Barış Pınarı Harekâtı'na katılan askerlerimizin, "Yolculuk nereye?" sorusuna verdikleri, "İslamiyet güneşinin doğduğu her yere" cevabından rahatsız olan İsmail Saymaz, Twitter'dan bir paylaşımda bulunarak, bu cevabın Türkiye'yi sıkıntıya sokacağını öne sürdü. İsmail Saymaz gibi düşünenlere tokat gibi cevap ise, büyük mütefekkir merhum Cemil Meriç'in yaklaşık yarım asır önce yazdığı eserden geldi.
Unutturulmak istenen toplumsal değerlerin yeniden ihya edilmesine duydukları kinle şişmiş olan Kemalistlerin gazını alarak, aklınca mahallelerinde kendine bir köşe bulacağını sanan ve her fırsatta CHP'li siyasileri öven gazeteci İsmail Saymaz, Barış Pınarı Harekâtı'na katılan askerlerimizin sözlerinden rahatsız oldu.
Bir televizyon muhabirinin tankçı birliklerimizle gerçekleştirdiği mülakatta sorduğu "Yolculuk nereye?" sorusuna, askerlerimizin verdiği, "İslamiyet güneşinin doğduğu her yere" cevabını hazmedemeyen Saymaz, konuyu sosyal medyaya taşıdı.
Twitter'dan yaptığı paylaşımda, askerlerimizin verdiği cevabın Türkiye'yi zor duruma sokabileceğini öne süren Saymaz, başta ABD olmak üzere birçok Avrupa ülkesinin Barış Pınarı Harekâtı'nı başlatan Türkiye'ye karşı birleştiğini görmezden gelerek, "Fox TV muhabiri, "Yolculuk nereye?" diye soruyor. Tanktaki asker, "İslamiyet güneşinin doğduğu her yere" diye yanıtlıyor. Bu türden ifadeler, kimilerine sempatik gelse de, Türkiye'yi hayli zor duruma sokabilir." paylaşımında bulundu.
İsmail Saymaz gibilere cevabı, Cemil Meriç yıllar önce verdi
Batı'ya yaranmak için öz değerlerini inkâr ederek kendi bilinç ve retoriğini geliştirememiş kişiliksiz ve kültürel sığıntıların yüzünde tokat gibi patlayan cevabı, Osmanlı'nın son dönemi ile Cumhuriyetin ilk yıllarında yetişmiş büyük mütefekkir Cemil Meriç, kırk beş yıl önceden verdi.
Sosyolog, filozof, büyük münevver Cemil Meriç, 1974 yılında basılan Umrandan Uygarlığa adlı eserinde, İsmail Saymaz gibi düşünen çeyrek porsiyon 'zavallı Türk aydınına' acıyarak cevap veriyor.
İşte büyük mütefekkir Meriç'in o cümleleri:
"Bütün Kur'an'ları yaksak, bütün camileri yıksak, Avrupalının gözünde Osmanlıyız; Osmanlı, yani İslam. Karanlık, tehlikeli, düşman bir yığın!
Avrupa, maddeciliğine rağmen Hıristiyandır. sağcısıyla, solcusuyla Hıristiyan. Hıristiyan için tek düşman biziz:
Haçlı ordularını bozgundan bozguna uğraratan korkunç ve esrarlı kuvvet. Genç cüce, müselsel zilletler sonunda ihtiyar devin zaaflarını keşfeder. ahde vefa, civanmertlik, merhamet... Aşağıdan alır, hulüs çakar, yaltaklanır ve ... nihayet alteder devi. Cenk meydanlarında değil, yatak odalarında kazanılan bir zafer.
Zavallı Türk aydını ... Batılı dostları alınmasınlar diye hazinelerini gizlemeye çalışır. Sonra unutur hazineleri olduğunu. Düşmanın putlarını takdis eder, hayranlıklarını benimser. Dev, papağanlaşır."
Yorum Yazın