. Cumhurbaşkanı ve Başbakanı “mahsustan” atlamıştı. Bunu da yapmıştı.)
Diğerinin (Davutoğlu’nun) durumu daha acıklı... (“Daha perişan” dememek için “daha acıklı” dedim.)
Davutoğlu, “Gezi İttifakı”nın ilan edildiği HDP Kongresi’ne adam göndermiş.
Fakat bir dakika...
Gezi’de hedef sadece Erdoğan mıydı?
Hadi Abdullah Gül (renksiz ve kokusuz olduğu için) kendine has bir kıvraklıkla atlatmıştı Gezi vetiresini...
Babacan yok muydu hedefte?
Davutoğlu yok muydu?
Bugün Davutoğlu’nun arkasında hizalanmış siyasetçi efradı yok muydu?
Öyle ki, Davutoğlu da alınganlık çıkarmıştı Gezi ayaklanmasından ve “mağdur” sıfatıyla mahkemeye başvurmuştu.
Davutoğlu, şimdi, kendisini mağdur edenlerle birlikte mi olacak? Ülkenin katastrofik renkleriyle omuz omuza verip Erdoğan’a karşı bayrak mı açacak?
Sen 6-7 yıl boyunca “Gezi konsorsiyumuna” karşı “mağdur” sıfatınla mahkemelerde mücadele et... Gezi kararının açıklanmasına bir gün kala, “Davadan çekiliyorum” deyip işin içinden sıyrıl.
Ne oldu?
Mağdurluğun sona mı erdi?
Mağdurluğunu sona erdiren olayları mantıklı bir şekilde sıralasan da, eski dava arkadaşların da istifade etse bundan...
Bir de şu:
Bir konuşmasında şöyle buyurmuştu: “Ben Erdoğan’ı Gezi nümayişçilerini ziyaret etmesi için ikna etmeye çalıştım ama kabul ettiremedim...”
Bu nasıl oluyor?
Hem adını “mağdur” yazdırıp Gezi nümayişçilerine sırt çevireceksin hem de “ikna etmeye çalıştım” diyerek Gezi sözcülüğüne soyunacaksın.
Hangisi gerçek Davutoğlu?
Yorum Yazın